Çoğalacağız, birbirimizin çaresi olacağız elbet
Şu an hiç geçmeyecek gibi gelen ne varsa birlikte geride bırakacağız, birbirimizin çaresi olacağız, yan yana gelecek ve çoğalacağız… ‘Karanlığı tutuşturup bir köşesinden, geceyi gündüze çevireceğiz.’

Havanın kapalı olduğu uzun haftaların ardından herkesin içini ısıtan güneşli bir günün sabahı kahvaltı yapmak üzere evimin yakınındaki parka gidiyorum. Güzel havayı değerlendirmek üzere benim gibi parka gelmiş kalabalıktan kendime boş bir bank seçip oturuyorum ve başlıyorum kahvaltıya. Bir süre sonra yanımdaki banka bir kadın oturuyor, sanırım annem yaşlarında. Hüngür hüngür ağlıyor oturduğu yerde. Herkes bilir ki böyle zamanlarda hiç tanımadık da olsa bir elin uzanması, yaşadığın acıyı kısmen de olsa paylaşması, hiç değilse fark etmesi insana iyi gelir, dünyanın yalnızca acımasızlıklardan, bireycilikten, kendini düşünenlerden ibaret olmadığını hatırlatır…

Bir sigara uzatıyorum. Ağlarken bir yandan da teşekkür eder gibi başını sallıyor. Yine böyle zamanlarda yaşanan acının içine sıkışır insan, geleceği düşünemez, bulunduğu durumun içinden çıkamayacak gibi hisseder. Bu sebeple belki bir umut ışığı uyandırır diye düşünerek sırtını sıvazlıyorum, bugünkü durum her neyse mutlaka geçecek. Dün geçtiği gibi… Sonra sohbet ediyoruz, içini döküyor. Böylece her zaman gittiğim parkın hemen yanındaki yerin Çocuk Koruma Evi olduğunu öğreniyorum. Üç yaşındaki kızını görmeye gelmiş. Her geldiğinde hüngür hüngür ağladığını söylüyor. Başka bir semtte oturduğu için kızını görmeye geldiği günler yolun bir türlü bitmediğini, zamanın sanki şehirlerarası yolculuk yapıyormuşçasına geçmediğini ve saat 8’den beri parkta olduğunu, saatler öncesinden heyecanla geldiğini anlatıyor. “Neden, nasıl?” diye sormuyorum onu daha fazla incitmemek için, yargıladığımı zannetmesin diye. Bu süreçte nasıl yalnız kaldığını, birçok hastalığının başladığını, ne kızına bakacak ne de onunla birlikte yaşayabilecek bir yer bulamadığını, ailesinin onu nasıl yalnız bıraktığını, onları aslında tekrar görmek istemediğini ama şu an mecburen onlarla birlikte yaşadığını, orada kaldığı gecelerin nasıl birer işkenceye dönüştüğünü anlatıyor. Yaşadığı kırgınlık ve öfke o evde yemek yemesine izin vermiyor, çamaşırlarını bile asla orada yıkamadığını söylüyor. Tüm bunları anlatırken bir yandan da kızını göreceği saat yaklaştığından heyecanla sürekli saate bakıyor. Kızını şimdilik hafta içi görebildiği için bir işe başlayamadığından bahsediyor. Ama bir sonraki haftadan itibaren pazar günleri görmeye başlayabileceğini söylemişler ona. Bir sonraki haftayı iple çekiyor bu yüzden. Kızıyla birlikte yalnızca kendine ait bir yaşam kurma hayallerinden, para biriktirip her gelişinde ona oyuncaklar aldığından bahsediyor, yeni aldıklarını bana gösteriyor. Görüşmeye 15 dakika kala yerinde duramıyor, belki 15 dakika erken görmeye izin verirler umuduyla kalkıyor, teşekkür ediyor ve ayrılıyoruz.

ÖFKEMİZ GENİŞLESİN, DAHA GÜÇLÜ, DAHA KALABALIK KILSIN BİZİ!

Onun bu anlattıklarının hiç de tekil olaylar olmadığını bilmek canımı yakıyor. Onun hikâyesi üzerinden binlerce kadının nasıl yalnızlaştırıldığını, kadınların tek başına ayakta kalabilecek imkanlardan nasıl mahrum bırakıldığını görmek, bu imkanlar tanınmadığı gibi cılız da olsa var olanlarının bugün nasıl gasbedilmeye çalışıldığına tanık olmak öfkemi ve bunu yaratanların karşısına daha güçlü, daha kalabalık dikilme isteğimi perçinliyor. Bu duyguları benimle paylaşan yüzlerce kadın olduğunu biliyorum. Şu an hiç geçmeyecek gibi gelen ne varsa birlikte geride bırakacağız, birbirimizin çaresi olacağız, yan yana gelecek ve çoğalacağız… “Karanlığı tutuşturup bir köşesinden, geceyi gündüze çevireceğiz.”

Görsel: Pixabay

İlgili haberler
Tutunabileceğimiz tek şey işte bu dayanışma

Göz göre göre ölüme itilen Ayşe Tuba’nın davasında katil ‘namus’ dedi, mahkeme dinledi, kadınlarsa g...

Bu düğümü kim çözecek?

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde kadınlar Sevda Karaca’nın katılımıyla bir oyun oynadı. Oyunun an...

Genişleyen öfkeyi dayanak almak, örgütlenmesine da...

Boşuna değil son günlerin tüm direnişlerinde iki sloganın öne çıkması… 'Birleşe birleşe kazanacağız'...