Evinde ölü bulunan Beyzanur’un ağabeyi Berkay Özel: İntihar ettiğine inanmıyoruz
Evinde ölü bulunan ve intihar ettiği iddia edilen Beyzanur’un ağabeyi Berkay Özel kardeşinin intihar etmediğini, öldürülmüş olabileceğini söyledi. Özel, Beyzanur’un ölümünün aydınlatılmasını istedi.

22 yaşındaki Beyzanur Özel 20 Mart 2021’de tam da Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği gece evinde ölü bulunmuştu. Olayın yaşandığı gece evde olan eşi Ömer Fidan tutuklanmış ve ifadesinde Beyzanur’u kendisinin öldürmediğini, intihar ettiğini öne sürmüştü. Geçtiğimiz hafta mahkeme, Ömer Fidan’ı yurt dışı çıkış yasağı ve ev hapsi şartıyla tahliye etti. Beyzanur Özel’in ailesi ise Beyzanur’un ölümünün intihar olmadığını; eşi Ömer Fidan tarafından öldürülmüş olabileceğini düşündüklerini belirtti.

■ İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının ardından 12 saat içinde 6 kadın öldürüldü.
■ Sözleşmeden çıkış kararının yayınlandığı 20 Mart’tan 27 Nisan’a kadar sadece basına yansıyan haberlerden derlenebildiği kadarıyla 32 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
■ Kimi erkekler avukatlarını arayarak ‘Sözleşmeden çıktık, karıma şiddetten aldığım cezayı toplam cezamdan düşebilir miyiz?’, ‘Şimdi çocuğumun velayetini alabilir miyim?’ gibi sorular sormaya başladı.
■ Sokak ortasında eşlerine, eski eşlerine, sevgililerine ağır şiddet uygulayan erkekler daha pervasız davranır oldu.
■ Eşini, eski eşini öldürmekten ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası alan iki erkek, istinaf mahkemesinde beraat ettirildi.
■ İstanbul Sözleşmesi karşıtları, daha yüksek sesle ‘Sıra 6284’te, hatta Medeni Yasa’da’ demeye başladı
■ Gökkuşağı bayrağı her yerde hedef haline getirilerek LGBTİ kulüp leri kapatıldı.
■ Yüzlerce kadın gerek sosyal medya hesaplarından gerekse evlerinin önüne bırakılan notlarla tehdit edildi.
■ Kimi karakollar İstanbul Sözleşmesi kararından sonra 6284 sayılı yasa da kaldırılmış gibi davranmaya başladı. İstanbul Pendik’te kocasının şiddetinden kurtulmak için karakola sığınan ve sığınağa gitmeyi talep eden kadına “darp raporu ve tehdit edildiğine dair kanıt lazım” cevabı verildi. Oysa yürürlükteki 6284 sayılı yasaya göre şiddet gören kadının böyle bir kanıt sunmasına gerek yok. Başvurucu kadın yasayı hatırlatmasına rağmen, polisler kadını “Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi”ne yönlendirmedi. ‘Eski usule döndük artık, darp raporun olacak ki seni sığınma evine gönderelim’ dendi. Kadın, bizzat devlet eliyle şiddet gördüğü eve geri gönderildi. (6 Nisan)
■ 12 Nisan tecavüz günü ilan edildi ve TT yapıldı.
Daha fazlası için TIKLAYIN…

Evrensel’e konuşan Beyzanur’ un ağabeyi Berkay Özel, “Kardeşim vefatından 10-15 gün önce, annemi görüntülü aradı, ağlıyordu. Eşinin boğazını sıktığını ve onu nefessiz bıraktığını söyledi; apar topar Beyzanur’u almaya gittik. O gece eşi onu arıyor, ikna ediyor ve tekrar evine götürüyor. Bu olaydan 15 gün sonra da Beyzanur’un eşi teyzemi arıyor ve Beyzanur intihar etti diyor” şeklinde konuştu.

Beyzanur Özel| Fotoğraf: Özel ailesi 

‘KARDEŞİMİN BULUNDUĞU YERDE KENDİNİ ASABİLECEĞİ BİR MEKANİZMA YOK’

Berkay Özel, ifade vermek için karakola gittiklerinde Beyzanur’un ölümünün cinayet şüphesi taşıdığını öğrendiklerini ifade ederek “Şüpheli Ömer Fidan nöbetçi mahkemeye çıkarılıyor, kasten öldürme şüphesiyle tutuklanıyor. Sonrasında dosyaya yayın yasağı geldi, biz bile dosyadaki bazı bilgilere çok sonra eriştik. Olay yeri incelemenin ilk yaptığı incelemede Beyza’nın bulunduğu yerde kendini asabileceği hiçbir askı mekanizmasının olmadığı anlaşılıyor. Kardeşim eşinden baskı görüyordu, annem ve teyzemle boşanma düşüncesi olduğunu paylaşıyor. Kardeşimin telefonunda internetten intihar yöntemleri aranmış ama şöyle de bir ayrıntı var; eşi, kardeşimin telefonuna casus programı yüklüyor. Telefonunu kontrol ediyor, telefonlarını dinliyor, mesajlarına erişiyor. Beyzanur vefat etmeden önce bunu bize söylemişti, eşinin ciddi bir kıskançlık sorunu olduğunu hepimiz biliyorduk” dedi.

‘BİLİRKİŞİ RAPORUNA RAĞMEN TAHLİYE EDİLDİ’

Olay günü Beyzanur’un kuzenlerine gittiğini söyleyen Berkay Özel; “Beyza olay günü kuzenlerimize gidiyor. Kuzenlerimiz iki kardeş biri kız biri erkek; Beyza oraya giderken eşine erkek kuzenimizin evde olmayacağını söylüyor. Eşi ancak o şekilde gitmesine izin veriyor. Sonra akşam kardeşimi oraya almaya gidiyor ve erkek kuzenimizin de evde olduğunu görünce Beyza ile tartışmaya başlıyorlar. Evde de tartışıyorlar, Ömer Fidan bunları ifadesinde anlatıyor. Eve gittiklerinde de tartışmaya devam ediyorlar; sonra Beyza banyoya gidiyor ve yatak odasına geçiyor. Yarım saat kardeşime ulaşamadığını ve odanın kapısını kırarak içeriye girdiğini yerde kardeşimin cansız bedenini bulduğunu söylüyor. Geldiğimiz noktada bilirkişi raporu yüzde 51 intihar, yüzde 49 cinayet diyor ve Ömer Fidan tahliye ediliyor” dedi.

Fotoğraf: Gözde Meydan/Evrensel

‘ERGENLİKTE KULLANDIĞI ANTİDEPRASANLAR DELİL GÖSTERİLİYOR’
Kardeşinin ölümünün üzerinden bir yıl geçmiş olduğu halde hâlâ İstanbul Adli Tıp’tan rapor beklediklerini aktaran Özel şunları söyledi; “İlk gelen raporda net bir şey yoktu; mahkeme tekrar talep etti. Ömer Fidan daha önce de başka bir kadını darbediyor ve denetimli serbestlik alıyor. Benim kardeşim naif bir insandı, eğer intihar edecek olsa bana, anneme, birimizden birine mutlaka veda eder, bunu hissettirirdi. Davanın başından beri karşı taraf kardeşimin intihar ettiğine ilişkin, ergenlik döneminde kısa bir süre kullandığı antidepresanları delil olarak gösteriyor; ortada kardeşimin psikolojik sorunları olduğuna dair hiçbir yazılı rapor veya teşhis olmadığı halde bipolar olduğunu öne sürüyorlar. Biz ailesi olarak kardeşimin intihar etmediğini, kesinlikle öldürüldüğünü düşünüyoruz” dedi.
‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’ UYGULANSAYDI KARDEŞİM YAŞIYOR OLABİLİRDİ’

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin erkekleri cesaretlendirdiğini ifade eden Berkay Özel; “Cezasızlık, erkeklere cesaret, öz güven veriyor. ‘Öldürsem ne olur iki yıl yatar çıkarım’ duygusuyla hareket ettiklerini düşünüyorum. Günlük yaşamda, iş yerimde, kafede otururken de duyuyorum şahit oluyorum böyle söylemlere. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin yaptırımları hafiflettiğini, şiddet uygulayan erkekleri daha da cesaretlendirdiğini düşünüyorum. Sözleşme’yi, kadınları koruyacak yasaları savunmayanlar böyle bir olayı yaşamadıkları için kayıtsız kalıyor bence. İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı kardeşim ve bu şekilde ölen pek çok kadın hayatta olabilirdi. Bütün kadınları kardeşimin davasına sahip çıkmaya, bu davanın takipçisi olmaya çağırıyoruz” dedi.

ŞÜPHELİ ÖLÜMLERE ‘İNTİHAR’ ETİKETİ YENİ KADIN CİNAYETLERİNE SEBEP OLUYOR
Pandemiyle birlikte şüpheli kadın ölümlerindeki artış verilere de yansıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu raporuna göre haziran ayında 20 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. 2021’in ilk altı ayındaki şüpheli kadın ölümlerinin toplamı 99, 2020’deki kadın ölümleri toplamının (171) yarısını geçti. Anestezi Teknikeri Ayşe Karaman, Duygu Delen, Rabia Naz, Aleyna Çakır, Nadira Kadirova davaları gibi pekçok kadın cinayetinin “intihar” denerek üzeri örtülmeye çalışılıyor. Şüpheli bulunan ölümlerin “intihar” olduğu varsayılarak soruşturmaya başlamasının etkilerini Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı Avukat Aslı Koçak Arıhan anlattı. Arıhan, intihar denilerek soruşturmaya başlanmasının ise yargı sürecinde delil yetersizliğine ve cezasızlığa sebep olacağını söylüyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Şüpheli ölümlere ‘intihar’ etiketi yeni kadın cina...

Pandemiyle birlikte şüpheli kadın ölümlerindeki artış dikkat çekecek boyuta ulaştı. Pek çoğu cinayet...

5 maddede şüpheli kadın ölümleri

Kadın cinayetlerinin her yıl artması, şüpheli kadın ölümlerinin yaşanmasının tesadüf olmadığını düşü...

Hükümet kadın intiharlarını sormayı ‘kötü niyetli’...

Nevşehir’de pandemi döneminde 37 kadın yaşamına son vermeye çalıştı; son bir yılda Van’da 7 şüpheli...