Bir kadın cinayetinde daha indirim uygulandı: Ayşe Tuba Arslan'ın katili Yalçın Özalpay'a 24 yıl hapis cezası
İstinaf Mahkemesi, "canavarca hisle öldürme" kararını bozuldu ve Ayşe Tuba Arslan'ı öldüren Yalçın Özalpay'a haksız tahrik indirimi uygulanarak 24 yıl hapis cezası verildi.

23 kez suç duyurusunda bulunmasına rağmen Yalçın Özalpay’ın satırlı saldırısı sonucu katledilen Ayşe Tuba Arslan davasında İstinaf savcısının ‘canavarca hisle öldürme yok’ diyerek tahrik indirimi istediği istinaf sürecinin Ankara ve Eskişehir’de eş zamanlı yapılan karar duruşması bugün görüldü. Bugün görülen davada "canavarca hisle öldürme" kararı bozuldu ve Ayşe Tuba Arslan'ı öldüren Yalçın Özalpay'a haksız tahrik indirimi uygulanarak 24 yıl hapis cezası verildi.

İstinaf Mahkemesi, Eskişehir 3.Ağır Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararını kaldırdı. Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçu olmadığını ve sanığın haksız tahrik altında suçu işlediği kabul edilerek indirim uygulanarak 24 yıl hapis cezası verildi.

Duruşma sonrası açıklama yapan Demokrasi için Hukukçular'dan kadın avukatlar, "Alınabilecek en kötü kararı aldık. Duruşma sırasında hakimin, davayı takip eden kadın avukatlara karşı olan yaklaşımı tam anlamıyla erkek adalet sisteminin birebir örneğidir. Bizi konuşturmamak için her şeyi yaptılar. Biz yine de konuştuk, susmadık. Sonuna kadar tüm dosyayı anlattık fakat yine de haksız tahrik indirimi uygulandı ve sanık 24 yıl ceza aldı. Satırla öldürülmüş bir kadının katili 24 yıl ceza aldı. Biz bu dosyayı burada bırakmayacağız, yargıtay aşamasında da takip edeceğiz" diye belirttiler.

  

Avukat Heval Yıldız Karasu da "Ne yazık ki kötü bir kararla istinaf mahkemesinden dönüyoruz çünkü Ayşe Tuba Arslan, Türkiye kamuoyuna yansımış kararlardan biri ve herkesin gözü kulağı buradaydı. Böyle bir davada haksız tahrik indirimi uygulanması demek bundan sonra boşanma davaları biten, boşanma davaları kesinleşen birçok erkeğin eski eşini rahatça öldürmesinin önünü açmak demek aslında. Biz bunun altını çizmeye çalıştık. Dedik ki, bu ülke çok yol aldı, zinayı, 438'i tartıştı, bitirdi. Namusun kadın cinayetlerinde indirim sebebi olamayacağı yollarını tükettik. Ama gelinen noktada, muhtemelen konjektürel de bir karar bu zaten, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedildiği zamanda bu karar çok manalı. Diyoruz, erkek adalet değil gerçek adalet arıyoruz diye. Burada erkek adaletin kararıyla karşı karşıya kaldık ama kadın mücadelesi durmaz, bitmez. Gerçek adaleti aramaya ve kadınların şiddete uğramadığı, özgürce yaşayabileceği bir dünyanın mücadelesini vermeye devam edeceğiz" diye konuştu.


ESKİŞEHİRLİ KADINLAR: ‘ERKEK ADALET DEĞİL, GERÇEK ADALET İSTİYORUZ’

Duruşma öncesi, Eskişehir Demokratik Kadın Platformunun çağrısıyla Eskişehir Adliyesi önünde bir araya gelen Eskişehirli kadınlar ‘Erkek adalet değil, gerçek adalet istiyoruz’ dedi.

Eskişehir Adliye Sarayı önünde basın açıklaması yapmak isteyen kadınlara polis izin vermedi. Kadınlar, bunun üzerine Eskişehir Adliyesi’nin B kapısı önünde açıklama yaptı. Eskişehir Demokratik Kadın Platformu (EDKP), Eskişehir Kadın Meclisleri ve CHP Eskişehir Kadın Kolları’nın ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda, istinaf savcısının tahrik indirimi isteğinin kabul edilmeyeceğini vurguladı.
‘İSTİNAF SÜRECİNİ DE SAVCININ SÖZ KONUSU MÜTALAASINI DA KABUL ETMİYORUZ’

Kadınlar adına ilk açıklama Eskişehir Demokratik Kadın Platformu (EDKP) tarafından yapıldı. Platform adına açıklamayı okuyan Sibel Gündüz Koca, Ayşe Tuba’nın 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele gününde kız kardeşlerinin omuzlarında toprağa verildiğini hatırlattı. “Bizler Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak Ayşe Tuba Arslan davasının takibi için defalarca Eskişehir Adliyesi önüne geldik ve ‘erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz!’ dedik. Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada Yalçın Özalpay’ın hiçbir indirim uygulanmaksızın tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek, nitelikli kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasının ardından da yine buradan, bu kararın en azından bundan sonra yeni Ayşe Tuba’lar olmaması adına caydırıcı olacağı için bir nebze de olsa kamu vicdanını rahatlattığını söyledik” diyen Koca, Ayşe Tuba’nın da kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan Yalçın Özalpay’ı defalarca şikâyet etmek için defalarca Eskişehir Adliyesine geldiğinin altını çizdi. Ayşe Tuba’nın yaşarken sesini duymayan adalet sisteminin önce kamu görevlilerinin bu cinayette hiçbir suçu yoktur diyerek sorumluları koruduğunu belirten Koca, ardından da istinafa giden Yalçın Özalpay için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinde yapılan duruşmada, savcının olayda canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmenin söz konusu olmadığını ve sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiğini söyleyerek vicdanları yaraladığını söyledi.

Fotoğraf: Evrensel

‘İKTİDAR BAŞTA AYŞE TUBA OLMAK ÜZERE TÜM KADIN CİNAYETLERİNİN AZMETTİRİCİSİDİR’

Ayşe Tuba’nın hayatının yargılandığı istinaf sürecini de savcının söz konusu mütalaasını da kabul etmediklerini kaydeden Koca, “Kadın cinayetlerini meşrulaştırmak için üretilen aldatma senaryolarını, namus safsatalarını tüm kadın cinayeti davalarında görüyoruz. Kadınlara şiddeti reva gören bu akıl, kadınların hayatları pahasına ‘aile’ kutsaması yapan, her gün kadınların şiddetin bir biçimine maruz kaldığı ve katledildiği bir ortamda İstanbul Sözleşmesi’nden imza çeken iktidar aklından alıyor cesaretini. Bu iktidar aklı başta Ayşe Tuba olmak üzere bu ülkede yaşanan tüm kadın cinayetlerinin azmettiricisidir” dedi. Türkiye’nin 1 Temmuz itibariyle resmi olarak da İstanbul sözleşmesinden çıkacağına dikkat çeken Koca, İstanbul Sözleşmesi’nin kadınların eşit ve şiddetten uzak hayat hakkının güvencesi olduğunu dile getirdi. Hukuksuz bir şekilde İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasının kadın cinayetleri davalarında yaşanan hukuksuzlukların da derinleşmesine neden olduğunu ifade eden Koca, “Yargısal süreçlerde ayrımcılığın, adaletsizliklerin ve yeni şiddet biçimlerinin tekrar tekrar ortaya çıkmaması için, etkin ve ivedi koruma, soruşturma ve yargılama için, erkek adalet değil, gerçek adalet için İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz! Ayşe Tuba’nın öldürülmesi yalnızca onun hayatının çalınması değil, tüm kadınlara yönelen bir tehdittir. Ve bizler bugün burada, kız kardeşimizin davasına sahip çıkmanın, bundan sonra yaşanabilecek hukuksuzlukların önüne geçmenin, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmanın bir parçası olduğunu bilerek; haklarımıza, hayatlarımıza her gün sistematik bir şekilde saldıranlara karşı gücümüzü kadın dayanışmasından alarak bulunuyoruz” diye konuştu.

‘HAKSIZ TAHRİK SENARYOLARI ERKEKLERİN KADINLARI ÖLDÜRME HAKKI OLDUĞU DÜŞÜNCESİNİN BİR ÜRÜNÜ’

EDKP’nin ardından CHP Kadın Kolları MYK Üyesi Hatice Semerci ve CHP Eskişehir Kadın Kolları Başkanı Fikriye Söğütlü bir açıklama yaptı. İstinaf savcısının ‘canavarca hisle öldürme yok’ diyerek tahrik indirimi istediğinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Söğütlü, kadın cinayetlerindeki haksız tahrik senaryolarının erkeklerin kadınları öldürme hakkı olduğu düşüncesinin bir ürünü olduğunu vurguladı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinde görülen davanın kadınların yaşam haklarına yapılan saldırıların yargı tarafından himaye edilip edilmeyeceği anlamında önemli bir gösterge olacağını dile getiren Söğütlü, “Bu dava 23 kez başvurmasına rağmen korunmayan Ayşe Tuba’nın 24. Başvurusunda da adaleti bulup bulamayacağını gösterecektir” dedi.

‘ESKİŞEHİR’DEKİ MAHKEMEDE VERİLEN KARAR ONANMALIDIR’

Adliye önündeki son açıklamayı ise Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri yaptı. Eskişehir Kadın Meclisi adına açıklamayı okuyan Safiye Büşra Oflaz, “İstinaf Mahkemesi’ne giden davada, boşanmış olmasına rağmen sanığın “Beni aldattı” savunmasını Ayşe Tuba’nın “başka erkekle telefon görüşmesi” ile bağdaştıran savcı kararın bozulup “haksız tahrik” indirimi uygulanmasını istedi. Satırla işlenen cinayette canavarca his olmadığını söyledi. Bu savcı Ayşe Tuba’nın 23 kez faili şikayet etmesine rağmen korunmadığını, öldürüldüğünde çantasından şikayet dilekçesi çıktığını da mı duymadı? Savcı mütalaasına itibar edilmemeli ve Eskişehir’deki mahkemede verilen karar onanmalıdır” dedi. İstanbul Sözleşmesi uygulanıp etkin bir süreç işletilseydi, kadın cinayetlerinde yaşamını yitiren tüm kadınlar gibi Ayşe Tuba Arslan’ın da aralarında olacağını belirten Oflaz, Ayşe Tuba’yı öldüren sanığın cezadan kurtulabilmek, ceza indirimi alabilmek için türlü gerçek dışı söylemlere başvurduğuna dikkat çekti. Kadın cinayetlerinde etkin soruşturma ve kovuşturma süreçleri işletilmemesinin ve cezasızlığın faillere cesaret verdiğinin altını çizen Oflaz,  “Anayasa, yasa, sözleşme uygulanmadığı müddetçe mücadelemiz bu faillere cesaret veren hamleleri boşa düşürecek. Etkin yürütülmeyen soruşturma ve kovuşturma süreçlerine, İstanbul Sözleşmesi'nden imza çekilmesi kararının karşısında; anayasanın, yasanın, sözleşmenin uygulanması için mücadele ediyoruz, edeceğiz” diye konuştu.

Fotoğraf: Eylem Lodos/Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Ayşe Tuba Arslan davasında savcı ‘canavarca his yo...

23 kez suç duyurusunda bulunmasına rağmen Yalçın Özalpay’ın satırlı saldırısı sonucu katledilen Ayşe...

Ayşe Tuba Arslan’ın avukatları: Tüm sorumlular yar...

Ayşe Tuba Arslan’ın ölümünde ihmali olan kamu görevlilerine yönelik inceleme ve soruşturmaların ceza...

Haksız tahrik indirimi uygulanan Seher Çatalca’nın...

Seher Çatalca’yı öldüren Ceyhun Çatalca’nın yargılandığı davada karar verildi. Sanığa tahrik indirim...