Hiç başrol oynamadı ama yıldız oldu. ‘Asla başarılı olamazsın’ denilse de önce kendini, sonra seyircisini yaratmayı başardı. Adile Naşit’e saygı duruşu niteliğindeki kitabı Hatice Yıldız yazdı

Annie’nin yayınlanan yazısı üzerine patron işçilerden zorla koşullarından mutlu olduklarını söyleyen kağıda imza atmalarını ister. Kabul etmeyen bir grup işten çıkarılınca, tüm işçiler greve çıkar.

Bahçemizdeki ağaç mevsimler geçse de yapraklarını dökse de yine elbet yeşermiyor mu? Yeşeriyor.

'Vergide adaletsizlik hem biz sağlık emekçilerini hem de genel olarak sağlık hizmetlerini olumsuz etkiliyor. Sorun tabi ki de bununla bitmiyor.'

Bir defasında mutfağı temizlerken fazla kimyasal soluduğum için zehirlendim. İş kazası sebebiyle bile hastaneye gittiğimde sağlık sigortam sistemde gözükmüyordu.

İmkanı olmayanın, yalnız olanın, kalabalık sevenin, dans etmeyi özleyenin, özgürce istediğimiz gibi zaman geçirelim diyenin, farklı farklı her kadının bir araya geldiği güzel bir günden notlar...

Siyahlar beyazlarla aynı hastaneye, kuaföre bile gidemiyor, aynı tuvaletleri kullanmaları yasak,beyazların fincanlarına siyahların ellerinin bile değmemesi gerek, fakat bütün işleri siyahlar yapıyor.

Tek adam hükümeti Taliban’la, ‘Bizim Taliban’ın inancıyla ters bir yanımız yok’ diyerek iş tutuyor. Bu Afgan kadınların burkaların içine hapsolması, tecavüze uğraması, alınıp satılması demek…

“Başka anlatılacak ne var ki? Daha güzel bir dünya istiyorum.” Sanırım burada yollarımız birleşiyor seninle. Dediğin gibi “İnsan insanca yaşamak ister sözün kısası.”

Türkiye’den bakınca koşulsuz şartsız ‘iyi’ olarak gördüğümüz yaban ellerinde mevzu bilhassa kadın hakları olunca işler pek öyle yürümüyor.

Yazın gelip sıcakların bastırmasıyla havada uçuşur tatil planları. Ancak bir başına tatil planı yapmak bile bu zamanda, bu koşullarda çok mümkün de değil. Biz de bir hesap yaptık, bakın neler çıktı…

Çocuk istismarı haberleri ebeveynleri dehşete düşürürken, bu haberleri görüp birbiriyle paylaşan çocuklarımız daha da korkuyor. Bu korkunun özgüven eksikliğine dönüşmesine izin vermemeliyiz.

Ankara’da kadınlar birlikte kış hazırlığı yaparken mahkum bırakıldıkları yaşama sitem ediyor: ‘Hazırlık yapamazsak, çocukların önüne ne koyacağız?’

Sağlık iş kolunda taşerondan devlete geçen kadın işçiler, çalışmanın arattığı özgüveni, kadınların yan yana gelme olanaklarını artırarak mücadelenin gücüne dönüştürebileceğimizi gösteriyor.

'Korkmuyorum. Çünkü yarın o adam çıkınca arkamda Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin olduğunu biliyorum.'

'Toplumsal dönüşüm bireysel çabalarla değil, ortak mücadelelerle oluşur. Elazığ Kadın Dayanışma Derneği, bu mücadele için umut veren bir başlangıç olacaktır.'

Çocuk istismarı meselesini konuştuğumuz kadınların elinden gelen sadece çocuklarını sıkı sıkıya tembih etmek oluyor. Çünkü her gün duydukları haberlerin öznesi olmak istemiyorlar.

‘Ben ülkemde göçmen istemiyorum’, ‘Onlar suça meyilli’, ‘Onlar geldi şiddet, taciz arttı...’ Bu sıklıkla duyduğumuz cümlelerin gerçeklerine gelin birlikte bakalım...

Ağır çalışma koşulları, az çalışanla çok iş, korunaksızlık, psikolojik baskılar... Sağlık emekçileri tüm bunların sadece kendileri için değil halk sağlığı için de ağır sonuçları olacağını söylüyor.

Eşinden ayrılıp iki çocuğuyla birlikte yeni yaşamlarını kurmaya çalışan bir kadın; bir yandan krize, bir yandan fırsatçılığa, bir yandan emek hırsızlığına karşı savaş veriyor...

Editörden