Kadınların öldürülmesine 'aldatma' bahanesine izin vermeyin!
Eşi tarafından bıçaklanıp ölümden dönen Dilek Hemşire, Kibar Özten'i katleden Ozan Ali Özten'in yargılandığı davaya dair izlenimlerini Ekmek ve Gül'e yazdı.

Adana’da evli olduğu Kibar Özten’i katleden Ozan Ali Özten yargılandığı davada, indirim alabilmek için “Beni aldattı” iddialarını öne sürmüştü. Davanın ilk duruşmasına izleyici olarak katılanlardan biri de 16 Mayıs 2020’de eşi tarafından 7 yerinden bıçaklanıp ölümün eşiğinden dönen Dilek Hemşire. Dilek Hemşire, Kibar Özten’in davasına dair izlenimlerini, duygularını Ekmek ve Gül’e yazdı:

Ben Dilek Hemşire, Adana'da 19. Nisan’da 7.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Kibar Özten'in davasına izleyici olarak katılanlardanım. Kibar öldü. Ben de Kibar'ın öldüğü tarihten 1 yıl önce eşim tarafından öldürülmeye çalışıldım. İstediğini yapamadı, davam halen devam ediyor. O gün, Kibar'a yapılanlara isyan etiğim için o davaya katılmak ve ailesine en derinden anladığım, hissettiğim acılarına destek vermek, onların yanlarında olmak istedim. Çünkü hiçbir insan gücünün yetmediği biri tarafından canice öldürülmeyi hak etmez.

8 yılını verdi Kibar, Ozan denilen eşine, 2 evlat doğurdu. Bunların eşinin gözünde hiçbir değeri, anlamı olmadı. Ozan denilen katil o gün o kadar rahattı ki sanki soğukkanlı olarak işlediği o cinayeti kendi işlememişti. Aynı diğer erkekler gibi, öyle iğrenç şeyler ifade ederse kendi ak, karısı namussuz olacak ve hak etmiş olacaktı yaptıklarını. Hiç düşünmedi Kibar'ın onurunu, şerefini, çocuklarının annesi olduğunu; sadece kendini düşündü.

Kadınların namuslarına dil uzatarak erkeklerin bunu bir bahane, hak olarak görmelerine izin vermeyin artık! Böyle bir yol sunmayın bu adamlara. Can almak, o canı yok etmenin bir bedeli, cezası olmalı. Bu öyle bir ceza olmalı ki insan canının önemine odaklanmalı sadece. Aldatmalara değil. “Varsa ortada öyle bir sorun, bunun infazını sen yapamazsın” demeli adalet, fırsatını vermemeli. Hiç kimse kendi verdiği kararla can alma hakkına sahip olmamalı.

Mahkemede Kibar'ın yeğenin şahitlik yapması Ozan'ın oyununu bozdu, Kibar’ın canını aldığı o gün parkta bir adamla gördüğü yalanının doğrusunu yeğeni söyledi: “Teyzem o gün hiç parka gitmedi” dedi. Nereye kadar sürecekti iftirası?

O çocuk teyzesini kaybettiğine mi yansın, böyle bir olayda mahkeme karşısına çıktığına mı? Esasında o değil, adaleti sağlayamayanlar, yasalarla kadınları ve çocukları bu hallere düşürenler yansın.

Kibar orada yoktu, diyemedi, anlatamadı birçok şeyi. Daha bilinmeyen belki neler vardı. Kibar'ın sevdikleri ve avukatları canla başla adaleti sağlamak için onu savundu. Adalet yerini er geç bulacak. Kibar'ın kardeşleri adalet adına güçlü durmaya çalışıp içlerindeki yaralarını dahi dışa vuramadılar. Sesi titriyordu kız kardeşinin ama tutuyordu kendisini. Göz göze geldiğimizde, başınız sağ olsun dediğimde hıçkırarak boşaldı, bu nasıl bir acıdır nasıl bir yangındır.

Artık hiçbir kadın ölmesin, ne olur değişsin bir şeyler! kolay olmamalı eşleri öldürmek. Kadınlar, çocuklar için bizler “adalet” dedikçe, direttikçe, bir oldukça güzel günler gelecek; umudum bu yönde...

Dilek Hemşire, Ekmek ve Gül'ün Nisan sayısına, yaşadıklarını anlattığı bir mektup yazmıştı: Şans eseri yaşadım, gerçekleri anlattım, ya ölen kadınlar…

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Ekmek ve Gül Nisan 2022 sayısı

İşimiz çok… Hep çok olacak… Ama bugün, dünden farklı… Direnişler dağıtıyor umutsuzluk iklimini, umut...

Ne Var Ne Yok? | 21 Nisan 2022

Bu haftanın gündemi Sevda Karaca'nın sunumuyla Ne Var Ne Yok'ta.

Kadın ve çocuğa dönük suçlarda iyi hal ve tahrik i...

Eşitlik İçin Kadın Platformu gönüllüsü Avukat Yelda Koçak ile kadın ve çocuğa dönük suçlarda iyi hal...