Deprem bölgesinde 5 yaş altı çocuklarda bodurluk başladı
TTB-SES Hatay Deprem Koordinasyonu deprem bölgesinde çocukların yeterli beslenmediğini, çocuklarda bodurluk ve zayıflık oluştuğunu duyurdu, önlem alınması çağrısı yaptı.

Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinde ağır yıkımın yaşandığı Hatay'ın Antakya, Defne ve Samandağ ilçelerinde yapılan çalışmaya göre 5 yaş altı çocuklarda yetersiz ve kötü beslenme nedeniyle bodurluk, zayıflık ve aşırı kiloluluk artıyor. Beş yaş altı çocuklarda yüksek düzeydeki yetersiz beslenmenin genel nüfusta akut yetersiz beslenmenin göstergesi olduğu belirtilirken, acil önlem alınması çağrısı yapıldı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB)-Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Deprem Koordinasyonu; Samandağ, Antakya, Defne ilçelerinde yürüttükleri çalışmalar kapsamında beş yaş altı çocuklarda tespit ettiği beslenme ve gıda güvencesi sorunlarına ilişkin değerlendirmelerini bir basın toplantısıyla paylaştı.

Basın toplantısında ilk sözü alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı “11 aydan uzun süre geçmesine rağmen hiçbir değişiklik olmadığı görülüyor. Açlık sınırına dahi ulaşamayan hane gelirleri ile ciddi bir yoksunluğun yaşandığı deprem bölgesindeki sorunlara hızla çözüm üretilmesi gerekmektedir. Bu sorunları çözümlenmediği koşullarda kamu otoritesinin sağlıklı yaşam hakkını ihlalden sorumlu olacağı da unutulmamalıdır” dedi.

SES Eş Genel Başkanı Nazan Karacabey de “Neredeyse bir yıl olacak ama deprem bölgesinde hayatta kalma kriterlerini karşılayamayacak çok sayıda insan var. Halk, sağlıklı yaşama hakkına erişene kadar çalışmalarımız, çabalarımız sürecek” dedi.
'Genel nüfusta akut yetersiz beslenmenin göstergesi'

Uzman diyetisyen Dicle Dilan Salman, 0-5 ay ve 6 ay-2 yaş çocuklarda anne sütü eksikliği, besin gruplarının yeterli tüketimi, gıdaya ve suya düzenli erişim başlıkları altında sonuçları aktardı. Salman; kalınan yer ve erişim sorunları, beslenmeyle ilgili kronik sorunlar, beslenmeden kaynaklanan sağlık sorunları, gıda alımı ve saklama koşulları, yardımlar, hijyen sorunları ile kalınan yer-olanaklar-yetersizlikler ilişkisi üzerine ayrı ayrı eğildi.

Saha çalışmalarında görev yapan Hemşire Leyla Kalın; eşitsizlik ve güvencesizlik olgusunun mülteci depremzede çocuklarda daha ağır yaşandığını da sözlerine ekledi.

Sol'un haberine göre sunumdan öne çıkan veriler şöyle:
-Samandağ, Antakya, Defne ilçelerindeki toplamda 564 çocuğa ulaşılmıştır.
-Ailelerin dörtte üçünden (%76,3) fazlasının güvenceli bir işi yoktur, yarısından fazlası (%56,7) düzenli gelire sahip değildir.
-Ailelerin %10,3’ünün kendine ait mutfağı yoktur.
- Ailelerin sadece üçte birinin (%33,5) gıdaya düzenli erişimi vardır.
-Ailelerin üçte biri uygun gıda saklama koşullarına sahip değildir. Saklama koşullarındaki yetersizliğin nedenleri arasında buzdolabının yokluğu, küçük olması ve elektrik kesintisidir.
-Ailelerin neredeyse yarısının suya erişimi yok ya da yetersizdir. Bunun nedeni olarak dağıtım eksikliği, yetersizliği ve su kesintisi saptanmıştır.
-Annelerin %90,6’sının anadili Arapça’dır.
-Günlük öğüne sahip olmayan çocuklar yaşla birlikte artmaktadır ve dört yaşta %7,2’yi bulmaktadır.
-Çocuklar yaşamın ilk altı ayında sadece anne sütü ile beslenmesi gerekirken depremzede çocukların yaklaşık yarısı anne sütü almamaktadır.
-Beş yaş altı çocukların sebze ve meyve ile tahıl tüketiminin yeterliliği diğer besin gruplarına göre daha yüksektir (sırasıyla %62 ve %44,3), yine de istenen düzeylerin çok altındadır. Et ve et ürünleri, yağ, baklagil ve süt ve sütü ürünleri yeterli tüketimleri oldukça düşüktür (sırası ile %17,7; %11,2; %5,8 ve %5,6). Çocukların %42,9’u günde en az bir kez yüksek enerjili paketli (abur cubur) gıda tüketirken; bu sıklık 24-35 aylık çocuklarda %53,9’a, 36-47 aylık çocuklarda %54,6’ya ve 48-59 aylık çocuklarda %56,2’ye yükselmektedir.
-Beş yaş altı çocukların %6,2’sinde bodurluk (%3,7’si bodur, %2,5’i çok bodur); %8,9’unda zayıflık (%5,5’i zayıf, %3,4’ü çok zayıf) ve %4,4’ün aşırı kiloluluk belirlenmiştir.
-Bodurluk sıklığı iki yaşın altında daha yüksektir (0-11 ay çocuklarda %11,3 ve 12-23 ay çocuklarda %10,5).
-Yaşa göre zayıflık en fazla 0-11 aylık çocuklarda görülmektedir.
- Aşırı kiloluluk belirgin şekilde en fazla 0-11 ay çocuklarda gözlenmiştir. Bu yaş grubunda toplamda aşırı kiloluluk sıklığı %14,5 iken, bu hız erkek çocuklarında %13,3, kız çocuklarında %15,4’tür.
-Mülteci nüfusta toplamda bodurluk sıklığı %8,8 iken çok bodurluk %3,8, bodurluk %5’tir. Zayıflık toplamda %6,3 iken çok zayıf prevalansı %2,5 ve zayıf prevalansı %3,8’dir. Mülteci çocuklarda aşırı kiloluluk prevalansı ise %5,7’dir.
-Boy açısından değerlendirildiğinde 45 çocukta (%21,7) persentilde değişiklik olmamasına karşın, 75 çocukta (%36,2) persentilde gerileme saptanmıştır.
- Ağırlık açısından değerlendirildiğinde ise persentilde değişiklik olmayan çocuk sayısı sadece 24’tür (%11,5). Persentilde gerileme olan çocuk sayısı ise 107 (%51,4) ve persentilde ilerleme görülen çocuk sayısı 87’dir (%37).
-Beden kitle indeksi açısından da benzer durum geçerlidir. Persentilde değişiklik olmayan çocuk sayısı 35 (%17) iken, 119 çocuğun (%57,8) persentilde gerileme ve 52 (%25,2) çocuğun persentilde ilerleme belirlenmiştir.

Öneriler ise şöyle sıralandı:
    Acilen mutfak koşullarının iyileştirilmesi, mutfaksız hanenin kalmaması.
    Çocuklara uygun, kültüre ve yerele özgü, yeterli gıda desteğinin sağlanması.
    Tüm nüfusu hedefleyen ancak yüksek riskli grupları da gören gıda desteklerinin oluşturulması.
    Birinci basamak sağlık hizmetlerinde çocukların afet gerçekliğinde beslenme açısından takibinin yapılması.
    Kronik hastalığı olan, vitamin mineral yetersizliği olan çocuklar gibi yüksek riskli gruplarının sağlık takiplerinin yapılması.
    Beslenme durumunun tüm nüfusta takibinin yapılması.
    Beslenme kolileri oluşturulurken sadece kuru gıda konulmaması, çocuklara uygun protein kaynaklarının (yumurta, paketli süt, et ürünleri) kolilere eklenmesi.
    Beslenme politikaları oluşturulurken toplum katılımının sağlanması.
    Gıda ve su desteğinin adaletli dağıtımının sağlanması, dağıtımda toplum katılımının benimsenmesi, hane gereksinimlerine göre desteğin sağlanması.
    Geçici yaşam alanlarından kalıcı yaşam alanlarına geçişin hızlandırılması.
    Saklama koşullarının iyileştirilmesi, buzdolabı desteğinin artırılması.
    Elektrik kesintisi, su kesintisi gibi kesintilerin en aza indirilmesi.
    Emziren kadınların nitelikli gıda açısından desteklenmesi.
    Vitamin mineral desteklerinin sağlanması.
    Çocuklara beslenme eğitimlerinin verilmesi.
    Dağıtımlarda yüksek enerjili paketli gıdalardan (abur cubur) uzak durulması.
    Çevresel hijyenin sağlanması.
    Su, sanitasyon, hijyen koşullarının sağlanması.
    Hanelerin ekonomik anlamda güçlendirilmesi, iş olanaklarının artırılması.
    Tarım toplumu olan Hatay halkının tarım arazilerinin üzerinde kentlerin yeniden inşa edilmesinin önüne geçilmesi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
İskenderun'da depremzede kadınlarla buluştuk: "Yar...

İskenderun’da Gültepe Mahallesi’nde depremzede kadınlarla buluştuk. Kadınlar yaşadıklarını, yaşam ko...

Depremzede Çocukların 23 Nisan’ı raporu: Eğitim yo...

Depremzede çocuklar 23 Nisan’ı yoksulluk içinde, risk altında karşıladı. Depremzede çocukların yaşad...

Esenyalı’da kadınlar depremi konuştu: Mahalle maha...

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği depremin kadınlar ve çocuklar üzerindeki etkilerinin konuşulduğu bi...