8 Mart’a doğru rakamlarla Türkiye’de kadın gerçeği
Kadınlar işsiz, yoksulluk had safhada, güvencesizlik diz boyu, şiddet aldı başını gidiyor, kadınlar kendilerini güvende hissetmiyor. “Türkiye’de Kadınlar ve Kadın Emeği” raporu halimizi ortaya seriyor

DİSK/Genel-İş Sendikası Araştırma Dairesi’nin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi hazırladığı “Türkiye’de Kadınlar ve Kadın Emeği” raporu kadınların içinde bulunduğu çarpıcı tabloyu ortaya koydu.

· Her 10 kadından yalnızca 3’ü çalışıyor!
· Geniş tanımlı kadın işsizliği 3 milyona yaklaştı!
· Kadınların yarıya yakını kayıt dışı çalıştırılıyor!
· Kadınların gerçek sendikalaşma oranı yüzde 6!
· Çocuk yaşta evlilik ve çocuk annelerin sayısı arttı…
· Her gün en az 4 kadın şiddete maruz kaldı…
· Her 10 kadından 2’si yoksul, yoksulluk en çok kadınları etkiliyor…
· Her 10 kadından 4’ü kendisini güvende hissetmiyor.
· Türkiye cinsiyet eşitliğinde son sıralarda…

17 BİNE YAKIN KIZ ÇOCUĞU DOĞUM YAPTI

Kız çocuklarının eğitim ve yaşam haklarından mahrum bırakılarak evlenmeye ve anne olmaya zorlanması, çocuk yaşta evlendirilmeleri ve çocuk anne gerçeğini giderek büyüttü. Türkiye’de resmi rakamlara göre her 10 kadından en az 3’ü 18 yaşının altında evlendirildi. 17 bine yakın kız çocuğu doğum yaptı. Doğum yapan kız çocuklarının 234’ü ise maalesef 15 yaşın altında. Bu çocukların büyük bir kısmı çocuk istismarları sonucu da doğum yapmak zorunda kalan kız çocuklarından oluştu. Hakkında yasal işlem yapılmayanlar hesaba alındığında gerçek sayı daha da fazla.

HER GÜN EN AZ 4 KADIN ŞİDDETE MARUZ KALDI

Kadınlar aile içinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında ya da işyerlerinde tanıdıkları veya tanımadıkları erkekler tarafından hemen her gün şiddete maruz kalıyor. 2017 yılında en az 286 kadın ve kız çocuğu öldürüldü. 101 kadın tecavüze, 248 kadın tacize, 377 kız çocuğuna cinsel istismara ve 418 kadına şiddete maruz kaldı. Kayıtlı rakamlara göre her gün en az 4 kadın şiddete uğradı.
Kadına yönelik saldırıların artmasına karşın gerekli yasal ve koruyucu önlemlerin alınmaması nedeniyle kadınlar kendilerine güvensiz hissediyor. Her 10 kadından 4’ü kendisini güvende hissetmiyor.

YOKSULLUK EN ÇOK KADINLARI ETKİLİYOR

Türkiye'de resmi rakamlara göre 16 milyondan fazla yoksul var ve nüfusa göre yoksulluk oranı yüzde 21.2. Kadınların yoksulluk oranı ise 21.6. Yani her 10 kadından 2’si yoksul.


TÜRKİYE CİNSİYET EŞİTLİĞİNDE SON SIRALARDA

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2017 yılında hazırladığı Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi sonuçlarına göre; Türkiye 145 ülke içinde 131. sırada yer alıyor. Aynı araştırmada, çalışma hayatındaki kadınların durumunu ortaya koyan “ekonomik katılım ve fırsat eşitliği” göstergesine baktığımızda da Türkiye 144 ülke içinde 128. sırada. Eğitime ulaşım fırsatlarında, siyasete katılımda, ekonomik katılım ve fırsatlarda 144 ülke içerisinde sonlarda.

KADINLARIN İŞGÜCÜNE KATILMA ORANLARI DÜŞÜK

Kadınların işgücüne katılma oranı, 2017 yılı Kasım ayında bir önceki yılın Kasım ayına göre1,1 puan artarak yüzde 33,8’e yükseldi. Ancak artışa rağmen, Türkiye’de kadınların işgücüne katılma düzeyi, OECD ve AB’ye üye ülke ortalamalarının çok altında. Yıllık verilere göre 2016 yılında kadınların işgücüne katılma oranı Türkiye’de yüzde 32.5 iken OECD üye ülke ortalamalarında yüzde 51.9, AB üye ülke ortalamalarında yüzde 46.

Kadınların istihdama katılım oranı ise 2017 yılı Kasım ayında bir önceki yılın Kasım ayına göre 1,8 puan artarak yüzde 29,3’e çıktı. 2015 yılında kadınların istihdama katılım oranı yüzde 30.2 idi. Bunda kadınların istihdama katılımına yönelik politikaların yeterli olmamasının yanı sıra kadınlara atfedilen toplumsal rollerin de önemli bir etkisi var. Örneğin 11 milyondan fazla kadın ev işleri nedeniyle çalışma hayatına katılamadığını belirtiyor.

İstihdam edilen kadınların işteki durumuna bakıldığında ise; ücretli, maaşlı veya yevmiyeli olarak çalışan kadın oranı 2014 yılında yüzde 60 iken, 2016 yılında yüzde 63’e, 2017 yılı Kasım ayında ise yüzde 65,2’e yükseldi. Ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların oranı ise 2014 yılında yüzde 29,4 iken, 2016 yılında yüzde 26,3’e geriledi, 2017 yılı Kasım ayında ise yüzde 24 oldu.

OECD, AB ve Türkiye’de Kadınların İstihdam Edilme Oranları

KADINLAR KAYIT DIŞI VE 45 SAATTEN FAZLA ÇALIŞTIRILIYOR

Kadınların çalışma hayatında karşı karşıya kaldıkları en önemli sorun kayıt dışı çalışma. 2017 yılı Kasım ayı verilerine göre istihdam edilen kadınların yüzde 43’ü kayıt dışı. Ücretsiz aile işçisi her 10 kadından 9’u, kendi hesabına çalışan her 10 kadından 7’si, ücretli maaşlı veya yevmiyeli çalışan her 10 kadından 2’si kayıt dışı çalıştırılıyor. Bu durum kadınların çalışma hayatında daha güvencesiz olmalarının yanı sıra en temel sağlık, emeklilik gibi haklardan mahrum kalmalarına neden oluyor.

Kadınlar, haftalık yasal 45 saat olan çalışma süresinin çok üzerine çalıştırılıyor. 2017 Kasım ayı verilerine göre 3 milyon 99 bin kadın yani kadın çalışanın yüzde 34’ü haftalık 45 saatin üzerinde çalıştırılıyor. 1 milyon 26 bin kadın ise haftalık 45 saattin üzerinde ve kayıt dışı çalıştırılıyor. Haftalık 1-16 saat arası çalışan kadınların yüzde 87’si, haftalık 17-35 saat çalışan kadınların ise yüzde 67’sının kayıt dışı istihdam ediliyor.

Kayıt Dışı Kadın İstihdamı

İŞSİZLİKTEN EN ÇOK KADINLAR ETKİLENİYOR

İşsizlikten en çok kadınlar etkileniyor ve kadın işsizliği yıldan yıla artıyor. 2014 yılında yüzde 11,9 olan kadın işsizlik oranı, 2016 yılı sonunda yüzde 13,7’ye çıktı. 2017 yılı Kasım ayında ise yüzde 13.4 oldu. 2014 yılında 2 milyon 788 bin olan kadın işsizliği 2016 yılında 2 milyon 959 bine, 2017 yılı Kasım ayında 2 milyon 896 bine ulaştı.

Ülkemizde genç kadın işsizliği OECD ve AB üye ülke ortalamalarının yaklaşık 2 katı. 2014 yılında yüzde 20 olan genç kadın işsizliği, 2016 yılında yüzde 23.5’e, 2017 yılı Kasım ayında ise yüzde 25’e çıktı.

Kadınlar için işsizlik yükseköğrenim mezunu olma durumunda da çok fazla değişmiyor. Yükseköğrenim mezunu kadınların işsizlik oranı 2016 yılı için yüzde 16.9 olarak gerçekleşti. OECD’ye üye ülkelerde bu oran yüzde 4.9 iken, AB’de ise yüzde 5.6.

KADINLARIN GERÇEK SENDİKALAŞMA ORANI YÜZDE 6

Türkiye'de sendikal örgütlenme kadın ve erkek işçiler için yıldan yıla artış gösterse de yine de yetersiz. 2014 Ocak ayında yüzde 4,6 olan kadınların sendikalaşma oranı, 2018 Ocak ayında yüzde 8,1’e çıktı.

Ancak bu oran erkek işçilerin sendikalaşması ile kıyaslanamayacak kadar az. Erkek işçilerin sendikalaşma oranı ise yüzde 10,6’dan yüzde 13,5’e yükseldi. Kayıt dışı istihdamı da içine alarak yapılan hesaplamada kadın işçilerin gerçek sendikalaşma oranı yüzde 6’lara düşüyor.

Cinsiyete Göre Sendikalaşma Sayı ve Oranları


Raporda kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için şu talepler dile getirildi:
-Kadın istihdama katılımını güçlendiren ve cinsiyet eşitliğini gözeten sosyal politika önlemleri alınmalıdır. Kadınlara özgü görülen ev içi sorumlulukların çözümü için kamu politikaları hayata geçirilmelidir. Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından ücretsiz kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılmalıdır.
-Kadınların çalışma hayatında insana yakışır iş, gelir ve sosyal güvencesinin olduğu çalışma koşulları yaratılmalıdır.
-Kadınların iş hayatında karşılaştıkları ücret eşitsizliği, terfi sürecinde ayrımcılık gibi sorunlarına karşı ayrımcı ve cinsiyetçi politikalardan vazgeçilmelidir.
-Ücrette kesinti olmadan ebeveyn izni kadın ve erkeğin eşit bir şekilde kullanması şartıyla yeniden düzenlenmelidir.
-İşyerlerinde kadınlara yönelik şiddet ve tacizde kadının beyanı esas alınmalı, denetim ve ceza mekanizmaları işletilmelidir.
-Sendikalar, kadınların yoğun olduğu işkollarına ve istihdam biçimlerine yönelik örgütlenme modelleri geliştirmelidir.
-Sendikalı kadın işçilerin özgün sorunlarına yönelik toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı toplusözleşmeler yapılmalıdır.

İlgili haberler
Bu hashtagde mücadele var: #8Mart

Geçen yılki uluslararası eylemlilik halinden bu yıla kadın mücadeleleri ne durumda, gündemler neler?...

8 Mart’a giderken 10 sorun 10 talep

Çalışma yaşamında karşılaştığımız 10 temel sorunu ve bu sorunlara ilişkin taleplerimizi bir araya ge...

Savaşa, sömürüye, şiddete karşı YAŞASIN 8 MART!

8 Mart içi boş laflarla ‘vitrin’ yapılacak bir ‘Kadınlar Günü’ değildir. 8 Mart hem evde hem işyerin...