Roman kadınlar: Çocuğuma yedirmek için ebegümeci topluyorum
Çoğunlukla çiçekçilik, hurdacılık, seyyar satıcılık yapan Romanlar, koronavirüs salgınıyla birlikte neredeyse açlığa mahkum hale geldi. Hacer Foggo Roman kadınların ve çocukların durumunu anlattı.

Korona salgını dolayısıyla milyonlarca kişi evlerine kapanmak zorunda kalırken, bu süreçten özellikle etkilenen bir kesim de kazançlarını günlük çalışma ile sağlayan Romanlar oldu. Çoğunlukla çiçekçilik, hurdacılık, seyyar satıcılık yapan Romanlar, koronavirüs salgınıyla birlikte neredeyse açlığa mahkum hale geldi.
Uzun yıllardır Romanlar üzerine çalışmalar yapan Gazeteci Hacer Foggo ile korona günlerinde Roman kadın ve çocukların yaşadıkları zorlukları konuştuk. Kadınların çocuklarına mama alamadıklarını, yedirecek bir şey bulamadıklarını aktaran Foggo “Hayal edemeyeceğiniz kadar kötü durumdalar. İnanılmaz ruhsal bir çöküş var ve bu çıkmazlık hali öfkeye dönüşüyor” diyor.

‘BU KADAR KÖTÜ BİR SÜREÇ GÖRMEDİM’
Hacer Foggo, meselenin sadece Türkiye’deki değil Avrupa’daki Romanlar için de çok zorlayıcı olduğunu söylüyor: “Yurt dışından arkadaşlarla da konuştum; Bulgaristan, Makedonya, Belçika, İtalya’da da durum gerçekten korkunç, Romanlar açısından çok daha korkunç. Çünkü çoğu bütün dünyada güvencesiz işlerde çalışıyorlar. Ama inanın ben şimdiye kadar şu son iki üç haftadaki kadar kötü bir süreç görmedim Romanlar açısından.”
Yüz yüze temas edemese de hemen her gün neredeyse on aile ile telefonla görüşen Foggo, anlatılanları şöyle aktarıyor: “Roman kadın ve çocukların çoğu kağıt toplayıcılığı, çiçekçilik yapıyor ama şu an çalışamıyorlar. Sokağa çıkma yasağı yok ama çıkanlar da, bir şeyler kazanmaya çalışanlar da satamıyor elindekini. Çünkü insanlar birbirlerine dokunmak istemiyorlar. Konuştuğum bir kadın diyor ki ‘Abla kimse çiçek satın almadı’, işte simitçiyse ‘Simit satın alınmadı’... Ya da kağıt toplayamıyor artık, mümkün değil çünkü kağıt satacağı yerlerin çoğu kapalı. Bunun dışında müzisyen olduğu halde şu anda kağıt toplayan insanlar var, ya da çiçekçiyse alternatif başka bir şey yapmaya çalışıyor ama sonuç olarak aslında ‘Sokağa çıkmamam gerekiyor’ diyor. Ama sokağa çıkmadığı zaman da eve on lira dahi getirecek durumda olmuyor.”

Fotoğraf: Elmas Arus

KADINLAR VE ÇOCUKLAR GIDAYA ULAŞAMIYOR
Özellikle kadınlar ve çocukların gıdaya erişiminde ciddi sıkıntılar yaşandığını belirten Foggo, şöyle devam ediyor: “Ben bunları söylemekten utanıyorum ama gerçekten ağlayarak arıyor insanlar, diyorlar ki ‘Çocuğuma mama alamıyorum, altını değiştiremiyorum bezi yok. Bunlar normalde de pahalı olan şeyler ama hiç değilse günlük kazanç ile bir şekilde alıyorduk’ diyor bir anne. Ama bir bebeğe mama bulamamak ne demek yani! Geçen hafta bir anne ‘Ne yapıyorsun’ soruma ‘Ebegümeci topluyorum, onu götürüp oğluma yedireceğim, evde bir şey yok’ dedi. Gerçekten durum bu kadar vahim. Çiçek satamıyorlar, kağıt toplayamıyorlar, müzisyenler işlerini yapamıyor ki gerçekten hepimizin zaten evde olması gerekiyor ama aynı zamanda gıdaya erişmemiz de, o bebeğin mama alması da gerekiyor. Bu annelerin bu durumu yaşamaması gerekiyor ve gıdaya erişememek, sokağa çalışmaya çıkamayıp eve ekmek getirememek... O çocukların halini düşünün.”
RUHSAL ÇÖKÜŞ YAŞANIYOR
Roman kadınların bu süreçte psikolojik olarak da iyi olmadığını, çok kaygı ve tedirginlik yaşadığını söylüyor Foggo: “Roman kadınları en fazla üzen şey bebeğine mama alamayacak duruma gelmek... Eskiden bir şekilde çocuğunun önüne yemek koyabilmek, onu okula gönderebilmek mutlu ediyordu bu kadınları… Çünkü bir şekilde de olsa hayat dönüyordu. Kendi kazançları dolayısıyla bir gelirleri vardı. Ama şu anda gelir yok. Bir sosyal güvencesi de yok. Bir anne olarak beni de en çok üzen şey çocuğuma bir şey yedirememek ya da onun istediği bir şeyi ekonomik koşullar nedeniyle yerine getirememek olur. Hayal edemeyeceğiniz kadar kötü durumda kadınlar. İnanılmaz ruhsal bir çöküş var. Bir de bu çıkmazlık hali öfkeye dönüşüyor.”

Fotoğraf: Hilal Tok

AÇLIK VE BAKIMSIZLIKTAN ÖLÜMLER OLABİLİR
Hacer Foggo, bu süreçte sokağa çıkamayan ve tek başına yaşadığı için açlığa mahkum olan çok sayıda yaşlı Roman olduğuna dikkat çekiyor: “Yaşlıların çok derin bir yoksulluk hali yaşadığını biliyoruz şu süreçte. O yaşta kağıt toplayan insanların içeride olduğunu düşünün. Geçen bir yaşlı kadın evde tek başına; ne para var, ne kimsesi... Sokağa da çıkamıyor yasak olduğu için. İki gün yemek yememişti. Ben gerçekten korkuyorum, Korona dışında da ölümler olacak diye. Yani gıdaya erişemediği için, sokağa çıkamadığı için. Açlık ve bakımsızlıktan ölümler olabilir...”
TELEVİZYONU, İNTERNETİ OLMAYAN ÇOCUKLAR EĞİTİMDEN MAHRUM
Normal koşullarda da eğitimden en çok mahrum kalanlar Roman çocuklar ne yazık ki. Bu süreçte de uzaktan eğitimden yaralanamıyorlar. Foggo, “İnternete ulaşamayan ya da televizyonu olmayan, elektrik kesiği olan aileler var. Bu nedenle uzaktan eğitim çocuklar için imkansız hale geliyor. Bundan sonraki süreçte görülecektir bir araştırma yapılırsa, bu mahallelerde birçok çocuk okula devam edemeyecek. Hem müfredattan geri kaldıkları için hem de bu daha da derinleşen yoksulluk yüzünden çalışmak zorunda kalacakları için. İşlerini kaybettikleri için yeni bir iş, toparlanma süreci.. Bu onlar için uzun bir süreç demek.”

KİRASINI ÖDEYEMEYEN AİLELER VAR
“Günlük çalışma dışında çalışan Romanlar arasında da bu süreçte ücretsiz izne çıkarılanlar var. Ücretsiz izne çıkartılanlar, sosyal yardım bile alamıyor. Örneğin, tekstilciymiş artık çalışamıyor, ücretsiz izinde. Komi, sekreter, otel görevlisi… Bu insanlar aslında çalışıyor göründükleri için sosyal yardım dahi alamayacak olan insanlar... Bu insanlar arasında kirasını ödeyemeyen bir sürü aile var. ”

Fotoğraf: Hilal Tok

BİR ODADA NASIL MESAFE OLSUN
“Mesafe, hijyen diyorlar ama Roman ailelerin, gıdaya bile ulaşamazken, hijyen koşullarında ayrı ayrı yaşaması mümkün değil. Bir arada kalabalık halde yaşıyorlar. Zaten çok kötü koşullarda yaşıyorlar, bir oda, iki oda olan evlerde. Sosyal mesafe, sosyal mesafe de nasıl bir sosyal mesafe olacak o evlerde?”

DAYANIŞMA KAMPANYASI BAŞLATTI
Roman ailelerin, özellikle de kadınların ayakları üzerinde durabilmesi için sosyal devletin gereğinin yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan Foggo, “Belki birkaç ay bu insanlara maaş verilmeli, hem kiralarını hem faturalarını ödeyebilecekleri bir sistemle özellikle yoksul kadınların sesinin duyulması gerekiyor. 1000 liralık bir sosyal yardımdan bahsediliyor ama tek gelirin bu olduğu evlerde kira, gıda, diğer ihtiyaçlar nasıl karşılanacak? Sadece bir oda, küçük bir mutfak, ev bile diyemeyeceğimiz yerler 500-600 lira. Nasıl ödeyecekler? 1000 lira ile olacak iş değil” diye konuşuyor.
İNSANLAR ÇARESİZLİĞE MAHKUM EDİLMEMELİ
Hacer Foggo çevresinde çoğunluğu kadın olan “Derin Yoksulluk Ağı” ile birlikte bir kampanya başlattı. Acil ihtiyacı olanları tespit edip, onlarla dayanışmak isteyenleri online bilgilendiriyor ve yine destekçilerin zor durumda olan ailelere online alışverişle gıda göndermesine aracılık yapıyorlar. “Başlattığımız bu harekette yer alanların da birçoğu bu alanda çalışanlar ve çoğu da kadın. Sanal alandan bir dayanışma başlattık. Umarım sokağa çıktığımız günlerde de zaman da bu dayanışma sürecektir” diyen Foggo, bu dayanışma halinin toplum olarak yaşanması gerektiğini ifade ediyor: “Herkesin ‘Şu dönemi nasıl kazasız belasız atlatırız’ diye hiçbir parti ayırmadan birlikte düşünmesi ve çalışması gerekiyor. Yoksa bunun altında hepimiz kalacağız. İnanılmaz bir belirsizlik var, bunun olası sonuçları birlikte çözülmeli. Bu insanları çaresizliğe mahkum edemeyiz.”
İlgili haberler
Roman kadınların yükü ağır

Roman kadınlar işte bu dertleri taşıyor: Yoksulluk, şiddet, taciz, eğitimsizlik, erken evlilik, çocu...

Korona günlerinde infaz düzenlemesi

Cinsel suçlarda indirim yapılması çocukları ve kadınları nasıl etkiler? İHD Ankara Şube Çocuk Haklar...

Korona günlerinde ruh sağlığı: Psikiyatr Arzu Erka...

Korona salgını günlerinde, ruh sağlığımız için hem bireysel hem de toplumsal olarak alınması gereken...