BAŞI DA SABRI DA ÇATLAYANLARDAN: Yasemin, daraltma kendini…
İkitelli’den Yasemin, eve giren azıcık maaşı yettirme derdine düşen kadınlardan. Çocuk yaşta evlenen, dört çocuğu olan, nefes alacak vakit bulamayan, başı da sabrı da çatlayan bir kadın…

Geçen stresten başım çatlıyordu az daha. Hiçbir şey yapamıyoruz. Dört çocukla çıkıp bir yere gidemiyoruz. Bunaldığımızda bile elimizden bir şey gelmiyor. Sokağa çıkıp hava bile alamıyoruz çocuklarsız. Gidecek yerimiz de yok zaten. Komşularım var sohbet ettiğimde rahatlayabildiğim. Biz kadınların yaşadıkları çok ağır. Derdimiz çok. Sanıyorlar ki evde oturuyoruz. Ama hiç öyle değil; çocuğun yemesi, ihtiyaçları, okulu... Her çocuğun ayrı derdi var. Eş çalışıyor parayı getiriyor. Ama evi geçindiren kadın. Ay sonu nasıl gelecek, faturalar ne olacak, bugün ne yemek yapılacak, evde ne malzeme var. Malzemeler de sınırlı, yayla çorbası, makarna, pirinç. Menümüz böyle. Bu çocuklar nasıl beslenecek? Bu besinlerle  çocuklar gelişir mi? Çocuk “Anne benim şuyum buyum yok, anne ben şunu istiyorum” deyip duruyor. Nereden kıssam da alsam diye hesap yapan ben oluyorum. Çözüm bulamayınca da akıl hastanesini boylayıveriyorsun.
Çok bunaldığımda kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum. “Yasemin derin nefes al, rahatla, senin yapacağın bir şey yok. Elinden gelen bu, daraltma kendini...” Ya da düşün düşün kafa bir balon. Ortaokula giden büyük kızıma çocukları emanet ediyorum, yarım saat uyuyup kendime geliyorum. Bu şekilde baş etmeye çalışıyorum. Ben önceden hiç el işi yapmayı bilmezdim. Bu ara iğne oyasına sardım. Kafamı dağıtıyor. Bazen çocuklar kitap okusun diye oturup her çocuğun eline bir kitap veriyorum. Bir kitap da ben alıyorum, okuyoruz. Oradaki hikayelerin hayallerini kuruyorum.
14 yaşımda evlendim. Çocuklar okula gitmeye başlayana kadar eşim tek başıma sokağa çıkmama müsaade etmezdi pek. Sormazdım ben de nedense, “Tamam” derdim. Ama artık öyle yapmıyorum. Ben tek başıma çıkmalıyım. Ne, nerede bilmeliyim. Sokağa çıktığımda tedirgin oluyordum ilk zamanlar ama alıştım. Sokağa yalnız çıktığımda kendimi daha iyi hissediyorum.
Görsel: Ivan Haidutski/Icons8

İlgili haberler
1998 yazında bıraktığım hayallerim, sevinçlerim…

‘Zengin adam anneni de kurtarırsın, seni kim alacak’ sözleriyle bir hafta geçirdim. Annemi fakirlikt...

25 Kasım umut ışığı oldu

‘Kadınların yaşadığı eşitsizliğin, ötekileştirmenin çoğumuz farkındayız.

'Davamın ve bütün kadınların yanındayım'

25 yaşındaki Büşra evliliği süresince yaşadığı şiddeti ve verdiği mücadeleyi kaleme aldı.