2019’dan 2020’ye... Mahalleden ülkeye...
Sorunların derinleşerek yeni yıla taşındığının farkındayız. Ama dertlerimizle birlikte, dermanımızı, bir arada olmanın gücünü ve dayanışmanın iyileştiriciliğini de taşıyoruz yeni yıla...

2018’in son gününde, 2019 yılına girmeye saatler kala, mahalleden bir kadın beni arayarak, “Koşun gelin, parkımızı ve ağaçları söküyorlar” dedi. Birkaç kadın gittik hemen. Mahallenin 20 yıllık parkını birine peşkeş çekmişlerdi. Mahallemizde bu parkın dışında çocuklarımızın gideceği hiçbir yer yoktu. Ertesi gün, yani 1 Ocak 2019’da bir eylemle parkın yıkımını ve ağaçların sökümünü durdurmuştuk. Çocuklarımız hâlâ o parkta oyun oynuyor.

2019’un ilk ayında yeniden gündeme oturan ‘çılgın proje’ Kanal İstanbul tartışmasının 2020’de de devam edeceğini düşünürken aklıma geldi bu eylem. Tüm İstanbul’da ve elbette mahallemizde yaşayanlar için birçok açıdan daha büyük bir yıkım ve talanın ifadesi Kanal İstanbul. Ve yeni yılın arifesinde mahalleden ülkeye bakarken, ilk dileğimiz Kanal İstanbul mücadelesinin de böyle sonuçlanması oluyor haliyle.

BİR DAHA YAŞANMASIN DİYE EL ELE VERDİK
2019 çok çetrefilli bir yıl oldu kadınlar için. Sorunların katlandığı, saldırıların arttığı, ekonomik krizin vurduğu, her türlü şiddetin yükseldiği, seslerinin kısılmaya çalışıldığı... Ama mücadelenin ve kadın dayanışmasının da öğreterek ilerlediği bir yıldı aynı zamanda. Hem ülkede hem mahallemizde...

Bazen kendi mahallemizde yaşadığımız sorunlara, bazen de memleketin neresinde olursa olsun yaşanan kadın cinayetlerine, çocuk istismarlarına ses çıkarttık. Çocuğunun elini sıkarak derneğin kapısından içeri “Çocuğum istismara uğradı” diye giren bir komşumuzun feryadını, Adana’da istismar edilen 3 yaşındaki çocuğun annesinin çığlığıyla birleştirerek sokakları inlettik. 8 yaşında, komşusu tarafından istismar edilen çocuğun davası mahkeme tarafından “delil yetersizliği” gerekçesiyle düşürüldüğünde, “Bir kereden bir şey olmaz” diyen sorumluları yeniden yâd ettik. 6 yaşında babası tarafından istismara uğrayan çocuğun yaşadıklarının örtbas edilmesine tanıklık ettik ve istismarın aklanmasına engel olmak için sokak sokak dolaştık, bir daha yaşanmaması için mücadele ettik.

Kadınların memleketin her yerinde yaşadığı sorunların, saldırıların tamamıyla bu bir yıl içerisinde mahallemizde karşılaştık diyebilirim. Hemen her olay bize dayanışmanın yaraları saracak ve iyileştirecek tek ilaç olduğunu gösterdi.

Tam 15 yıl boyunca eşinden şiddet gördükten sonra 3 çocuğuyla sokağa atılan Pınar’a elini uzattı dernekteki kadınlar. Kendine derme çatma bir ev kuran Pınar’ın yoksullukla mücadele etmesi gerekti tabii bu defa.

Çalıştığı fabrikadan, ustabaşının tacizine sessiz kalmadığı için atılan Fatma, gece vardiyasından dönerken servis eve yakın bir yere bırakmadığı için yolda tacize uğrayan Serpil de el ele verdiğimiz kadınlardandı.

Cinsel saldırıya uğrayan zihinsel engelli genç bir kadının davası ise bir yıldır sürüyor. Üstelik ona bunu yapanlar halen serbest...

Şiddet gördüğü kocalarından kurtulan ama bu defa küçük çocuklarına bakamayıp Sosyal Hizmetlere vermek zorunda kalan Nurcan, Sevda ve Songül de dayanışma için derneğin kapısını çalan kadınlardandı. Yaşamı boyunca şiddet görmüş beş çocuk annesi Selda altıncı çocuğunu, eğer ondan haberdar olmasaydık sokakta doğuracaktı. Devletin uzun süre yardım yapmadığı Selda’nın beş çocuğu hâlâ Sosyal Hizmetlerde...

Çocuklarını bırakacakları güvenli ve ücretsiz bir kreş olmadığı için çalışamayan, güvencesiz yaşamak zorunda olan kadınlar... 50-60 yaşına kadar dışarıda hiç çalışmamışken geçim sıkıntısı yüzünden “İş bulabilir miyiz acaba” diye kapımızı çalan kadınlar... Çalıştığı halde geçinemediği için ek işlerde çalışmak zorunda olan kadınlar... İkinci el kıyafet almak için uğrayıp kapı arasında dertleştiklerimiz...

Ve 2019 yılının bitmesine sayılı günler kala Eda Çakar kız kardeşimiz eşinden gördüğü şiddete daha fazla dayanamayarak intihar etti.

SORUNLAR DERİNLEŞİYOR PEKİ, BİZ NE YAPACAĞIZ?
Bütün bu sıraladıklarımız 2019 yılında memleketin sadece bir mahallesinde yaşandı. Üstelik bunlar sadece bir kısmı... Bu sorunların derinleşerek yeni yıla taşındığının farkındayız. Nitekim 2020’ye sayılı saatler varken, bu yılın da zor geçeceğinin ilk işaretleri geldi. Kocasının kumar borcu yüzünden çocuklarını sattığını anlatan, kanser hastası ama tedavi için gerekli ilaçları alamayan kız kardeşimizin yardım çığlığı ve çalıştıkları fabrikada üç aydır ücret alamayan işçi kadınların “Ne yapacağız” sorusu ile karşılıyoruz yeni yılı.

Ne yapacağız? Aslında bu soru hepimizi ilgilendiriyor. Ne yapacağımızı da yine mahallemize bakarak görebiliyoruz. Sonuçta dertlerimizle birlikte, yukarıda sıraladığımız her bir olayda altını çizdiğimiz dermanımızı da taşıyoruz yeni yıla; bir arada olmanın, örgütlü olmanın gücü ve dayanışmanın iyileştiriciliğini.

Çünkü 2019 aynı zamanda Esenyalılı kadınların haklarına ve hayatlarına sahip çıktığı bir yıl da oldu. Parkımıza ve ağaçlarımıza sahip çıkarak başladığımız 2019’da kadına yönelik şiddete, istismara, işten atmalara ve krizin faturasına karşı her gün sokaklarda, alanlarda olduk. Ve yola devam ederken mücadelenin bizleri buluşturduğu kadınlarla birlikte çoğaldık.
2020’de kadın dayanışmasının daha güçlü olması, “Gücümüz Birliğimizde” sözünün daha gür yankılanması dileğiyle... Mahallemizde ve ülkemizde...

İlgili haberler
Okul öncesi öğretmenleri neden hep kadın?

15 yıllık bir anaokulu öğretmeni soruyor: ‘Neden anaokulu öğretmenleri hep kadın? Neden üniversitede...

Çocuklar, korkmayın! Bizim gücümüz, sizin hakların...

‘Önce kendime güvenmeyi, sonra boyun eğmek zorunda olmadığımı öğrendim. Keşke çocukken bana bunu öğr...

Ben bu kadınlarla artık her yere yürüyeceğim!

Çocuklarının okulunun deprem nedeniyle hasar görmesiyle başlayan destek arayışı Hanıma’yı Esenyalı K...