Anayasa komisyonundaki LGBTİ karşıtı açıklamalar tepki çekti: ‘Cinsel kimlik ürolojinin alanı mıdır?’
Anayasa değişikliği teklifi görüşmeleri sırasında komisyona çağrılan LGBTİ karşıtı kurumların konuşmaları tepki çekerken konunun öznesi LGBTİ örgütlerinden tek bir temsilci komisyona davet edilmedi.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, AKP Grup Başkanı İsmet Yılmaz’la birlikte 336 milletvekilinin imzasını taşıyan Anayasa değişiklik teklifi; TBMM Anayasa Komisyonunda muhalefet milletvekillerinin değişiklik önergesi reddedilerek kabul edildi. Ortak önergeleri reddedilen CHP ve İYİ Parti komisyonu terk etti.

“Ailenin korunması” adı altında LGBTİ’leri hedef haline getiren 41'inci madde değişiklik teklifine ilişkin LGBTİ karşıtı açıklamaları ve tutumuyla bilinen kurum ve kişilerin görüşleri alınırken komisyonda LGBTİ örgütlerini temsilen tek bir konuşmacı dahi yer almadı.

Komisyonda 41. Maddeye ilişkin konuşan Hukukçu Kadınlar Derneği Başkanı Figen Şaştım, Türkiye'de bilinçli olarak LGBTİ’lerin eş cinselliği propaganda aracına dönüştürdüğünü ve eş cinsel evliliklerin teşvik edildiğini ifade ederek bunun ailenin kurumunu dinamitlediğini öne sürdü ve düzenlemeye destek verdi.

Komisyona davet edilenler arasında yer alan ürolog Prof. Dr. Zeki Bayraktar’ın açıklamaları ise tepki çekici nitelikteydi. Cinsel yönelimin “geçici bir ergenlik” hali olduğunu ileri süren Bayraktar, “Eğer bu süreci doğru yönetemezsek; ne yazık ki önümüzdeki yıllarda eş cinsel ve transeksüel vakalarda bir patlamayla karşı karşıya kalabiliriz” dedi. Eş cinselliği erken çocukluk dönemine ait bir 'cinsiyet kimlik bozukluğu' diye niteleyen Bayraktar, komisyonda bulunan muhalefet milletvekillerinin tepkisi üzerine eş cinselliği hastalık olarak tanımladı.

TTB’Lİ KADINLAR: BİLİM DIŞI SÖYLEMLERİ KABUL ETMİYORUZ!
Komisyona psikiyatrist yerine ürolog davet edilmesine tepki gösteren Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu da Twitter hesabından şunları söyledi: Anayasa değişikliği üzerinden cinsel kimlik tartışmaları yapılmasını kabul etmiyoruz! Bunu meşru kılmak için, görüş belirtebilecek yetkin ve bağımsız meslek kuruluşları ve tıp mensupları varken, tek bir hekimin dikkate alınan bilim dışı söylemlerini kabul etmiyoruz ve kınıyoruz!

‘CİNSEL KİMLİK ÜROLOJİNİN ALANI MI?’
Eş cinselliğin konuşulduğu bir düzenlemeye ilişkin komisyona psikiyatrist yerine ürolog davet edilmesine tepki gösteren CHP Milletvekili Murat Emir, geçen haftaki oturumda ‘sapkınlık’, ‘sapıklık’ ifadelerinin kullanıldığını hatırlatarak “İlk gün ısrarla Türk Psikiyatri Derneğinin bir temsilcisini çağırın demiştim. Bilim insanı gelsin, birkaç kişi gelsin, Türk Tabipler Birliğinden de gelsin ve bu konuda bizi aydınlatsınlar. Ben burada derin bir cehalet görüyorum. Ergenlik karmaşası, cinsel kimlik bunalımı, cinsel kimlik arayışı üroloğun işi değil arkadaşlar, bunlar psikiyatristlerin işi, psikologların işi. Getirin bir tane uzman onlar anlatsın bunları.

Emir’e yanıt veren Bayraktar ise “Mesela interseks dediğimiz hasta grubu tamamen ürolojinin alanıdır, psikiyatristler tek bir interseks görmezler” dedi. Emir de “Son aşamada ameliyat için size geliyorlar” ifadesini kullandı.

‘YARATILAN İKLİM CEZASIZLIKLA BİRLEŞTİĞİNDE NEFRET SUÇLARI ARTACAK’

Komisyondaki tartışmaları değerlendiren Kaos GL Medya ve İletişim Program Koordinatörü Yıldız Tar, ailenin güçlendirilmesi adı altında LGBTİ’leri sapkın ilan eden bir süreç işletildiğine dikkat çekti. LGBTİ düşmanlığı ile tanınan Zeki Bayraktar’ın komisyona çağrılmasının şaşırtıcı olmadığını vurgulayan Tar, “Kendisinin eş cinsellik ve translık arasındaki farkı dahi bilmediğini konuşmasında görüyoruz. Bu bilinçli bir operasyondu. Anayasa Komisyonunda sanki LGBTİ+'lar anayasal hakları olan yurttaşlar değilmiş gibi ele almanın kendisi; 200 yıl önce ABD'de siyahlara dönük tıp eliyle yapılan ırkçılığın Türkiye'deki benzeridir. Orada da ‘Siyahlar insan mıdır, tıbben nedir?’ gibi tartışmalar yürütülüyordu” dedi. LGBTİ örgütü temsilcilerine komisyonda söz hakkı verilmemesinin de şaşırtıcı olmadığını söyleyen Tar, “Çünkü AKP de MHP de bu teklifi getirdiğinden beri LGBTİ+'ları sorun olarak tarif ediyor. Üroloğun komisyona gelmesine CHP'lilerin itirazları olmasına rağmen güçlü bir çıkış göremedik. Kararın gerekçesinde LGBTİ+'lar sapkın olarak nitelenerek nefret suçu işleniyor. Bu Anayasa'ya da demokratik düzene de insan haklarına da aykırı” dedi.

LGBTİ’lere karşı nefretin sürdüğü koşullarda Anayasa düzeyinde hedef göstermenin cezasızlık rejimiyle de birlikte nefret saldırılarını, nefret cinayetlerini artıracağını söyleyen Tar, “Anayasa bile LGBTİ+'ları hedef gösteriyorsa yaratılan bu iklimde saldırıları kendisine vazife görecek ipsiz sapsız adamların önünü açacak. Anayasa tartışmasının bu şekilde yapılıyor olması bile uzun erimli ayrımcılığı artırması açısından sonuçlar doğuracak” dedi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Başörtüsü ve aileye dair anayasa değişikliği tekli...

24. ve 41. maddede yapılan değişiklikler ne anlama geliyor? İddia edildiği gibi kadınları ayrımcılığ...

Başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliği teklifi An...

Başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliği teklifi, TBMM Anayasa Komisyonu'nda kabul edildi, CHP ve İYİ...

Yeni Anayasanın vadettiği tek şey: Eşitsizlik

AKP'nin yeni Anayasa dayatması: ‘Kıyafet özgürlüğü, kadınların özgürlüğü söylemleri altında bu tekli...