Yerli üretici kadınlardan GDO’suz tohumlar
Bursa Ürünlü köyünde GDO’suz tohumlardan ürünler elde eden köylü kadınlar bir festival ile ürünlerini Bursa halkına tanıttı. Ürünlü Kadın Derneğinden kadınların emekleri görmeye değerdi.

İklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkilerini en çok hissettiğimiz yıl oldu bu yaz. Yarısı kış yarısı yaz. Yaz geldiği anda kendimizi Bursa’nın keşfedilecek yerlerine atıyoruz hemen. Bu keşifleri yaparken doğal hayatın devamı ve tarihi dokuya sahip mecraları tercih ediyorum. Nilüfer’in Ürünlü köyü Biber Festivali’ndeydim. Karbon salınımı o kadar yüksek düzeyde olmasına rağmen otomobillerin sayısındaki inanılmaz artış ve tarım arazilerinin çoğunun imara açılmasıyla inşaatlardaki artış devam ediyor. Bursa ovası gibi verimli bir ovada artık tarım yapan yok denecek kadar az, çünkü tarım arazilerine ev yapmanın getirisi yüksek. Var olan köyler şehrin ortasında sıkışıp kalmış ve imara açılsın diye dört gözle beklenir halde. Bu şekilde tarımın ortadan kalktığı ülkemizde yiyeceklerimizin çoğu ithal edilmeye başlandı. İthal ürünlerle birlikte GDO’lu ürünlerin de kapısı açılmış oldu. Genetiği değiştirilen ürünler o kadar fazla ki buğday, mısır en başta gelenleri. Yerli tohumların, yerli üreticinin desteklendiği köylünün yerli tohumlarla üretim yaptığı köyler artık yok denecek düzeyde. Organik beslenmek için uğraşan insanlar için organik ürün bulmak zaten çok güçleşti. Ekolojik tarımı destekleyen Nilüfer Belediyesi de bağlı köylerde -Tahtalı Şeftali Festivali, Kayapa Enginar Festivali gibi- festivalerle hem yerli üreticiye sahip çıkıp onları kalkındırmayı hem de yerli, GDO’suz tohumların kullanımını artırmayı amaçlıyor.


YERLİ ÜRETİCİLER DESTEKLENSİN
Köylü kadınların yarıştığı en iyi biber yemekleri yarışması da epey heyecanlıydı. Biberden kaç çeşit yemek olabilirki demeyin 8-9 çeşit yemek yarıştı. En güzeli köy ekmeği içinde biberli kuzu eti seçildi. Standın arkasına gidip yemeklerden yemek istedim, ama kadınlar o kadar organize olmuşlar ki ikramlar sunduktan hemen sonra toparlayıveriyorlardı ortalığı. Bir de festivalde görülmeye değer olan tohum standıydı. Yine Belediyenin ‘kent bostanları’nda üretilen ürünlerden elde edilen yerli tohumlardı. Katılan herkese dağıtıldı tohumlar. Balkonunda saksın varsa, ufak bir bahçen varsa ek yetiştir. Artık gerçek mısırın kalmadığını duymayan kalmadı biz gerçek mısır tohumunu almanın sevincini yaşadık. Aynı şekilde domates, biber, fasulye, kabak. Köyde kadınlar bu tohumları kullanıyor. Bu tohumlarla üretilen ürünleri tüketiyorlar. Köylü kadınlar yemeklerini yaptılar, lokmalarını dağıttılar, köyleri için ellerinden gelen gayreti gösterdikten sonra oturup halkoyunlarını izlemeye başladılar. Artık festival yapma sırası onlardaydı. Geleneklerimizde misafir en güzel şekilde ağırlanır. Bizler de Ürünlü köyü kadınlarının misafirlerini memnun etmek için bu ağustos sıcağında döktükleri terin karşılığını almalarını, yerli üreticilerin desteklenmesini istiyoruz.

KÖYÜMÜZÜN İMARA AÇILMASINI İSTEMİYORUZ!
Ürünlü köyü de biber yetiştiriciliği fazla olan bir köy. Köye gittiğimizde şehrin içine sıkışıp kaldığımızı anlıyoruz hemen. Köylü kadınların festivale hazırlanıştaki inanılmaz çabası zaten görülmeye değer. Köyde kurulan Ürünlü Kadın Derneğinden kadınlar elde yaptıkları ürünleri satıyorlar. Festival alanına kurduklar ‘kadın dayanışma standında’ çiğ börek, lokma yaparken bir diğer standda biber reçelleri, biber turşuları vardı. Ürünlü Kadın Derneği olarak festivale katkı sunan kadınlar yazın sıcağında epey ter döktüler. Buradan bir kadınla sohbet ettik. Birçok insanın tersine köylerinin imara açılmasını istemediklerini böyle kalmasını istediklerini dile getirdi. Köyde yaşamaktan çok memnun olduklarını “Yazın hazırladığımız ürünleri kışın yiyoruz” diyerek dile getirdi. Kendi tavuğumuz, yumurtamız, ineğimiz, sütümüz var. Aç kalmıyoruz” dedi.


İlgili haberler
Çay üreticisi kadınlar anlatıyor

Dünya Çiftçi Günü’nde Karadeniz’de çevre mücadelesi veren üretici kadınlara uzattık mikrofonumuzu. M...

GÜNÜN FOTOĞRAFI: Tırmıklı kadınlar

Kütahya’nın İnköy Mahallesi’nde kadınlar hayvanlarını otlattıkları meraya müze yapılmasını istemiyor...

Evin bir çocuğu gibi olan zeytine kıyabilir misini...

‘Zeytin olmazsa biz aç kalırız. Çöpü bile kıymetli. Zeytin ağacı hastalansa evde çocuğumuz hastalanm...