GÜNÜN PORTRESİ: Dervişe Koçoğlu
Türkiye’de sendika başkanlığı yapan ilk kadın Dervişe Koçoğlu da geleneksel tarih yazımının hışmına uğradı ve adı tarihe ‘Derviş Koç’ olarak kaydedildi.

Bir sendikanın 11 dönem yönetiminde olmak, üstelik de kadın olmak zor rastlanılan bir durum. Bandırma, Balıkesir, Çanakkale Havalisi Tütün Müskirat Gıda ve Yardımcı İşçileri Sendikası’nda uzun süre başkanlık görevini yürüten Dervişe Koçoğlu bunu başarmış bir kadın. Ama bu bile bir kadın olarak geleneksel tarih yazımının hışmından kurtaramamış onu.

Tarihçiler içinden geldiği sınıf ve mensup olduğu toplumsal cinsiyet durumundan bağımsız hareket edemez. Kadınlar geleneksel tarih yazımını toplumsal cinsiyet açısından sorgulamaya başladıklarında, sadece geleneksel tarih yazımının değil, ona alternatif olduğunu iddia eden işçi sınıfı tarihçiliğinin ve toplumsal tarihçiliğin de kadınların deneyimlerini görünmez kıldıklarını gösterdiler.

Bugün kadınların tarihine ilişkin hatırı sayılır bir bilgi birikimi de oldu. Türkiye işçi sınıfı tarihi içinde kadın işçiler, sendikacılar söz konusu olduğunda çok fazla ilerleme kaydettiğimizi söyleyemeyiz. Oysa mevcut sendikaların dönem dergilerinin toplumsal cinsiyet açısından taranması halinde bile sendikal mücadelede öne çıkmış kadınların deneyimlerine ulaşmak mümkün.

Ama sendikal hareketin ve bilgi birikimi oluşturan kişilerin erkek egemen bakış açıları bazen, varolanı çarpıtıp, gerçek hikâyelere ulaşmamızı engelleyebiliyor. Gerçek hikâyesi engellenen kadınlardan biri de Türkiye’nin sendika genel başkanlığı yapan ilk kadını Dervişe Koçoğlu.

Şu anda Tek Gıda-İş Sendikası Arşivini düzenleyen Muazzez Pervan olmasaydı onu yapıp ettikleriyle tanımak bana da nasip olmazdı büyük ihtimalle. Bana “Tek Gıda-İş’te sendika başkanlığı yapmış Dervişe Koçoğlu var, onun hakkında bir şeyler toplayalım mı dergi için” dediğinde sevindim. Sendika başkanlığına kadar gelen kadın sayısı Türkiye’de bir elin parmaklarını bile geçmiyor biliyorsunuz.

DERVİŞE KOÇOĞLU NASIL DERVİŞ KOÇ OLDU?

Kısa zamanda bulduklarından bir derleme yaparak yolladı. Gönderdiği belgeler arasında Sendikacılık Ansiklopedisi’nin, Bandırma Belediyesi başlıklı bölümünde Bandırma Balıkesir Çanakkale Havalisi Tütün ve Müskirat Gıda ve Yardımcı İşçileri Sendikası maddesinin bir fotokopisi vardı. Ama orada Tek Gıda-İş arşivinden farklı olarak 16 Ocak 1955 yılında sendika başkanlığına seçilenin Derviş Koç olduğu yazıyordu. 1955’ten 1969’a kadar yapılan genel kurulların hepsi teker teker veriliyordu üstelik. Her yerde isim aynıydı: Derviş Koç.

Ansiklopedide maddeyi yazan her kimse, “Sendika başkanlığı kadınların görevi değildir” diye düşünmüş olmalıydı. Bilinçli veya bilinçsiz, erkek egemen önyargılardan veya üşengeçlikten bir kadına ait önemli bir deney böylece hasır altı ediliyordu. -Ansiklopedinin başında kadın olduğu itirazlarını duyar gibiyim. Burada önemli olan bakış açısı onun altını çizmek isterim- Derviş’in Dervişe olma ihtimalini soruyorum size, çok düşüktür değil mi? Erkeklerin başına böyle şeyler çok nadir olarak gelir. Benim okuduğum işçi tarihi kitaplarının çoğunda Dervişe Hanım ismine rastlamadım. Kemal Sülker’in Türkiye Sendikacılık Tarihi kitabında Türkiye Tütün Müskirat ve Yardımcı İşçiler Federasyonu’nu tanıtan bölümde, federasyonun kuruluşu ele alındığı ve 1952 yılı söz konusu olduğu için ismi geçmiyor. Ama Kemal Nebioğlu’nun yazı işleri müdürlüğünü yaptığı Petrol-İş Dergisi’nin Ağustos 1958’de çıkan 4. sayısında, genel kurulda sendikanın idare heyetine seçilen ama Türk-İş delegeliğine seçilemeyen Dervişe Koçoğlu ile ilgili şu yorum yapılmış: “Mücadele büyük oldu. 31 namzet arasından 12 kişi seçilirken eski delege, kıymetli kadın idareci Dervişe Koç seçilemiyordu. Birçok sendikacının samimiyetle üzüldükleri bu konuda akıl başa sonradan geliyordu.”

Sanduktan Sendikaya Tek Gıda-İş’in Hikâyesi isimli kitabında Zeliha Etöz, Türkiye Müskirat Tütün ve Yardımcı İşçi Sendikaları Federasyonu’nun 28 Temmuz 1956’da yapılan 3. Genel Kurulu’na değindikten sonra, “Bu genel kurulda asil idare kurulu üyeleri arasında ilk kez bir kadın sendikacı da vardır. Balıkesir - Çanakkale ve Havalisi Gıda ve Yardımcı İşçiler Sendikası’ndan olan Dervişe Koçoğlu 1948’den beri aktif sendikacıdır.” Burada söz konusu olanın 9 sendikayla kurulan, daha sonra da 19 sendikaya kadar çıkan bir federasyon olduğunu hatırlatmadan geçmeyelim. Yani bugünün konfederasyonlarının yerini tutabilecek bir örgütlenmeden bahsediyoruz. Türk-İş’in yönetiminde hiç kadın oldu mu?

DERVİŞE KOÇOĞLU KİMDİR?
Gelelim Dervişe Koçoğlu’nun hayat hikâyesine. Dervişe Hanım 1918’de Kıbrıs’ın Lefkoşe kentinde doğdu. İstanbul Çapa Kız Enstitüsü’nü bitirdikten sonra Bandırma Yaprak Tütün Bakım İşleme Evi’nde işe başladı. Daha sonra burada sendikal faaliyetlere katılarak, yönetim kuruluna seçildi. Koçoğlu, onun eşinin soyadı. Eşi Sabahattin Koçoğlu, Kürt asıllı bir sendikacı. Bu evlilikten bir de erkek çocuğu olmuş. Evlenmeden önceki soyadı ise Türkeş, yanılmadınız, Alpaslan Türkeş’in baba bir, anne ayrı üvey kardeşi olduğunu yazıyor kaynaklar. Muhtemelen de böyle.

Dervişe Hanım Türkiye’nin ilk sendika başkanı olmasının yanı sıra bu görevi uzun süre sürdürmüş ilk kadın (belki de tek). 1955’te ilk kez başkan olduktan sonra, 26 Mayıs 1957, 16 Ağustos 1959, 12 Kasım 1961, 11 Şubat 1962, 30 Kasım 1963, 29 Ağustos 1965, 14 Mayıs 1967 tarihlerinde yapılan genel kurullarda da yeniden Bandırma, Balıkesir, Çanakkale Havalisi Tütün Müskirat Gıda ve Yardımcı İşçiler Sendikası’nın başkanlığına seçilmiş.

‘TEK BAYAN SENDİKA BAŞKANI’
1 Mart 1966 tarihli İşçi Davası Gazetesi’nde yer alan “Tek bayan sendika başkanı” başlıklı yazıda hakkında şunlar yazıyor: “Türk-İş tarafından İsveç ve Amerika’ya gönderilen ve bu seyahatlerden geniş malumat ve muvaffakiyetle dönen sendikanın başkanı Dervişe Koçoğlu ve arkadaşları yalnız TEKEL’de değil, gıda işkollarında çalışan işçilere de el atmıştır.”

Gazetede Koçoğlu’nun fırın işçilerinin örgütlenmesi için neler yaptığı şöyle dile getiriliyor: “Bilhassa kanun nizam tanımayan bazı fırın işverenleri ile büyük mücadeleye girişerek bu işyerlerinde günde 16 saat boğaz tokluğuna çalıştırılan ve istismar edilen, ezilen işçilerin insan şeref ve haysiyetine yaraşır ücrete ve istirahata kavuşmaları için günlerce devam eden grevin başında sabahlara kadar nöbet tutan ‘bayan’ sendikacımız işverenlerin şikayeti yüzünden mahkemelere, savcılara kadar ifade vermekten yılmamış, neticede haklı direnmeleri müspet sonuç vererek işverenler dize gelip mağdur işçilerin her türlü hakları toplu sözleşme ile elde edilmesinde büyük muvaffakiyet sağlamıştır.”


‘YAVRUSUNU BİLE İHMAL EDERDİ’
Bugün bile grev yerlerinde sabahlara kadar nöbet tutan sendikacı kadına rastlamak bir iki istisna dışında çok zor. Dergi, Dervişe Hanım’ın kadınlık görevlerini dikkate almadan edememiş, ama yine de denklemi biraz ters kurmuş. “İcabında yavrusunu bile ihmal ederek kendisini işçilere adadı” diyor. Derginin, bir anlamda da sendikasının döneminde ona sahip çıkma konusundaki bu çabası takdire şayan. Diğer yandan, sendika başkanı da olsa cumhurbaşkanı da olsa, çocuklara bakma görevinin kadınlara ait olduğu mesajı da verilmeden durulamıyor.

Koçoğlu, 19 Ağustos 1968’de kurulan Tek Gıda-İş’in (Türkiye Tütün Müskirat Gıda ve Yardımcı İşçileri Sendikası) kurucular kurulunda da yer aldı. Türkiye Tütün Müskirat Gıda ve Yardımcı İşçi Sendikaları Federasyonu’nun 5 Aralık 1969’da kendisini feshederek Tek Gıda-İş’e katılmasıyla birlikte Federasyon üyesi olan Bandırma, Balıkesir, Çanakkale Havalisi Tütün Müskirat Gıda ve Yardımcı İşçileri Sendikası da fesih kararı alarak Tek Gıda-İş’e katıldı. Koçoğlu bu süreçte ve 5 Temmuz 1970’te yapılan genel kurulda Bandırma şube başkanlığına, 1 Ekim 1972’de sendika genel kurulunda ise üst kurul delegeliğine seçildi. 21 Aralık 1975’te yapılan genel kurulda hiçbir yönetim kademesinde yer almadı. Böylece 11 dönem sendika başkanlığı yapan Dervişe Hanım’ın aktif sendikal görevi de sona ermiş oldu.

11 DÖNEMLİK REKOR
Günümüzde kadın sendikacıların yönetimlerde iki dönemden fazla görev yapamaması göz önünde bulundurulduğunda işçi sendikaları tarihinde bir kadının 11 dönem sendika başkanlığı görevini yürütmesi de bir rekor sanırım.

Zaman Gazetesi Dervişe Koçoğlu’nun 5 Ocak 2002’de Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde kanserden yaşamını yitirdiğini yazıyor. Ölümünü bile abisi üzerinden tanımlamış gazete: “ …. kızkardeşi öldü.” Oysa Dervişe Hanım, A. Türkeş’in esamesinin okunmadığı bir dönemde yürütmüş sendika başkanlığı görevini. 84 yaşına kadar yaşamış. Türkiye ortalamasına göre hayli uzun bir ömür.

Bandırma’nın yerel gazetelerinden İlkhaber Gazetesi’nde 2010 yılında Bandırma’daki davalarımız isimli köşeyi hazırlayan avukat Turgut İnal, Dervişe Koçoğlu’dan da bahsediyor, şöyle tanımlıyor onu: “Çelik gibi bir iradesi ve dehşet ölçüsünde nefis bir konuşma yeteneği vardı.” Başka türlü nasıl o kadar uzun dönem bir kadın olarak sendika başkanlığı görevini yürütebilir ki?

Not: Tek Gıda-İş Arşivinden yararlanılmıştır.

Petrol-İş Kadın Dergisi / Sayı 42 (Mayıs 2012)


İlgili haberler
Zehra Kosova: Sıradan işçi kadına övgü!

Tarihi değiştiren bir mücadelenin öznesidir o, hikayesini anlatarak da o tarihte kadınların da olduğ...

Zehra Kosova yaşamını anlatıyor

Bir işçi olarak doğdu, bir işçi olarak öldü. İlk kadın sendikacı, efsane bir örgütçü, bebeğini başka...

Neydi Emma’yı evinden çıkaran?

20. yüzyıl başındaki Amerika’ya gidelim. ‘Kadının doğal alanı evi olmalıdır, toplumsal yaşam değil’...