Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya: Cezasızlık politikası erkeğe sonsuz cesaret veriyor
Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, çalışma yaptıkça toplumda büyük bir ihtiyaç olduğunu gördüklerini belirterek, “Cezasızlık politikası erkeğe sonsuz cesaret veriyor” dedi.

Bölge illerinde özellikle belediyeler üzerinden kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında kurulan kadın merkezleri kayyum atanmasıyla ve OHAL dönemindeki KHK’lerle bir bir kapatıldı. Kadınların başvuru yapacağı merkez neredeyse kalmazken, taciz, tecavüz, şiddet ve cinayetlere karşı savunma mekanizmaları da ortadan kaldırıldı. Diyarbakır’da OHAL sürecinde kurulan Rosa Kadın Derneği ise, gözaltı ve tutuklamalarla baskı altına alınmaya çalışılıyor. Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, çalışma yaptıkça toplumda büyük bir ihtiyaç olduğunu gördüklerini belirterek, “Cezasızlık politikası erkeğe sonsuz cesaret veriyor” dedi.  

GÜNDE 3 KADIN ÖLDÜRÜLÜYOR

Kaya, Bölge’de OHAL döneminde kadına yönelik şiddetin arttığını bu alanda mücadele etmenin acil bir ihtiyaç olduğunu ifade ederek, Rosa Kadın Derneğini kurduklarını söyledi. Kaya, “Biliyorsunuz ki OHAL dönemindeki kayyum uygulamaları, kayyum atamaları, KHK’lerle bütün kadın merkezleri, kadın örgütleri, kadın dernekleri kapatılmıştı. O dönem çok ciddi bir şiddet artışı gözlemledik. Çok acil bir ihtiyaç olduğunun farkındaydık. Derneği kurmamızla birlikte çok yoğun bir şekilde başvuru aldık, geri dönüşler aldık ve toplumda eylem ve etkinlikler açısından çok iyi refleksler, tepkiler gelişti. Bu da motivasyonumuzu arttıran bir şeye dönüştü. Çalışmalarımız bu yönde büyüdü. Biz yaptığımız her çalışmada toplumda büyük bir ihtiyaç olduğunu hâlâ görüyoruz. Maalesef aile içi, ev içi şiddet oranları günbegün artıyor. Günde 3 kadın öldürülüyor bu ülkede. Böyle bir durumla karşı karşıyayız” dedi.

BELEDİYELERDE KADINLARIN BAŞVURU MERKEZİ KALMADI

Kayyum atamalarıyla birlikte özellikle kadın kurumlarının kapatıldığını belirten Kaya, kadın kurumlarının kapatılmasını iktidarın kadın mücadelesine engellemeye yönelik bir saldırı olduğunu ifade etti. Kaya, “Kayyum atamaları ve OHAL dönemi KHK’leri ile özellikle kadın kurumları kapatıldı. Kadın dernekleri, çocuk dernekleri belediyelere bağlı olan kadın merkezlerinin kapatılması bunların hepsi kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda kazanılmış alanlardı. Bunların hepsi kapatılınca çalışanlar için de söz konusu bir durum var. Mesela KHK’lerle bütün kadın çalışanlar ihraç edildi, ben de onlardan biriyim. Mardin Büyükşehir Belediyesinden ihraç edildim. Buradaki maksat aslında kadın mücadelesini geriletmeye dönük bir saldırı. Bütün kadınları eve hapsetmeye yönelik o dar alana sıkıştırmaya yönelik. Şiddet artışı açısından istatistikleri karşılaştırdığımızda bunun yerini de bulduğunu görüyoruz o dönem için. Zaten bu derneği kurarken mekanlara ve alanlara sığmayacağımızı ifade ederek kurduk biz Rosa’yı. Kadın mücadelesi, kadına yönelik şiddetle mücadele bir kuruma bağlı olmakla ilgili değil. Biz OHAL döneminde de kadın platformları üzerinden örgütlenmemizi sağlayarak bu çalışmalarımızı sürdürdük. Ki şu anda kayyumların yönetiminde olan belediyelerimizde başvuru yapabileceğiniz kadın merkezi neredeyse yok” dedi.


PANDEMİYLE ŞİDDET ARTTI

Pandemi kadına yönelik şiddetin arttığını fakat pandemi sürecinin bu durumu daha ciddi boyutlara taşıdığını söyleyen Kaya, “Diyarbakır’da, pandemi döneminde 3 kadın merkezi, pandemi gerekçesiyle başvuru alamayacağını ilan etti. Bu da çok büyük bir sorun. Bu uygulamaların hepsi aslında aile içi şiddeti arttıran, önünü açan bir durum yaratıyor. Çok kapsamlı bir mesele kadına yönelik şiddet meselesi. Bunun zaman ve uzam açısından bir sınırı yok. Şiddet kadının her alanda karşılaşabildiği bir durum. Sokakta, evde, işyerinde. Erkekten ve sistemden her gün sistematik bir şekilde şiddete maruz kalıyor. Pandemi bu şiddet halini içeriye hapsetti. Kayyum, KHK’ler, kadınların işsiz bırakılması, başvurabileceği alanların yok edilmesi. Üstüne bir de salgın kadını içeriye hapseden durumu iyice yarattı. Özellikle kadın cinayetlerinin, kadına yönelik cinsel saldırının çok fazla artmış olduğunu görüyoruz bütün kentlerde. Bunun tabii ki çok farklı sebepleri var. En önemli sebeplerden biri tabii sistemin, siyasal iktidarın her gün yapısal olarak şiddeti söylemleri üretmesi ve buna dair de birtakım uygulamalar getirmesi” dedi.

GENÇ KADINLARA YÖNELİK FARKINDALIK ÇALIŞMALARI YAPILMALI

Bölge’de özellikle kolluk kuvvetlerinin karıştığı cinsel istismar olaylarına dikkat çeken Kaya, cezasızlık politikasının istismarın önünü açtığını söyledi. Kaya, “Adına özel savaş dediğimiz kadının her gün üniformalı, unvanları olan birtakım militarist güçler tarafından tacize, tecavüze maruz kalması. Mesela bu çok önemli mesele ve pandemi döneminde büyük bir artış gösterdi. Bu durum Gülistan Doku meselesiyle ortaya çıktı. Ondan sonra da ardı arkası kesilmedi, mesela Batman’da yaşanan İpek Er meselesi. Toplum vicdanını yaralayan bir meseledir. Bu konuyla ilgili özellikle genç kadınlara dönük birtakım farkındalık çalışmalarının yapılması gerektiğini söylüyoruz. Bizim de çalışmalarımız hep bu yönde olacak. Bu durum pandemi döneminde artış gösterdi. Çünkü iktidarın bekçi, uzman, özel harekat polisi vs. gibi ya da işte kamu görevlisi belediye çalışanı, valilik çalışanı birtakım unvanlarla genç kadınlara yönelik şiddet olarak görülmeyen ama psikolojik saldırı sevgi adı altında kadınları kandırarak birtakım şiddet durumları ortaya çıkarıp hatta en son ölümlerine sebep olan bir durum yaratan bir sistem oluşturmaya çalışıyorlar. Bu sistem cezasızlık politikasıyla gittikçe önü açılan ve erkeğe sonsuz cesaret veren bir şeye dönüştürülmeye çalışılıyor. Bunların hepsinin ifşa edilmesi, bunların hepsinin anlatılması toplumda gerçekten ciddi anlamda bir farkındalık yaratılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Kaya, kadına yönelik şiddetle mücadelede Türkiye’nin bütün kadın hareketleri ortaklaşıp birlikte hareket ettiklerini belirterek, “Biz kendi yerelimizden aldığımız güçle Türkiye ve dünyadaki bütün kadın örgütleriyle aynı amaç uğruna savaşan, mücadele eden kadınlar olarak görüyoruz. Hepimiz amacı ortak, o nedenle hepsinin bir parçasıyız. Türkiye kadın hareketinin, Türkiye feminist hareketlerinin ve oluşan bütün platformların. Zaten onlarla birlikte hareket ediyoruz. Dayanışmanın ve güçlü olmanın buradan geçtiğini düşünüyoruz. Zaten biz bunu da başarmış durumdayız” diye konuştu.

İlgili haberler
ROSA KADIN DERNEĞİ: Arkadaşlarımızı değil, kadın k...

‘Amacımız, ‘ayrımcılığa karşı olmak, her türlü şiddetle mücadele etmek, eşitliği savunmak, barışı sa...

Rosa Kadın Derneği, TJA aktivistleri ve çok sayıda...

Diyarbakır’da Rosa Kadın Derneğine sabah saatlerinde polis baskını düzenlenirken dernek yönetici ve...

GÜNÜN KİTABI: Kürt Kadını – Amazonlar

Büyük bedellerin ödendiği yaşamlar, geçmişten bugüne uzanan bir serüven bu... Toprağa ana dilinde 'A...