Sendikalı olmak kendime olan güvenimi arttırdı. İş arkadaşlarım bu konuda çok çekingenler, çünkü işten atılmaktan korkuyorlar. Ama ben elimden geldiğince sendikal çalışma yapacağım.

Fethiye, küçük yaşta annesini kaybetti, eğitim hayatı sona erdi, eşini iş cinayetinde kaybetti... Ama her şeye karşı yeniden ayaklarının üzerinde durmayı başardı, kendi emeğiyle...

Sağlık emekçisi kadınlar sendikalarına öfkeli: Ekonomik talepleri dile getiriyoruz cevap yok, özlük haklarını dile getiriyoruz cevap yok.

13 yaşında oturmuş Gülsen tezgahın başına, şimdi 40’ında. Artık çocuk değil, haklarını bilen bir işçi kadın. ‘Örgütlü bir kadın dalgalı denizde nasıl hareket edeceğini bilir’ diyor...

Bursa’da işçi kadınlar ile yapılan anketen ortaya çıkanlar yoksulluğun boyutlarını gözler önüne seriyor.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’na üye bir öğretmenin sendikanın işyerlerindeki etkisini anlattığı bu mektup, ‘olmaz’ denilenin emekle nasıl olur hale getirildiğini de ortaya koyuyor.

Bir işçi, yaşadığı depremin ardından kaleme aldığı bu mektupta, patronların kâr hırsı uğruna nasıl ölümle burun buruna geldiklerini, nasıl değersiz hissettiğini anlatıyor.

‘Çocuklar için bir öğün ücretsiz yemek talebimize ne kadar hükümet yetkilileri kulak tıkarsa tıkasın vazgeçmeyeceğiz, her yerde bu kampanyanın çalışmasını yapmaya devam edeceğiz.’

‘Ankara Sincan’da konuştuğumuz işçiler hükümetin Filistin’de yaşananlar konusunda hiçbir şey yapmadığını vurguluyor.’

Amerika’da 1.3 trilyon dolar okul borcunun üçte ikisi kadınların borcu. Erkek mezunlara göre bir adım geride başlayan kadın mezunların borçları nedeniyle en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor.

‘Bizim sağlığımızın onlar açısında hiçbir önemi yok. Yeter ki fason ürünler hazır olsun, anlaştığı fabrikaların siparişleri zamanında yetişsin…’

Fabrikada aynı vardiyada çalıştığı bir erkek işçinin tacizine, eski eşinin de şiddetine uğrayan kadın işçi susmadı. Kadınlar da ona destek oldu. Ama fabrika yönetimi gerekeni yapmadı…

Bir anne çocuğunun şeker ilacını soruyor, ‘piyasada yok’, prostat kanseri hasta geliyor ama onun ilacı da ‘piyasada yok!’ Peki, buna sebep olanlar nerede mi? Onlar da ‘PİYASADA YOK!’

Depremle birlikte, çöken sağlık sistemini gördük hep birlikte. Oysa felaket ne kadar büyük olursa olsun hastaneler, ASM'ler ayakta kalması gereken binalardır. Ama ilk un ufak olanlar hastaneler oldu.

Kadıköy Belediyesi işçileri insanca yaşanacak bir ücret için greve çıktı ancak sendika genel merkezinin işçinin taleplerini karşılamayan sözleşmeyi imzalaması grev sonlandırıldı. Peki şimdi ne olacak?

‘Yağ 15 günde 75 lira olmuş, kaşar peynirini 39 liraya alıyorduk o da bir haftada 48 lira olmuş. Fiyatların bu kadar artması fırsatçılık.’

İş Güvenliği Uzmanı Özge Akkaya, tekstil işçilerinde çalışma koşullarına bağlı -aslında önlenebilir olan- meslek hastalıklarını yazdı.

‘Zeytin olmazsa biz aç kalırız. Çöpü bile kıymetli. Zeytin ağacı hastalansa evde çocuğumuz hastalanmış gibi üzülürüz. Kestirmeyiz zeytini. Ha bizi öldürmüş, ha ağacımızı kesmiş.’

‘Annelerimizin bize ‘kolunuzda bir altın bileziğiniz olsun’ lafına gülüp geçerken şu an bunun için dua eder noktaya geldik.’

‘Sırf sık sık su içmeye gitmeyelim de tuvalete gitmeyelim diye sebilleri hepimizin uzağına koydular. Bunlar insanca koşullar mı, soruyorum size?’

Editörden