Bakırköy grev alanında 25 Kasım forumu: Güvenceli iş, insanca yaşanacak ücret, şiddetsiz bir yaşam!
Bakırköy Belediyesi'nde grevde olan kadın işçiler Ekmek ve Gül ve Belediye İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin ortak düzenlediği forumda hayatın her alanında karşılarına çıkan şiddeti konuştular.

Bakırköy Belediyesi’nde 30 gündür grevde olan kadın işçiler grev alanında 25 Kasım forumu yaptılar. Ekmek ve Gül ile Belediye İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin ortak düzenlediği forumda kadınlar Ekmek ve Gül editörü Sevda Karaca’nın moderatörlüğünde sokakta, işyerinde, toplumsal hayatın her alanında yaşadıkları farklı şiddet örneklerini konuştular, drama çalışması ile bu örneklerin birbiriyle bağlarını ve mücadelenin ortaklığını ortaya serdiler.


25 Kasım’ın tarihini anlatan Sevda Karaca, 1960’da insanca yaşamak için mücadele veren Mirabal kız kardeşlerin katledilmelerinin ardından bu mücadeleyi sürdüren kadınların ısrarı ve çabasıyla 25 Kasım’ın Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele günü olduğunun altını çizdi. Bu mücadelenin dünyanın dört bir yanında kadınların daha iyi bir yaşamı hak ettiklerini bilen ve bu hayatı kazanmak isteyen kadınlarla devam ettirildiğini söyleyen Karaca, yağmurda soğukta Bakırköy grevini 30 gündür sürdüren kadınların birlik ve inadıyla tüm dünyada hakları için mücadele eden kadınların mücadeleleri arasında bağlar olduğunu dile getirdi. Bu görünür/görünmez bağların kadınların arasında da olduğunu göstermek için bir drama etkinliği yapan kadınlar; yaşadıkları şiddeti, karşılaştıkları ayrımcılıkları, eşitsizlikleri örneklendirdiler. Benzer örneklerin her birinin yaşadığını gösteren drama etkinliğinin ardından kadınlar, kendilerini bir cendereye alan ve hareketsiz bırakan bu düğümlerin nasıl çözüleceğini tartıştılar.


“En küçük bir itirazımızda amirin ‘Seninle mayısta iş sözleşmesi yenileme döneminde görüşürüz’ diye tehdit etmesi de mayısta ne olacağız kaygısıyla sürekli gerginlik yaşamamız da geleceğimizi göremediğimiz için sürekli diken üstünde olmamız da şiddet” diyen kadınlar, güvenceli iş, insanca yaşanacak ücretin kadınların şiddete karşı çıkma olanaklarını arttırmak için neden önemli olduğunu işyerinde yaşadıkları deneyimlerle anlattılar.

“Tüm gün ağır mobbing altında, hakaretlerle, işten atılma korkusuyla çalışıp, evde de her işe yetişmeye çalışırken tahammülümüz azalıyor. Evdeki çocuklara karşı sürekli vicdan muhasebesi yapmak zorunda kalıyoruz. Bize uygulanan şiddet, çevremizdekileri de şiddet sarmalına alıyor” diyen kadınlar, verdikleri mücadelenin kazanımla sonuçlanmasının tüm belediye işçisi kadınlar için de bir direnç noktası olacağını söylediler.


Kadınlar etkinliğin ardından grev alanında hayallerini, taleplerini yazdıkları bir pankart hazırladılar.


Ekmek ve Gül’ün kadın işçilerin yaşadığı sorunlara karşı hukuki bilgileri içeren Haklarımız Var kitabı da grevdeki kadın işçilere hediye edildi.


ARAMIZDA BAĞLAR VAR, DERDİN VE ÇÖZÜMÜN BAĞLARI…

Sevda KARACA

25 Kasım öncesi grev alanındaki kadınlarla yaşadığımız şiddeti ve şiddete karşı mücadele olanaklarını konuşacağımız forumun yağmura denk geleceği belli. “Bir şey olmaz, yağmur çamur kar kış demiyoruz, biz buradayız, sence sorun yoksa bizce yok” dediler. Onlar öyle diyorsa yağmur hiç dert olur mu?

Şiddet deyince aklınıza ne geliyor sorusuna öncelikli cevaplar hepimizin gündeminde olan kadın cinayetleri oluyor. Kadın cinayetlerine giden yolu konuşuyoruz; kadınların ta çocukluktan itibaren hayallerinin, olanaklarının, kapasitelerinin nasıl ellerinden alındığını kendi hayatlarından örneklendiriyorlar. Hep en güvencesiz, en kötü işlere mahkum edilişimize geliyor laf. Ev içinde yaşanan şiddetle iş yaşamında yaşananlar arasında nasıl bağlar olduğunu konuşup her örnekte “Ben de aynısını yaşıyorum” diyenlerin parmaklarına doluyoruz ipi.

Ağır çalışma koşullarının, mobbingin, yarın ne olacağını bilemeden çalışmanın, sağlıksız çalışma koşullarının yarattığı bezginlik, yalnızlık duygusu ve hayatın her alanına yansıyan etkileri dökülüyor dillerinden her ilmekte.

En son bir bakıyoruz; parmağına ip dolanmayan kalmamış. Hepimiz her birimize işte böyle benzer dertlerle bağlıyız. Soruyorum, bu bağ sadece dert ortaklığının bağı mıdır? Düşünüyorlar. “Hayır” diyor biri, “Aynı zamanda tek tek yaşadığımız dertlerin çözümünün de ortaklaşırsak, birleşirsek olabileceğini gösteriyor” diyor. Arkada iki el birleşiyor sonra, “Her yerde şöyle yaparsak, tek başımıza koparamayacağımız bu ipleri koparacak gücü bulabiliriz.”


Direniş öğretiyor, yan yana durmayı, ancak yan yana durursak güç olabileceğimizi ve ancak güç olabilirsek karşı durabileceğimizi.


Grev alanında 25 Kasım forumumuz duvara astığımız boş beyaz kağıda hayallerimizi, isteklerimizi yazarak sonlanıyor. Sözleriyle birlikte ellerini koyuyorlar pankarta; “Bu mücadelede ben de varım”ı sembolize ediyor o eller.  Bu mücadelede biz de varız, hayatımız ve haklarımız için yan yanayız.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Bakırköy Belediyesi işçilerinden mektup var: Heyec...

Grevdeki Bakırköy Belediyesi işçisi kadınlar, direniş alanından umutlarını, mücadelelerini, talepler...

Ekmek ve Gül'den grevdeki Bakırköy Belediyesi işçi...

Ekmek ve Gül Bakırköy, Fatih, Avcılar, Küçükçekmece ve Esenyurt gruplarından kadınlar Bakırköy işçil...

Bakırköy işçisi kadınların grevi, neşesi, direnci...

Bakırköy Belediyesi işçisi kadınlar baskıya rağmen arkadaşları ile birbirlerine tutunmayı ve güvenme...