Çalışmanın ne olduğunu İstanbul’da öğrendim
Yüksekova’dan çatışmalar nedeniyle İstanbul’a göçmüş 26 yaşındaki Şeyda. İş yaşamına İstanbul’da atılan genç kadın sömürünün her türlüsünü yaşamış. Şeyda’dan dinleyelim gerisini...

Merhaba Ekmek ve Gül okurları. 26 yaşımdayım, Hakkâri Yüksekova’da doğdum. Ev kızıydım. 2016’da sokağa çıkma yasağından sonra İstanbul’a gelmek zorunda kaldık. Oralar artık yaşanmaz haldeydi. Sabaha kadar uyumuyorduk. Patlama sesleri, silah sesleri... Korkudan bir duvarın kenarına sığınmanın ne kadar kötü olduğunu bilemezsiniz. Sesler hâlâ kulağımda, hiçbir şey kalmadı hayatımda. Yaşamak nedir, çalışmak nedir bilmezken İstanbul’da öğrendim bunları.
İstanbul’a gelmem için yengem ısrar etmişti. Şimdi “Ayaklarım kırılsaydı da İstanbul’a gelmeseydim” diyorum. İlk işyerim bir konfeksiyondu. orada öğrendim çalışmayı. İlk ay 950 lira maaş verdiler. Benim için iyiydi. Bir gün ailem aradı, evimiz yerle bir olmuştu. Annemler “Bize ev tutun, oraya geleceğiz” dedi. Ev tuttuk, ama o kadar pahalıydı ki kazancımız ancak kiraya ve boğazımıza yetiyordu. Amcamın oğlu beni kalite kontrolcü olarak yanına aldı. Bilmediğim halde gittim denedim. İşyerinde kimse benimle konuşmazken “Hoş geldin” diyen bir tek Seher oldu. Sonra onunla kardeş gibi olduk.

Çok çalıştığım halde ustabaşının gözünde beceriksizdim. “Ne zaman öğrenecek bu işi” diye söylenirdi. Bir gün Koton’dan iş geldi, saydım tam çıktı, ustabaşı saydı eksik çıktı. Ütücülerin yanında “Geri zekalı pantolon nerede, o işi hemen çıkar” diye azarladı beni. Sonunda onun hata yaptığı anlaşıldı. O gün o kadar çok ağladım ki hayatım boyunca unutmayacağım. Artık dayanamaz hale geldim. İşimi yapmaya çabaladım, insan muamelesi görmek istedim ama göremedim.
Ardından Gültepe’de bir börekçide garson olarak işe başladım. Burada 8 ayım geçti. Birlikte çalıştığım iş arkadaşlarım çok iyiydi, ama sigortam yoktu. Tanıdıklarım A101 markette çalışıyordu, ben de sigortası var diyerek garsonluk işinden çıkıp markete başvurdum, işe alındım. Fakat beklediğim gibi olmadı. 12 saat çalışıyorum, sigorta var ama nasıl var! Aldığım ücret asgari ücret, bir dakika bile oturamıyorsun. Ne öğle arası, ne dinlenme molası, yeme içme yok. Kasada çalışmaya başladığım bir gün yanlışlıkla kasadan bir ürünü iki defa geçirdim. Yeni öğreniyordum ve tektim, aklımda tutamamışım. Sorumlu gelip bağırdı, “Sen bu işi beceremiyorsun, seni başka yere göndereceğim, uğraşamam seninle” dedi. Bu işi de bırakacaktım ama çalışmak zorunda olduğum için bırakamadım. İşte bu zamana kadar bu koşullarda çalıştım. Hayat bize ne gösterecek daha bakalım. Hoşça kalın...

İlgili haberler
Genç kadınlar: Ortak mücadele ile daha güçlüyüz

15. Gençlik Yaz Kampında bir araya gelen genç kadınlar, kadınların temel sorunlarını tartışarak birl...

15 saatlik çalışmaya itiraz eden kadın işsiz kaldı

“Harca harca bitmez” sloganıyla bilinen A101 çalışanlarının ömrünü harcaya harcaya bitiriyor: Bir ka...

İş arayan bir kadının taciz kıskacında üç haftası

Üniversiteden haziran ayı itibarı ile mezun oldum. İş arama sürecinin zor ve uzun bir yol olduğunu b...