İTÜ CinsArı: Fobisiz, tabusuz, yasaksız bir kampüs için dayanışma şart
Fobisiz, tabusuz, yasaksız bir kampüsün ve hayatın taşlarını döşemeyi amaç edinmiş bir kulüp: İTÜ Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Kulübü.

Farklı üniversitelerden Kadın Çalışmaları ve LGBTİ Topluluklarının üniversite öğrencileri için önemine dikkat çeken tartışmaları yürüttüğü dosyamızın bugünkü bölümünde İstanbul Teknik Üniversitesi Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Kulübü ile görüşmemizi aktarıyoruz.

İTÜ Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Kulübü, kendi üniversitelerinde LGBTİ+ topluluğunun varlığının öğrenciler açısından neleri değiştirdiğini, yaptıkları çalışmaları, üniversite yönetiminin çalışmalarını ne yönde etkilediğini ve öğrenci kulüplerinin yan yana mücadelesinin önemini anlattı.

Fobisiz, tabusuz, yasaksız bir hayatı mümkün kılacak güçlerden birinin de kampüslerdeki LGBTİ+ kulüp ve topluluklarıyla olacağını savunan kulüp, sadece kampüs içinde değil yaşamın her alanında bu mücadeleyi verdiklerini ifade etti.

Üniversitede LGBTİ+ topluluğunun varlığı öğrenciler açısından neleri değiştiriyor? Öğrenciler için nasıl bir alan açıyor?

LGBTİ+ sadece Türkiye’de değil dünya genelinde maalesef ki tabu olan bir konu. Küçüklüğümüzden itibaren çeşitli konularda olduğu gibi cinsiyet kimliğimiz ya da cinsel yönelimimiz sebepli zorbalıklara maruz bırakılmışızdır. Çevremizde tabu olması nedeniyle kendimize dahi açılmakta zorlanırken, LGBTİ+ birey olup toplum tarafından kabul görmeyi belki de sadece televizyon ekranlarında gördüğümüz kişilere özel olduğunu sanıyorduk ancak bunun doğru olmadığını asla yalnız olmadığımızı, kimse tarafından kabul görmeye mecbur olmadığımızı görebiliyoruz. LGBTİ+ kulüp ve toplulukları, özellikle üniversiteye yeni başlamış bir LGBTİ+ birey için kendini keşfedip geliştirebileceği ve aradığı güvenli alanı bulabileceği bir ortam sağlamış oluyor. LGBTİ+ olmayan öğrenciler için de toplumdan içimize nüfuz etmiş önyargıları kırmamıza olanak sağlıyor. Yıllardır LGBTİ+’lar için duyduğumuz söylemlerin içinin boş olduğunu hepsinin birer önyargı ve nefret söyleminden ibaret olduğunu anlıyoruz. Birlikte öğreniyor, bilinçleniyor ve dayanışıyoruz. Fobisiz, tabusuz, yasaksız bir hayat mümkün, LGBTİ+ kulüp ve topluluklarıyla bunu görüyoruz.

Kulübünüz ne gibi çalışmalar yapıyor? Üniversite yaşamı açısından nerede duruyor?

Biz İTÜ Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Kulübü olarak, öncelikli amacımızın başta kampüs içi daha sonra İstanbul ve ülkemiz olmak üzere LGBTİ+ fobi ve ataerkiyle mücadele ederken LGBTİ+ öğrenciler için güvenli alan sağlamaya çalışmak olduğunu söyleyebiliriz. Kendimize kısaca “Cins Arı” diyerek LGBTİ+lar üzerine atılan ötekileştirici söylemleri kabul etmeyip farklılıklarımızla güzel olduğumuzu, cins arıların da var olduğunu vurgulamak istiyoruz. Dönem içindeki etkinliklerimize değinecek olursak çeşitli atölyeler, okumalar, film gösterimleri yaparak birbirimizi bilinçlendirmeyi amaçladığımız tartışma ortamları oluşturuyoruz. “Açılma Sohbeti” etkinliğimizle herhangi bir yargı ya da fobiye maruz kalmadan açılma hikayelerimizi güvenli bir ortamda, dilersek anonim bir şekilde, paylaşma fırsatı buluyoruz. Ayrıca katıldığımız takdirde herhangi bir paylaşımda bulunma zorunluluğu olmadığı için sadece dinleyerek belki de daha önce duymadığımız açılma hikayelerini duymuş ya da benzer yollardan geçerken yalnız olmadığımızı görmüş oluyoruz. Dayanışma partileri düzenleyip geliriyle trans arkadaşlarımızın dayanışma fonlarına destek olup onları süreçlerinde yalnız hissetmemeleri için yanlarında oluyoruz. Kampüs içinde “Bayrak Dikimi” etkinliğiyle çimlere oturup gökkuşağı bayrağımızın dikiş nakışını yaparken olduğu gibi “Onur Yürüyüşleri” ile de kampüs içinde LGBTİ+ görünürlüğünü sağlamayı hedefliyoruz.

Doğrusunu söylemek gerekirse, çoğumuz ailelerimize ve çevremize kapalı olduğu için en azından kampüs içinde nefes alacak alan bulmuş oluyoruz. Üniversite yaşamı açısından oldukça önemli bir noktada olduğumuzu söyleyebiliriz.

‘ŞENLİKLERDE BAYRAKLARIMIZ ‘TERÖRİST’ BAYRAĞI OLARAK NİTELENDİRİLİP KALDIRILMAK İSTENİYOR’

Üniversite yönetimleriyle nasıl sorunlar yaşıyorsunuz? Sizin üniversitenize atanan rektör sonrası kulübün işleyişine yönelik müdahaleler oldu mu? Ya da çalışmalarınızı yürütürken ne gibi engellerle karşılaşıyorsunuz?

Diğer soruda da anlattığım gibi hedeflerimiz bunlar ve çok daha fazlası lakin üniversite yönetimi tarafından bazı engellemelerle karşılaşıyoruz. Etkinlik içeriklerinin ya da çağırmayı planladığımız konuşmacıların LGBTİ+ ile alakalı olması çok doğalken en basit örnek olarak gösterimini yapmayı istediğimiz filmde LGBTİ+ bireyler olduğu için red cevabı aldığımızı gösterebiliriz. Şenliklerde bayraklarımız “terörist” bayrağı olarak nitelendirilip kaldırılmak isteniyor. Var oluş mücadelemizi simgeleyen Onur Yürüyüşü dünyanın her yerinde yapılırken 2016’dan itibaren eften püften sebeplerle İTÜ’de yapılması yasaklanıyor. Adı konamayan “bazı” sebeplerle “bazı” kulüplere oranla daha az olanağa sahibiz. Ama biz bunun içi boş nefretten başka bir şey olmadığını biliyoruz. 2016’da atanan rektörle birlikte başlayan bu alıkoyma çalışmaları yeni atanan rektörle değişir mi bunu zamanla göreceğiz. Kim, nasıl engellemeye çalışırsa çalışsın asla mücadele etmekten pes etmeyeceğiz.

Üniversitenizde cinsel tacizi önleme birimi var mı? Siz bu birimin bir parçası mısınız?

Var fakat maalesef yeterince aktif değil. Gönül isterdi ki Boğaziçi Üniversitesi’ndeki CİTÖK gibi faal bir birim olsun ve bizler de bu birimin bir parçası olalım ancak okulumuzda ne cinsel tacize ne de fobik saldırılara gerekli önem veriliyor. Bu tip durumlarda bazı bireyler bizlerle iletişime geçiyor.

Diğer kulüp ve topluluklar ile ilişkiniz nasıl? Ortak işler yapıyor musunuz? Kulüplerin ya da öğrencilerin yaşadığı sorunlara dair ortak buluşmalar, yan yana gelme planlarınız oldu mu?

Okuldaki diğer kulüplerle ortak etkinlik çıkarmaya, olanak olduğu sürece bir araya gelmeye çalışıyoruz. Genelde biz diğer kulübe LGBTİ+ 101 tadında bir giriş yaptıktan sonra o kulübün odak noktasına göre (Geçen senelerde buz patenine gidiyorduk mesela Buz Hokeyi takımı ile) ortak bir etkinlik yapıyoruz. Amacımız bu şekilde görünürlüğümüzü arttırmak, görmemiş duymamış ve fikri olmayan kişilere kulübümüzü tanıtmak ve bir LGBTİ+ kulübüne gelmeye çekinen bireylerle buluşmak için bir araç oluyor aslında. Genelde sol görüşlü kulüplerle ortak etkinlik alabiliyoruz. Pandemi öncesinde bu etkinlikler daha sık oluyordu maalesef Kovid-19 bu ortak etkinlikleri de etkiledi.

‘REKTÖR MEŞRUİYETİNİ SAĞLAMAK İÇİN LGBTİ+’LARI HEDEF GÖSTERİ’

Boğaziçi öğrencilerinin direnişini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu süreçte Boğaziçi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü ve Kadın Araştırmaları Kulübüne yönelik yapılan saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu süreçte yapılan atamanın meşruiyetini sağlamak için bizzat devlet yetkilileri ve diyanet işleri tarafından mücadelenin "zayıf karnı" olarak gördükleri LGBTİ+ Çalışmaları kulübü ve Kadın Araştırmaları Kulübü hedef gösterildi. İktidar partisinin üyelerinin Kur'an-ı Kerimli pasta yapıp yemesinde ya da Üsküdar Meydan'a Kabe maketi yapmalarında dini değerlere hakaret kabul edilmeyip, bir sanat eserinin dini değerlere saygısızlık kabul edilmesi ya da üniversite öğrencilerinin rektörü demokrasi yoluyla seçme taleplerini "faşizan" olarak değerlendirmek en hafif tabiriyle riyakarlıktır. Bu olaylardan yola çıkarak LGBTİ+ ve Kadın+'ların hedef gösterilmesi, rektörün meşruiyetini sağlamak amacından başka bir şey değildir.

‘BİRLİKTE ÖRGÜTLENMEYE VE DAYANIŞMAYA DEVAM ETMELİYİZ’

Kadınların haklarına yönelik saldırılar artıyor, LGBTİ'ler hedefe konuyor. Bu süreçte Kadın Araştırmaları Kulüplerinin, Toplumsal Cinsiyet Topluluklarının, LGBTİ Topluluklarının birlikte mücadele etmesi için ne yapmak gerekiyor, neler yapılabilir?

Birlikte örgütlenmeye ve dayanışmaya son gaz devam etmemiz lazım. Zaten olabildiğince iletişim halinde ve birbirimize desteğiz. Farklı okullara bağlı gruplar olsak da bizi birleştiren kocaman bir ortak payda var. Bu doğrultudan şaşmadan mücadelemize devam etmemiz gerekiyor. Seslerini yeterince duyuramayan okulunda arka planda bırakılan kulüp ve topluluklar yalnız olduklarını düşünmesinler. Herhangi bir iletişim kanalıyla aramıza katılabilirler.

Twitter: @itucinsari 
Instagram: itucinsari 

Fotoğraf: İTÜ CinsArı arşivi

Dosyadaki tüm yazılara ulaşmak için tıklayın: Üniversitelerdeki Kadın ve LGBTİ Toplulukları tartışıyor

İlgili haberler
YTÜ KAÇAT: ‘Üniversite bileşenlerinin söz hakkının...

Otuz dört kulüp ile ortak yürüttükleri çalışmayla üniversitelerinde CİTÖB kurmuş YTÜ Kadın Çalışmala...

İAÜ Kadın Araştırmaları Kulübü: ‘Özgün mücadele bi...

Yaptığı çalışmalar, üniversitede kurduğu dayanışma ağı, varlığının üyesi olmayan üniversiteli genç k...

SBF’li Kadınlar: ‘Birliktelik yalnız olmadığımızı...

Kulüpleşme sürecinde olan SBF’li Kadınlar’dan Rana ve Başak çalışmalarının üniversite öğrencileri aç...

MAÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Kulübü: ‘Tabula...

‘LGBTİ+ bireylerin ve toplumsal cinsiyet rolleri ile derdi olan diğer tüm öğrencilerin kendilerini i...

HÜKÇAT: ‘Topluluk nefes aldığımız her alan için et...

Eşitsizliğin yalnızca suretine karşı değil, esasına karşı da mücadele etmeyi hedefleyen, yaşamın tüm...

Uludağ Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu: ‘...

Pandemi sürecinde de çalışmalarına devam eden Uludağ Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu yaptık...