Hepimizin sorunları ortak, aramızın bozulmasına izin vermiyoruz
Haftada bir gün kendilerini evden dışarı atan, kendileri için bir şey yapan kadınların buluşmalarına ortak olalım…

Ben bir ev kadınıyım sabahın ilk ışıklarıyla kalkıyorum, akşamın nasıl olduğunu anlamıyorum bile. On altı yaşında bir kızım ve bir yaşında bir oğlum var. İki sene öncesine kadar ev temizliğinde aylıkçı olarak çalışıyordum sonra hamilelikti doğumdu derken işe ara verdim. Aynı sokakta on beş yıldır oturuyorum. Komşularımla sadece camdan sohbet ederdim. Bazılarıyla iş dönüşünde karşılaştığımızda “merhaba” diyecek kadar tanışıklığım vardı. Şimdi ise hepsiyle çay, kahve sohbetlerimiz var.

Bir sabah kahvaltısında komşum “Evde misin? Bugün sana gelmek istiyoruz” dedi. Tabi bende bir telaş başladı, malum bebek var evde. Ama “Senin bebeğin var bir şey hazırlamaya kalkışma sadece çay yaparsan yeterli” dediğinde rahatladım. Herkes bir çeşit yapıp getirdi. Tabii sohbet muhabbet de güzel olunca “Zaten kış geldi malum, çocuklar ve maddi olanaksızlıklar de olunca bir yere çıkamıyoruz. Her hafta birimizde oturalım yine herkes bir çeşit yapıp getirsin. Ev sahibi de çay yapsın maksat haftada bir gün iki-üç saati kendimize ayıralım” diyoruz.

İlk buluşmada kadınlardan bir kaçı “Kuran sohbetleri” yaparız dedi. Ben de “Kuran okutmak istersem eğer evimde okuturum. Zaten kısıtlı bir zamanda görüşebiliyoruz. Hepimizin çocukları da küçük, çocuklardan ötürü bir şey yapamıyoruz” dedim. 3. buluşmamızda Gamze “bugün Kuran okutacağım” dedi. Kadınların sohbeti derinleşince yapamadı. Diğer görüşmelerimizde de bu konu bir daha açılmadı. Bu hafta altıncı buluşmamızı gerçekleştireceğiz herkes halinden memnun.

Ebru, Naciye, Gamze, Mercan, Fatma, Sema, Dilek... Her biri memleketin bir ucundan gelmiş İstanbul’a ve Esenyalı’da aynı sokakta yolları kesişmiş sekiz kadın bir aradayız. Hepimizin en az bir çocuğu var. Bu genç kadınların çoğu lise mezunu, daha önce çalışma hayatları olmamış. “Çalışmayı hiç düşünmediniz mi” dediğimde “çocuklara kim bakacak” diyen de var “benim kocam izin vermez” diyen de. Günlük koşuşturma ve Kuran kursuna gitmek dışında kendileri için pek bir şey yapmıyorlar. Ancak hafta sonu eşleri isterse bir alışveriş merkezine gezmeye gittiklerini söylüyorlar.

Aynı siyasi görüşte olmasak da hepimiz aynı sorunları yaşıyoruz. Sohbetlerimizde asgari ücretten, yapılan zamlara, yaşanan taciz ve şiddet olaylarından müftülük nikahına kadar bir çok konuya değiniliyor. Ama en büyük sorunumuz geçim sıkıntısı.

Mercan’ın üç kızı var. İkisi lise, biri ilkokul öğrencisi. Kocası tersanede iş güvenliği uzmanı. Mercan “Eve iki bin lira para giriyor, benim kendime ait hiç bir harcamam yok. Çünkü aylık yetmiyor. Çocukların okul ihtiyaçları var, evde çorbanın kaynaması gerekiyor. En basitinden her gün beş ekmek almam gerekiyor. İki kızım lisede, biri Tuzla’ya biri Kartal’a gidiyor. Servise veremedim çünkü iki yüz ellişer lira istiyorlar. Okula otobüsle gidiyorlar ama onlar eve gelene kadar ben dokuz doğuruyorum. Her gün bu endişeyi yaşıyorum. Ya bir şey olursa kaçırılır mı? Biri kötü bir şey yapar mı? Kötü bir alışkanlık kazanır mı” diyor. Naciye sohbete katılıyor “Asgari ücrete zam yapılırken kılı kırk yaran hükümet diğer her şeye zam yaparken bir saniye olsun düşünse keşke. Marketlerin indirim günlerini takip ediyorum mutfak masrafını en ucuza getirebilmek için” diyor.

Gamze “bu halde olmamızın tek suçlusu iktidar” diyor. Fatma da aynı görüşte “onlara bundan sonra oy değil çöp bile vermem. OHAL’di savaştı derken bizi yerimizden yurdumuzdan ettiler” diyor. Dilek söylenenlere karşı çıkıyor. “Aaa iyi yönetiyor kız niye öyle diyorsun. Bundan öncekiler çok mu iyiydi” diyor. Tartışmalar büyüdüğünde Dilek ben de 2 dönem oy verdim. Her zaman bizi soyuyorlar. Ama sanki öncekiler çalmıyor muydu? Bütün geçmiş siyasetçiler gibi al birini vur ötekine” diyor. Ebru “Hükümetin hiç mi eleştirilecek bir yanı yok” diye sorduğunda da sessiz kalmayı tercih ediyor. Çünkü sohbet siyasete döndüğünde görüş ayrılıklarından ötürü komşuluk ilişkilerinin kötü olacağını düşünüyor. Her gün gittikleri Kuran kursu dışında kendileri için yaptıkları tek sosyal aktivite bu ev buluşmaları, bunun da siyaset yüzünden bozulmasını istemiyorlar.

İlgili haberler
Bir taciz hikayesi: Suçlu olan ben değilim!

Esenyalı'da kimliği belirsiz bir erkek kadınları taciz ediyor. Otobüste ya da durakta adres sorma ba...

Yoksulluk, şiddet, istismar üçgeninde kadınlar ve...

Günlerdir sorunlarını anlattığımız Esenyalı’da çözümü Kadın Dayanışma Derneğinden kadınlarla konuştu...

Yaşamımızı savunmak için ısrarcı olmalıyız

53 yaşında, 3 çocuk annesi Güler. Geçimini merdiven silerek sağlıyor. Yoksulluğun daha çok ezdiği Gü...