Değersiz değiliz, onurluca çalışıp yaşamak istiyoruz
İş yerinden sosyal hayatlarına kadar her alanda şiddetle karşılaştıklarını belirten kadın işçiler, ‘Değersiz değiliz, onurluca çalışıp yaşamak istiyoruz. 25 Kasım birleşmenin vesilesi olmalı’ diyor.

İşçilerin çoğunluğunu kadınların oluşturduğu Plaspak fabrikasında çalışan kadın işçileriz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü yaklaşırken biz de kendi fabrikamızda yaşadıklarımızı sizlerle paylaşmak istiyoruz. 

Fabrikamız Çorlu’da temizlik ürünlerini üreten bir fabrika. Pandeminin ilk döneminde birçok fabrika kapanırken fabrikamız özel izin alarak çalışmayı hiç durdurmadı. Biz gece gündüz 12 saat çalışmaya mecbur bırakıldık. Pandemi ile başlayan yoğun çalışma hâlâ devam ediyor. Gece çalışması zaten sürekli 12 saat, gündüz çalışmasında ise haftada 3-4 gün 12 saat çalışıyoruz. Aslında işin durumuna göre çalışma süresi belirleniyor. Yani belirli bir kural yok. Haziran ayında normalleşme başlayınca biraz rahat ederiz dedik ama bu sefer de piyasanın açılması ile daha çok sipariş gelmeye başladı. Patron bu ortamı değerlendirip daha fazla kazanmak için fabrikanın kapasitesinin üzerinde, çalışan işçi sayısının yapabileceğinin üzerinde iş almaya başladı. Bizim rahat ederiz hayallerimiz suya düştü. Öncesini de arar hale geldik. Kısaca patron daha çok kazanacak diye biz makine gibi çalışmaya başladık.

‘BU DÜNYAYA PATRONLARA PARA KAZANDIRMAYA MI GELDİK?’

Bu uzun süreli çalışma özellikle biz kadın işçileri daha çok etkiliyor. Birincisi vücudumuz bu uzun ve ağır çalışma şartlarına dayanamıyor. Birçok arkadaşımız eklem ve boyun ağrıları, kas tutulmaları yaşıyor. Bunlar hiç yokmuş gibi aynı çalışma temposu devam etti. Bu çalışma temposu sadece çalışma hayatımızı değil sosyal hayatımızı da derinden etkiliyor. Bırakın sosyalleşmeyi, ailemizle bile birlikte olamıyoruz. Akşam 21.00’den sonra eve varabiliyoruz. Duş alıp yemek yedikten sonra yorgunluktan hemen gözümüz yatağa bakıyor. Ailemizle, çocuklarımızla bile zaman geçiremiyoruz. Bir tek hafta sonu izni var. Onu bile kendimize ayıramıyoruz. Bu sefer de ev işleri vardiyası başlıyor. Bazen düşünüyoruz “Niye yaşıyoruz, bu dünyaya patronlara para kazandırmaya mı geldik” diye.

Salgının ilk dönemlerinde bizlere 2-3 defa erzak paketi dağıtıldı. Biz yoğun çalışmaya itiraz ettiğimizde bizlere “Sizlere erzak verdik” diye başımıza kaktılar. Onlar erzakı konu ediyor ama bizim canımızı, sağlığımızı ortaya koyduğumuzu görmüyorlar. Bir paket erzakı sanki hak etmiş değiliz de lütuf gibi gösteriyorlar. Onurumuzu kırıyorlar.

FAZLA MESAİYE KALMAYINCA SERVİSLERİ GETİRMEDİLER

Bir de bu çalışma şartlarını kabul ettirmek için baskılar arttı. Her tarafa kamera konuldu. Gece vardiyasında bir arkadaşımız tuvaletten veya yemekten biraz geç gelse gece yarısı hemen arıyorlar. Kameralar bile bizim üzerimizde bir baskıyı, psikolojik şiddeti arttırıyor. İnsan kendini sürekli kontrol edilen yarışmacı gibi görüyor. Ama biz bu baskılara, bu kadar uzun çalışmaya itiraz ettik. Hatta ortak davranıp mesaimiz bitince işten çıkıyorduk. Bu sefer de fazla mesai olduğu günler servisleri normal mesai bitiminde getirmediler. Yani fazla mesai yapmaya mecbur bırakıyorlar. Buna rağmen çıkıyoruz ama fabrikamız Çorlu’ya çok uzak. Gece karanlığında dağın başında minibüs bekliyoruz. Bütün bu çalışmaya rağmen aldığımız ücret ise asgari ücret.

BİRLEŞMEYE İHTİYACIMIZ VAR 
Fabrikadaki çalışma düzeninden dolayı kendimize göre bir plan yapamıyoruz. Kendimize göre bir planımız olsa fabrika yönetimi tarafından hiç dikkate alınmıyor. Hastamız olsa dahi izin almakta zorlanıyoruz. Çünkü bizi insan gibi görmüyorlar. Bizi asıl ezen nokta da burası. Oysa biz değersiz değiliz. Biz çalışıp üretiyoruz. İnsanların ihtiyaçları için çabalıyoruz. Bizce asıl gereksiz olan onlar. Biz insan gibi, onurluca çalışıp insanca yaşamak istiyoruz. Bu çok şey mi? Biz bunu hak ediyoruz. Bunu elde etmek için mücadele etmekten, birleşmekten başka yol kalmıyor. Biz kadın işçilerin buna daha çok ihtiyacı var.


İlgili haberler
İl il 25 Kasım eylemleri | Şiddete karşı sözümüzü...

Ülkenin dört bir yanında kadınlar olarak bir araya geliyoruz; Şiddete, tacize, tecavüze, baskılara,...

Hangi koşullarda 25 Kasım'a gidiyoruz?

25 Kasım'a kadınlar nasıl koşullarda gidiyor, kadınların "şiddete karşı sözü" ne?

25 Kasım’a doğru| Almanya’da 2019 yılında kadına y...

Almanya Federal Kriminal Dairesinin açıkladığı rakamlara göre, 2019 yılında şiddete maruz kalan kadı...