Örgütlü mücadelemizle değiştireceğiz
‘Tülay için gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasında onlarca kadın gelip ‘sessiz kalamayız’ diyerek bize katıldılar...’

Kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırılar çok uzun bir zamandır devam ediyor. Başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere, hükümetin diğer birçok hakkımızı da elimizden almak istediği günlerden geçiyoruz. Şimdi seçim süreci ile birlikte kadınların kazanılmış hakkı olan Ailenin Korunması ve Kadına karşı şiddetin Önlenmesine ilişkin kanun bir kez daha gündeme geldi. Yeniden Refah Partisinin, Cumhur İttifakına katılımı için yapılan görüşmelerde, 6284 sayılı Kanunun ve süresiz nafaka hakkının kaldırılması talebinin yer aldığı listeyi AKP'ye ilettiklerini ve kendilerine “hiçbir problem yok” yanıtı verildiğini söylemişti. Şimdi ise gelinen aşamada kadınların mücadele ederek kazandığı hakların ortadan kaldırılmasına yönelik anlaşmanın sağlandığını görüyoruz. Halbuki kazanılmış belli başlı haklar olmasına rağmen ve tabii ki elimizden gidenlerle birlikte kadınların yeterince korunmadığı, yasaların yeterince işlemediği, katillere tahrik veya iyi hal indirimlerin verildiği bir süreçten geçiyoruz.

‘SESSİZ KALAMAYIZ’

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak 2022 yılı Kadına Yönelik Şiddet Raporu yayınladık. Raporumuz basında da ses buldu. 2022 yılında 2000'e yakın kadın bize çeşitli sorunlarından kaynaklı başvurdu. Bir mahalle böyleyse ülkenin geneline baktığımızda nelerle karşılaşabiliriz bir düşünelim... 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde Türkiye'nin 3 ayrı ilinde kadın cinayeti yaşandı. Tabi bu sadece basına yansıyanlar... Biz de burada bir kız kardeşimizin erkek şiddeti sonucu kaybetmenin acısını yaşadık. Pendik ilçesinin Güzelyalı Mahallesi'nde kocası tarafından katledilen Tülay'ın ölümünü protesto etmek ve aynı zamanda dayanışma çağrısı yapmak için Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak Güzelyalı meydanda bir basın açıklaması düzenledik. Oradan geçen birçok kadın hem “ne için toplandınız” diye sordular, hem de gelip “sessiz kalamayız” diyerek bize katıldılar. Katılan kadın sayısının kat kat üstünde polis olmasına rağmen kadınlar daha gür sesleriyle bize katılıp slogan attılar. Nedense deprem bölgesinde göremediğimiz, bir kadın katledilirken, şiddete uğrarken göremediğimiz, devlet, 8 Mart'ta, kadın cinayetleri eyleminde, İstanbul Sözleşmesi eyleminde hep karşımıza çıkıyor.

‘SIRADAKİ BENİM’

Hepimizin kanını donduran başka bir şey ise bir kadın yanımıza gelerek "sıradaki benim" dedi ve daha sonra oradan hızla uzaklaştı. Bu durum hepimizin kalbini sızlattı. O an eylem de birçok polisin olmasına rağmen kadın bize gelerek fısıldadı. Polise sığınmayı tercih etmedi. Nedeni çok belli... Çünkü Tülay'da polise sığınmıştı. Tülay engelli, rehabilitasyona giden ve eşinden gördüğü şiddet nedeniyle koruma kararı çıkaran bir kız kardeşimizdi. Ve hala böyle vakalar gelmeye devam ediyor. Daha 14 yaşındayken üvey abisi tarafından tecavüze uğrayan, daha sonrasında hamile kalmış ve nikahlandırılmış bir genç kızın başına gelenlerden başlayalım ya da 17 yaşında babasından ve üvey annesinden şiddet gören daha sonra kaçarak evlenen sonrasında da eşinden gördüğü şiddet nedeniyle boşanan ve iş yerinde cinsel şiddete maruz kalan bir kız kardeşimizden mi başlayalım? Özellikle genç kadınların arttığı şiddet ve şiddet biçimleri artmışken birileri hala kazanılmış haklarımızı almak istiyor. Seçimler elbette belirleyici olacak ama asıl belirleyici olacak olan kadınların örgütlü mücadelesi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Kocaeli’de okul önü yaşanan trafik sorunu velileri...

“Her gün o sıkıntıyı, endişeyi, korkuyu yaşıyoruz. ‘Çocuklarımızı sağ salim sınıfa bırakacak mıyız’...

İzmir Kadın Platformu, kadınların tutuklanmasını p...

‘Biliyoruz ki, iktidar bu baskılarla sesimizi kısmak, geride kalanlara gözdağı vermek, kadınların sö...

Tek adamı geriletip halk demokrasisini kuracağız

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek adamı geriletmek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirirke...