Akran zorbalığı nedir, ne akran zorbalığı değildir?
Akran zorbalığı ile ilgili bilinen en yaygın yanlışlar sadece erkek çocukların zorbalık yaptığının ve zorbalığın sadece vurmak, kırmak gibi fiziksel şiddet vs. sanılması.

Genel tanımıyla akran zorbalığı; bir öğrenci veya öğrenci grubunun diğer öğrenci/öğrencilerce sistematik ve devamlı suretle fiziksel, siber, sözlü veya duygusal/sosyal olarak rahatsız edici şekilde saldırıya maruz bırakmasıdır. Konu zorbalık olunca mağdur ile zorba arasındaki güç eşitsizliğinden bahsetmemiz gerekiyor. Güç eşitsizliği, fiziksel avantaj ile karakterize olurken sosyal anlamda daha geniş bir gruba dahil olmak avantaj sayılabilmektedir. Akran zorbalığı ile ilgili bilinen en yaygın yanlışlar ise sadece erkek çocukların zorbalık yaptığının ve zorbalığın sadece vurmak, kırmak gibi fiziksel şiddet vs. sanılması. Bir davranışın zorbalık olduğu ile ilgili inançlar zorbalığın psikolojik etkilerinin göz ardı edilmesine sebep olmaktadır.

AKRAN ÇATIŞMASI MI, ZORBALIK MI?
Bir bebek sosyalleşmeye başladığı ilk andan itibaren çatışmalar, anlamsızlıklar yaşayacak, kurduğu ilişkilerde kendi adına yanıtlar vermeyi, seçimler yapmayı öğrenecektir. Gelişim dönemleri içerisinde farklılıklar gösterse de akranı ile fikir ayrılığı yaşayan çocuk/ergenler zaman zaman küsecek, konuşmayacak, çözmeye çalışacak, çözüm yollarını çeşitlendirecek ve bu yöntemlerin her zaman “mutlak uzlaşma” olmadığını öğrenerek kişiler arası ilişkilerindeki temel taşları oluşturacaktır.
Akran çatışması ile zorbalık arasındaki bir fark ise çatışan çocukların eşit güçte olup olmadığıdır. Yapılan birçok çalışma; mağdur çocuğun, uğradığı zorbalığı paylaşmadıkça, karşıt güç gösteremedikçe zorbalığın şiddetinin arttığı gerçeğidir. Zorbalık yapan çocuk/çocukların istediklerini yaptırma, karşıya karşı daha güçlü hissetme duyguları ile uyguladıkları şiddet önlenmediği sürece bu davranışlar erişkinlik döneminde de birer “problem çözme yöntemi” olarak kullanılacaktır.

ZORBALIK TÜRLERİ
Bahsettiğimiz üzere genel kanının aksine zorbalık yalnızca fiziksel değil sözlü, sosyal, siber olarak da yapılabilmektedir. Lakap takma, alay etme, hakaret/küfür içerikli söylemler sözlü zorbalığa örnek verilebilir. Sosyal anlamda ise dışlama, ortak etkinliklere almama, görmezden gelme gibi daha pasif görünümlü ancak şiddeti yüksek bir tür olarak sosyal (duygusal) zorbalığı sayabilmekteyiz.

ÇOCUKLARIMIZI NASIL KORUR, ZORBALIĞA NASIL MÜDAHALE EDERİZ?
Başlık zorbalık olduğunda genel vurgu sürekli mağdur çocuk/çocuklara yapılsa da en az mağdur edilen çocuk kadar zorbalık yapan çocuğun da yardıma ihtiyacı olduğu bilinmelidir. Çocuklarımızın sadece şiddetten korunmaya ihtiyacı olan taraf değil şiddet uygulamayan taraf olduğundan da emin olarak işe başlamalıyız. “Nasıl olsa benim çocuğum zarar görmüyor” düşüncesi güç eşitsizliğinin esas olduğu şiddeti daha da beslemekten öteye gitmeyecektir. Çocuklarımızı evin dışındaki hayata hazırlarken, kendini korumanın birincil yolunun, istemediği ortamlarda bulunmak zorunda olmadığı, “hayır” demenin normalliği üzerine olmalı ve “hayır” yanıtını en başta kendimizin kabul etmesi gerektiğinin bilincinde olmalıyız. Söz hakkı verilmemiş, dinlenmemiş, söylediklerine inanılmamış, duygu/düşünceleri önemsenmemiş aksine suçlanmış bir çocuğun yaşadıklarını paylaşmaya meyilli olmayacağını kabul ederek önce çocuğumuzla ilişkimizi gözden geçirmeliyiz. Tespit edilen zorbalık durumunda ise yargılamamalı, suçlamamalı, destekleyici olmalı, okul-aile-çocuk üçgeninde tüm yardımları alarak sürecin en iyi şekilde çözüme ulaştırılmasını sağlamalıyız.

Fotoğraf: Freepik

İlgili haberler
Akran zorbalığını önlemede farkındalık yetmez!

Okuldaki şiddet sadece okulla ilgili bir sorun değil. Çocukların geleceği, şiddet sarmalıyla örülü g...

Sıkışmışlık ve öfke kıskacında akran zorbalığı

Gençler arasında sık sık gündeme gelen akran zorbalığı ve şiddetini Esenyalı'da yaşayan gençlerle ko...

Yüz yüze eğitimle birlikte öğrencilerin psikolojik...

Birçok öğrenci için evden ayrılmak, sabahları erken kalkmak ve bütün gününü eğitim alarak geçirmek b...


Önceki haber
‘Sıradan’ bir gün
Sıradaki haber
Kurtuluş Ayini