Angaryaya hayır! Gerçek bir kadro istiyoruz…
Genel-İş üyesi işçi kadınların 8 Mart talepleri açık: KHK’nın sözde kadrosuna, mobbinge, ücret eşitsizliğine, angarya çalışmaya ve zorunlu emekliliğe karşı gerçek bir kadro, eşit ücret ve ek zam!

Genel-İş İzmir 7 Nolu Şube üyesi işçi kadınlar, sendika bünyesinde oluşturulan halk oyunları çalışması sayesinde haftada bir gün yan yana geliyor. İdlib’de yaşanan ölümler nedeniyle gösteri yapmama kararı alsalar da ekip çalışmalarına devam ediyor. Çünkü kadınların, hayatlarında kendilerine dair yaptıkları tek şey bu! Haftada bir gün de olsa, işten yorgun argın da çıksalar, evde işler birikse de bir araya gelmek onlara güç veriyor.

İŞ YOLUNDA KENDİMİZİ GÜVENDE HİSSETMİYORUZ
Aysun Nizam, Bornova Belediyesi Sağlık Köyü’nde çalışıyor. Sağlık Köyü, fabrikaların bulunduğu Pınarbaşı havzasında, ulaşımda büyük sıkıntı yaşıyorlar: “Köye kadar giden araç yok, kadın işçiler olarak bir yerden sonra yürümek zorunda kalıyoruz. Fabrikalar bölgesi olduğundan TIR’lar vs. tedirgin oluyoruz haliyle. Kendimizi güvende hissetmiyoruz. Servis olsa bu sorunu yaşamayız. Altındağ bölgesinde çalışan çok, en azından oradan servis konabilir. Kadınlar olarak emeğimizin görünmesini istiyoruz. Şiddetin son bulmasını istiyoruz, bunun için alanlarda olacağız” diyor. “İyi ki bu ekip kurulmuş” diyen Aysun, “Kendimize dair tek şey bu” diye ekliyor.

HAYATIMDAKİ TEK FARKLILIK BU EKİP
Umman Kaya da Sağlık Köyü çalışanlarından. Çocuklarının ikisinin de üniversitede okuduğunu söyleyen Umman, “İkisi de İzmir’de olmasına rağmen iki kişi çalışıp iki çocuğu ancak okutuyoruz; kitaplar, ulaşım çok pahalı… Her şeyimiz köyden gelmesine rağmen yine de yetmiyor. Son yıllarda kendim için hiçbir şey yapmadım. Hayatımdaki tek farklılık, sendikanın halk oyunları ekibine katılmak. İşe gidiyoruz, geliyoruz evde çalışıyoruz. Hep bir şeyler yetiştirme derdi...” Başka bir kadın işçi giriyor söze; “Elektrik parası bizi yıkıyor. Klimayla ısınıyoruz, 700 lira geldi. Geçen yıl 400 ödüyorduk. Özel sektöre göre daha iyi şartlarda çalışıyoruz ama durum bu, yaşayamıyoruz. Alışveriş yaparken en az on kere düşünüyoruz. Dershaneye giden kızım var, diğeri okulda. Sadece onlar için yaşıyoruz.”

KADRO DEDİKLERİ ZORUNLU EMEKLİLİK!
Ege Üniversitesi işçisi Yıldız Ağdaş ise “Çalışıyoruz ama ne kendimize ne de ailemize bir faydası yok, emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Benim yanımda çalışan bir işçi alıyor 5 bin, ben alıyorum 2 bin 300 lira. Aynı işi yapıyoruz, o daimi işçi ama ben asgari ücrete kadro! Ne kadrosu?! KHK ile ihraç ettiler, tekrar aldılar, şimdi zorunlu emekliliğe mecbur ediyorlar. Emeklisi gelene çalışma hakkı tanımıyorlar. Benim kredim var, çocuklarım okuyor, ev borcum var, bunları nasıl ödeyeceğim? Asgari ücret fatura ve pazar parası. Sosyal hayat yok, gezme yok, insanca yaşayamıyoruz. Bir de emekli edip bin liraya mahkûm ediyorlar” diye konuşuyor. Bu koşullarda yaşamanın mümkün olmadığını söyleyen Yıldız, “Kadının yaşamı denen bir şey kalmıyor. Özgürlüğünü, her şeyini alıyorlar. Beni zorunlu emekli ediyorsun, bin lira emekli maaşıyla nasıl geçinirim? Kira bin 500 lira, ne yapabilirim. Ek işe gidiyorum, bana ‘Senin yaşın elli, ben sana iş veremem’ diyor. Bu sistemi istemiyoruz. Bize gerçek bir kadro verilsin. Kadınlara iş istiyoruz, daha uzun yıllar çalışabilmenin koşullarının yaratılmasını istiyoruz, gerçek bir kadro istiyoruz. Eşit işe eşit ücret istiyoruz” diye sıralıyor taleplerini.

İŞ, KADRO, EŞİTLİK İSTİYORUZ!
İffet Falay emekli bir işçi, sendikanın halk oyunları ekibine o da katılıyor. İffet, “Erkekle kadın aynı işi yapıyor ama aynı ücreti alamıyor. Ücret eşitliği yok, düşük ücret, taciz, mobbing işten atma tehdidi… bunlar kabul edilemez. Biz kadına yönelik her türlü haksızlığa karşı çıkmalıyız, eşit işe eşit ücret taleplerimizi hep birlikte söylemeliyiz” diyerek tüm kadınları 8 Mart’a çağırıyor.

GEÇİNEMİYORUZ!
Fidan Özdağdursun Ege Üniversitesi işçisi, KHK ile taşerondan kadroya geçenlerden. “Daha önce KHK’dan emekli ettiler beni ve arkadaşlarımı, sonra mücadele edip geri döndük. Ama aldığımız maaş ortada, bir ailenin geçinebileceği maaş değil, sadece doğalgaz faturama, elektrik, su, internet faturalarına yetiyor. Kiracı olsam geçinemem. Bana bir şey kalmıyor” diyor. Kadro kandırmacasına tepki gösteren Fidan, “Düzenleme yaptık kadro verdik vs. dediler ama verilen bir kadro, iyileşen çalışma koşulları yok. Göz boyama. İki çocuk okutup kirada olan insanları merak ediyorum nasıl geçiniyorlar diye. Eskiden de kriz yaşadık, en azından kendimizi kurtarabiliyorduk, yine asgari ücrettik ama en azından bir kenara bir kuruş atabiliyorduk. Şimdi maaşlar eridi gitti, elektrik doğalgaz faturalarına yetmiyor, gençler ne yapsın…” şeklinde konuşuyor.

10 KİŞİNİN YAPTIĞI İŞİ 4 KİŞİ YAPIYOR
İşyerinde ciddi bir baskı uygulandığını ifade eden Fidan, bu durumu “Bir sürü insanı emekli ettiler ama yerine eleman almadılar. Eskiden 10 kişinin yaptığı bir işi şimdi 4-5 kişiye bindirdiler. İnsanlar haliyle zorlanıyor, sürekli hasta oluyor. Örneğin, büro elemanlarından birini emekli ettiler. Temizlik işçisi bir arkadaşıma emekli ettikleri kişinin işini yaptırıyorlar. Yapamadığı bir işe zorladıkları yetmiyormuş gibi hem o işi yapıyor hem de temizliği…” sözleriyle anlatıyor. “8 Mart’ta iş yükünün azaltılması ve gerçek bir kadro talepleriyle sokaklara çıkacağız. Artık geçinemiyoruz, daha iyi koşullarda yaşamak istiyoruz, ek zam istiyoruz” diyen Fidan, tüm kadınlara 8 Mart’a katılma çağrısı yapıyor.

İLK DEFA ORTAK 8 MART
11 Mart’ta Konak’ta Selahattin Akçiçek Kültür Merkezinde düzenlenecek etkinlikte, serbest kürsünün ardından, kadın emeği sömürüsü ve mücadele konulu bir söyleşi gerçekleştirilecek. Etkinlikte ayrıca işçi korosu sahne alacak.
İlgili haberler
Ve bir fotoğraf fısıldar: ‘Biz düşman değiliz’

Bağıra çağıra nefret politikasını halkın üzerine yağdıran iktidarlara inattı sanki bu fotoğraf, iki...

Seyirci kalmaya tahammülümüz yok, değiştirmeye güc...

‘Her gün hayatımız yokluklarla, yasaklarla sınanırken, #BöyleGitmez diyen kadınların çoğalmasına, bi...