Bir Kadının Zaferi: Erkek hegemonyasında kadın orkestra şefi olmak…
2018 yapımı, Türkçeye ‘Bir Kadının Zaferi’ diye soyutlanarak çevrilen ‘The Condoctor’ filmi New York Filarmoni Orkestrasının ilk kadın Orkestra Şefi Antonia Bianca’yı anlatıyor.

Sanatın değerli olması çok anlaşılır ama hâlâ bu kadar ulaşılması zor, pahalı olması anlaşılır değil. Bu her yerde böyle ama özellikle bizim ülkemizde daha da katmerli hissediliyor. Her ne kadar kültürel olarak kodlarımıza işleyen, yöreye göre azıcık değişen davul-zurna, tambur, bağlama, klarnet gibi enstrümanlar olsa da orkestra müziği gibi bir klasik müzik geçmişimiz yok mesela, yani hangimiz kaç defa öyle bir performansı canlı izleme şansı yakalayabildik? 

Avrupa’da birçok kentte neredeyse her evde piyano bulunurken hatta insanlar piyanolarını satmaya bile değer bulmayıp -burası ayrı bir tartışma konusu olarak burada dursun- birbirine ücretsiz verirken bizim için bir sınıf farkı göstergesi resmen.

Neyse konumuz Türkiye sanat tarihi eleştirisi değil fakat bu ay seçtiğimiz film bir kadın orkestra şefini anlatınca insan bir dönüp iç hesaplaşma yapmak istiyor haliyle…

İŞİTSEL ŞÖLEN…

2018 yapımı, Türkçe’ye ‘Bir Kadının Zaferi’ diye soyutlanarak çevrilen ‘The Condoctor’ filmi New York Filarmoni Orkestrasının ilk kadın orkestra şefi Antonia Bianca’yı anlatıyor.

Film Antonia Bianca’nın hikayesinden etkilenilerek yapılmış ve 1930’lu yıllarda geçiyor. 2020 yılında hâlâ kadın orkestra şeflerinin sayısının yüzde 10’u geçmediğini düşününce Antonia’nın ne kadar cesurca bir iş yaptığı daha da dikkat çekiyor. Hele hele hangi zorluklarla karşılaştığını tahmin etmeye çalışınca bile insan çarpılıyor.

Hikâyeyi film anlatısı içinde görsel olarak izlemenin fena olmayan bir yanı var fakat film sanatsal açıdan klişeler kumkuması olmaktan öteye gidemiyor. Filmin açılış sahnesinde bir konser salonunda bilet görevlisi olarak çalışan genç Antonia’nın bir anda bir sandalye kapıp, herkesin dikkatini üstüne çekecek şekilde en öne geçip oturup konseri hem izleyip hem etüt etmesini izliyoruz mesela. Muhakkak o kadın o noktaya kolay gelmedi ama bir açılış sahnesinde bunu görmek yazlık televizyon dizilerini andırıyor. Derinliğini ve arka planını anlayamıyoruz. Bir açılış sahnesi olarak fazla havada kalmış. Bu ve bunun gibi birkaç örnek daha var fakat her şeye rağmen Antonia Bianca’nın hikayesi için film izlenmeye değer. Kaldı ki tahmin edebileceğimiz gibi film, müzikleriyle de oldukça harika bir işitsel şölen sunuyor.

ÖZGÜRLÜKLER ÜLKESİ AMA HERKES İÇİN DEĞİL!

Filmin bir sahnesinde Antonia kendisiyle ve hayaliyle dalga geçenlere karşı ‘Ama Amerika özgürlükler ülkesi’ diyor. Karşısındaki diğer kadın da ‘Ama herkes için değil’ diye yanıtlıyor. Bu diyalog beni yakaladı. Hâlâ öyle değil mi birçok açıdan?

Antonia daha sonra tüm üyeleri kadın olan ilk orkestrayı kurup dikkatleri iyice üzerine çekiyor. Filmin sonunda görüyoruz ki bu tarz yenilikçi girişimler ve misafir orkestra şefliği dışında Antonia aslında hiçbir zaman kalıcı, tabiri caizse kadrolu, SSK’lı bir şefliğe terfi edemiyor. Kadın orkestrasına olan ilgi de zamanla Antonia’nın erkekleri de orkestraya davet etmesiyle azalıyor. Antonia erkeklere de fırsat mı vermek istedi yoksa buna bir şekilde mecbur mu bırakıldı burası da ayrı bir soru işareti olarak bir köşede duruyor.


GÖRÜNMEZLER: KADIN ORKESTRA ŞEFLERİ
Filmin sonunda akan bilgilerden, 2008 yılında saygın magazin ve sanat dergisi olan “Gramophone” tarafından yayımlanan dünyanın en iyi yirmi orkestrasının içerisinde hiçbir kadın şefin bulunmadığı bilgisini ediniyoruz.
Yine 2017 yılında aynı derginin yayımladığı tüm zamanların en iyi elli orkestra şefi arasında da kadın bir orkestra şefinin bulunmadığını öğreniyoruz.
“Bir müzisyen olarak doğarsın ya da doğmazsın. Bunun cinsiyet ile ilgisi yok” demiş Antonia Brico. Teorik olarak katılsam da pratik olarak doğru olmadığını işte bu yukarıdaki günümüz rakamları yanıtlıyor.
Yine de sana borçluyuz sevgili Antonia. İyi ki yaşamışsın.


TÜRKİYE’NİN KADIN ORKESTRA ŞEFİ: NİSAN AK…
Filmi izlerken benim aklıma Türkiye’de son dönem sosyal medyada da adını duyuran genç bir kadın orkestra şefi geldi; Nisan Ak. Nisan Türkiye’de lise ve üniversitede müzik eğitimi almış ardından Amerika’da yüksek lisans ve doktora ile eğitimine devam eden genç bir orkestra şefi. Türkiye’de de nadir bulunan kadın orkestra şeflerinden biri. Youtube’da #herkesiçinmüzik etiketiyle birçok güncel şarkıyı analiz edip, klasik müzik bestelerini de anlaşılır biçimde açıklayan videoları hakikaten görülmeye değer. Şiddetle tavsiye ediyorum. 


İlgili haberler
GÜNÜN KADINI: Tabuları yıkan Orkestra şefi Nezhat...

İran’ın ilk ve tek kadın orkestra şefi Nezhat Amiri, kadın müzisyenlere yönelik yasakların olduğu İr...

GÜNÜN ŞARKISI: İstanbul Kadın Orkestrası’ndan...

25 Kasım'daki coşkuya doyamayanlara gelsin...

GÜNÜN ŞARKISI: İlk kızlar orkestrasından…

Türkiye tarihinin ilk kızlar orkestrası Eroğlu Kızlar Orkestrası’ndan bir şarkıyla güne nostalji ile...