Çorlu’da kadın yoksulluğu | Neresinden tutsan elinde kalan bir düzen!
Yoksulluk Çorlu’da Muhittin Mahallesindeki kadınlar için de can yakıcı, şöyle özetliyorlar yaşamlarını: ‘Sorunların hangisiyle uğraşacağımızı bilemiyoruz. Neresinden tutsak elimizde kalıyor.’

Çorlu’nun Muhittin Mahallesinde bir araya geldiğimiz kadınlarla pandemi, yoksulluk ve eğitim sorunları üzerine konuştuk.

Güler, İstanbul’un pahalılığından kaçıp Çorlu’ya gelenlerden. Memleket hali ortadayken, büyükşehirden kaçmak da kurtarır mı yoksulluğumuzu? Güler mümkün olmadığını söylüyor. Çünkü nereye gidersen git memleketin yoksulluğu yakanı bırakmıyor: “Üç çocuğum var ikisi okula gidiyor. Okul masrafları başlamadan okul kaydı için bizim bütçemizin çok üstünde para istediler. İlk başta vermek istemedim ama kabul etmediler yalvar yakar parayı düşürebildiğim kadar düşürmeye çalıştım. Şu an Çorlu’da birçok okul eski ve deprem güvenliği olmadığı gerekçesiyle yıkıldı. Öğrenciler diğer okullarla birleştirildi. Sınıflar çok kalabalık. Okul formaları çok pahalı. Formalar için etrafımdan yardım istedim. Krizin etkilerinden kaçıp buraya geldik burada nasıl yapacağız bilmiyorum…”

ÇOCUKLAR OKUYAMADI, ERKEN EVLENDİ

Şerife çalışmıyor eşi de inşaat işçisi. Kriz ve yoksulluk onların da hanesine ağır işlemiş görünüyor, “Eşim eskiden daha kolay iş bulurdu ve aldığı ücretle daha kolay geçinebiliyorduk. Şimdi hem iş bulamıyor hem de çalıştığı işin karşılığında çok az yevmiye alıyor. 5 çocuğum var. Çocuklarım kalabalık okullarda okudular. Özel dersleri, dershaneleri olmadı okuyamadılar. 2 kızım çok erken yaşta evlendiler engel olamadım. Diğer 2 çocuğumun okulları çok uzaklara çıktı servis pahalı onu bile karşılayamadık, liseye gönderemedim. Çalışmaya başladılar. En küçük kızımı okutmaya çalışıyorum. Bir çocuk olmasına rağmen çok pahalı, eğitim masrafları her dönem önümüzde engel. Okul servisleri çok pahalı. o yüzden otobüsle gidip geliyor okula bu sefer de pandemiden korkuyorum. Otobüsler çok kalabalık. Okulundan atölye önlüğü istemişler. Alamadım hala, öğretmeni önlüğü olmazsa derse almayacağını söylemiş.”

‘HER GÜN DAHA DA FAKİRLEŞEREK UYANIYORUZ’

Arzu’nun yaşamı da diğer yoksullukla boğuşan kadınlardan çok farklı değil, ama elbette farkı, tüm yükü boşanmış bir kadın olarak tek başına yüklenmesi: “Eşimden ayrıyım ve bir çocuğum var. Eşimden ayrıldıktan sonra annemin yanında kalmaya aşladım. Kafelerde yardımcı aşçı olarak çalışıyorum. Çalışma saatlerimiz çok uzun çocuğuma annem bakıyor. Eşimden ayrıldığımdan beri çocuğumuza hiçbir desteği olmadı. Tek başıma mücadele veriyorum. Gıda sektöründe çalıştığım için pandemi dönemi uzun süre işsiz kaldım. Şimdi çalışmaya başladım. Haliyle yoğun çalışma saatleri ve koronaya direkt açık bir ortamda çalışıyorum. İnsanlar yemek yediği için maskeleri olmuyor. Eve geldiğimde çocuğumla rahat ilgilenemiyorum, hem çok yorgun oluyorum hem de virüs taşımaktan korkuyorum. Oğlum ilkokula gidiyor. Sınıfları çok kalabalık. Yıkılan 2 okulu birleştirdiler. sınıflar çok pis oluyor. Sabah ilkokul öğle sonrası ortaokul değişim arasında yarım saat zaman oluyor ve o sürede de temizlik yapılmıyor. Bir yanıyla da okullar kalabalık evet ama bu kalabalık bir o kadarda okul çıkışlarında çocuklarını almaya gelen velilerin kalabalığı olarak önümüze çıkıyor. Okul önünde çok araç trafiği oluyor. Kaç defa kaza riski atladıldı. Pandemi süreci bir tarafta, ekonomik yoksulluğumuz bir tarafta. Her gün daha da fakirleşerek uyanıyoruz. Bunların hepsi bir yana bir de üstüne çocuklarımızın eğitimini bize daha da çok zorlaştırdılar.

Velilerin görüldüğü gibi en çok dert yandığı meselelerden biri bunca yoksulluğun içinde eğitimin durumu. Okulların kalabalık oluşu en büyük sorunlardan, okullarda temizlik personellerinin eksikliği çocuklarının sağlığını tehdit ediyor, yıkılan okullar nedeniyle çocuklar uzak okullara gitmek zorunda kalıyor. Bu yoksulluğun üstüne bir de ekstra servis ücretleri, yol masrafları ekleniyor. Kalabalık sınıflarda öğretmenler öğrencilere yeteri kadar vakit ayıramıyor. Sorunları sıralayan Arzu’ya verelim sözü yine: “Bütün çocuklar tek bir katın tuvaletini kullanıyor ve çok pis oluyor. Kimisinden duyuyoruz çocuğu tuvalete girmeden eve geliyor, kimi arkadaşlardan duyuyoruz çocuğu en üst kattan alt kata tuvalete gidene kadar altına kaçırıyor. Bu sorunların hangisiyle uğraşacağımızı bilemiyoruz. neresinden tutsak elimizde kalıyor. Haliyle en çok biz kadınların hayatını etkiliyor. Tüm bu zorlularla mücadele eden ve bunlara çözüm üretmeye çalışan da biziz.”

Fotoğraf: Hilal Tok // Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Şiddete, eşitsizliğe ve yoksulluğa karşı çaresiz d...

Burası senin kürsün: Yaz, çiz, paylaş, anlat… Birlikte yükselsin; “Şiddete, eşitsizliğe ve yoksulluğ...

‘Eşitsizlik, yoksulluk ve şiddete karşı mücadele ö...

13 Kasım Cumartesi günü TMMBO, DİSK, KESK ve EBTO’nun ortak düzenlediği söyleşiyle kadınlar mücadele...

Çorlu Ekmek ve Gül Grubu ‘Pandemi ve Yoksulluk’ sö...

Çorlu Ekmek ve Gül Grubu 10 Ekim Pazar günü 13.00’te Çorlu Belediyesi salonunda ‘Pandemi ve Yoksullu...