İranlı Aida: 'Ayakta durmazsak çok şey kaybederiz'
13 yıl önce İran'dan Türkiye'ye gelen Aida ile İran'da süren halk ayaklanmasına dair konuştuk.

Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından öldürülmesi sonrası İran’da yaşananlar tüm yurtta olduğu gibi Kuşadası’nda da basına açıklaması yapılarak protesto edilmişti. Eylemde saçlarını kazıyan Aida Makvandi Ekmek ve Gül’e konuştu.

37 yaşındaki Aida, İran’da bilgisayar mühendisliği okumuş ancak mesleğiyle ilgili bir işte çalışmıyor. 2009 yılında Ahmedinejad’a karşı yapılan protesto eylemlerinin aktif katılımcısıymış. Eylemlerin 7. gününde ailesi güvenliğinden endişe duyduğu için zorla Türkiye’ye yollamış. 13 yıldan beri Türkiye’de yaşayan Aida 5 yıldır Kuşadası’nda.


İran’da neler oluyor?
Demokratik bir ülke istemi sokağa taşmış durumda. İran’da siyaset din adına yapılıyor. Bu durum insanlara zarar veriyor ama en çok kadınlara zarar veriyor. Biz son duraktayız. Binlerce kişi cezaevinde. Cezaevlerinde tecavüz de dahil işkencenin her türlüsü uygulanıyor mahpuslara. Bu kez ayakta durmazsak çok şey kaybederiz.

Bu eylemlerin sonucu ne olacak? İran demokratik bir yaşama geçebilecek mi? 2009’daki ayaklanma neden başarısız oldu?
2009’daki ayaklanma ile bu dönem farklı. Bizler o dönem kötünün iyisini seçip, reformist Mir Hüseyin Musevi’nin iktidar olması için eylemler yapmıştık. O dönemki eylemler daha merkezi eylemlerdi, Tahran’da 1-2 milyon insan toplanmıştık. Ama sessiz eylemlerdi.
Musevi de 44 yıl önce mollalara ses çıkarmayan, hatta yardım eden bir liderdi. Ama biz çaresizdik, Ahmedinejat’tan kurtulmak için kötünün iyisini seçmek zorundaydık. Zaten 2009’daki eylemler sonrası Musevi hapse atıldı, şu an da ev hapsinde yaşıyor.
Bugün olanlar ise farklı. Herhangi bir siyasi liderin arkasında değil halk, İran’ın tüm bölgelerinde kendiliğinden ayaklanmış durumda.

Kimi çevreler İran’da yaşananların ardında dış güçlerin parmağı olduğunu söylüyor?
Bu koca bir yalan. Halkın yıllardan bu yana biriken öfkesinin patlama hali ve kendiliğinden gelişen bir süreç. Dünyada iki taraf var; devletler ve halklar. Halklar Türkiye’de dahil tüm dünyada bize büyük destek veriyor. Ama devletler vermiyor çünkü onların çıkarları var. Biliyorsunuz İran, Rusya, Çin ittifakı var. ABD, AB vd. ülkeler çıkarları için ses çıkarmıyor, gözlemliyor, bekliyor. Uygun bulduğunda çökmek için.
2009 ayaklanmasında Şah yanlıları da vardı aramızda. Ama bugünkü ayaklanmada şah yanlılarının sayısı yüzde biri geçmez.

İran’da yaşananlar sadece başörtüsü rahatsızlığı mı? İran’da ekonomik yaşam nasıl? İran işçi sınıfı, emekçiler, köylüler bu direnişin ne kadar içinde?
Tabii ki sadece başörtüsü isyanı değil. Ülkede hırsızlık, rüşvet, halkın parasının gaspı yoğun. Mollaların içinde ayrıcalıklı bir kesim var. Ve bu grup İran servetini paylaşıyor. Yurt dışında Kanada, İngiltere, ABD gibi ülkelerde hatta Türkiye’de bile yatırımları var. Halk yoksulluk içinde yaşıyor. Her geçen gün sofralar küçülüyor. Yoksulluğa karşı 2019-2020 yıllarında eylemler yapıldı İran’da.
Bugünkü eylemlerde sıkışmışlığın öfkeye dönüştüğü bir durum var. Bu sadece kadınların eylemi değil topyekûn bir halkın eylemi.
İran’da bugün ayağa kalkışma kadınlar üzerinden gençlik hareketi olarak başlasa da gittikçe toplumun diğer kesimlerini de içine katıyor. Biz maratondayız. Yavaş yavaş katarak kazanacağız. Bazı işyerlerinde grevler oldu. Bugün mollaların üniversitesi, İran’ın Vatikan’ı sayılan Qom Seminary Üniversitesinde hocalar ve öğrenciler “Hamaney azledilsin” diye imza toplamışlar. Bunlar önemli gelişmeler. Sürekli yabancı basını takip ediyorum, İran’da neler oluyor içerden ve dışardan haber almaya çalışıyorum. İran’da internet yok ama bir şekliyle haber alıyorum.
Rejim çocukları silahlandırıp halkın üstüne yolluyor. Hem bu çocuklar hem de ölen çocuklar UNICEF’i ilgilendirmez mi? Hani çocuk hakları? Ama hepsi gözünü kulağını kapamış.
Mahsa’nın öldürülmesinin toplumda büyük bir tepki almasında kardeşinin sözleri çok önemli. Tahran’a, Mahsa’yla birlikle giden kardeşi polislere “biz burada garibanız, kardeşimi ne olur götürmeyin” demiş. O cümle hepimizi darmadağın etti ve sahip çıkıldı. Mahsa gariban değildi, hepimizin kızıydı.
Mahsa Kürttü ama sokağa çıkan sadece Kürtler değildi. Azeriler, Acemler, Araplar, Belüçler vd. tüm halklar ayağa kalktı.

Önceki ayaklanmalar sönümlendi, bu eylemlerinde sönemlenebileceğini düşünüyor musun? Neler yapılmalı?
Korkuyu bırakıp herkesin sokağa çıkması gerekiyor.

Başarı için örgütlü olmak ve siyasi bir önderlik gerekmiyor mu sizce?
Bilmiyorum. Yaşayınca göreceğiz. Sosyal medya üzerinden örgütleniyoruz.

Son olarak neler söylemek istersin?
Bugün sokağa çıkanların büyük çoğunluğu 15-20 yaş arasında. Bizler 44 yıldır çok kıyım yaşadık. 88’de devlet binlerce kişiyi öldürüp toplu mezarlara gömmüştü.  Üst düzey mollalar İngiltere’de eğitim almışlar Hamaney’in İngiltere'de okulu var. Ve o okul konsoloslukla aynı güvenlikle korunuyor. Cumhurbaşkanımız okumamış biri ama BM ye gidiyor “gelin özgürlük dersini bizden öğrenin” diyor. Ve tüm ülkelerin temsilcileri öylece dinliyor. Yani başta dediğimi bir kez daha diyorum. Bizim dostlarımız devletler değil halklardır.
Bizim eylemleri yapmadaki hedefimiz sadece İran ve Mahsa için değil. Tüm dünya kadınları içindir. Kadınlar da erkeklerle eşit koşullarda yaşasın diye saçımı kazıdım. Bizim kültürümüzde kadın için saç çok önemlidir. Ben her hafta özel bakım yapardım, saçlarımı seviyordum. İsyanımın göstergesi olarak kazıdım.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Kuşadası Ukrayna Kültür Derneği Başkanı Suitlana P...

Kuşadası Ukrayna Kültür Derneği Başkanı Suitlana Patapenko Yıldırım anlatıyor: İnsanlar tıkış tıkış,...

Kuşadası’nda Almanya’ya uzanan bir sohbet

Kuşadası Ekmek ve Gül Grubu, Almanya’dan Kuşadası’na gelen Emekli Öğretmen Elke Lanberdi ile sohbet...

Zerrece ‘Keşke’si olmayan inatçı bir kadının hikay...

‘Başkasının dayattığı değil de kendi kararlarımı yaşadığım için pişman değilim. Ben kendi hayatımı y...