Devletin bir güvencesi olmayınca ‘ya koca ya aile’ mi?
‘Hiçbir kadın umutlarından, hayallerinden olmamalı. Ben birçok hayalimi çöpe attım. Devletin verdiği bir güvence olmayınca ‘ya koca ya aile’ seçeneklerim oldu sadece.’

Sevgili Ekmek ve Gül ailesi, 25 yaşında genç ve bekar bir anneyim.

21 yaşında severek evlendim, ama en başından beri ailemin onaylamadığı bir evlilikti. Sonradan yaşayacaklarımdan habersizce tüm ailemi karşıma almıştım, hiç bilmediğim bir şehre gittim. Kısa süre sonra hamile olduğumu öğrendim ve İzmir’e taşınmak istediğimi söyledim; bin bir türlü zorluk sonucu nihayet taşındık İzmir’e; sonra işler sarpa sarmaya başladı. Elektrik faturasını ödeyemeyip karanlıkta bile oturduk. Sorunlar içinden çıkılamaz bir hal aldı. Eski eşim çalışmamakta ısrarcıydı; ben ve ailem ona iş bulsak bile… Bir gün yine işsizlik ve parasızlık konulu kavga sonucu kapıyı çarpıp çıktı; çıkış o çıkış… Birçok onur kırıcı ve beni çaresiz bırakan durum yaşadım.

4 aylık hamileydim. Bir hafta sonra eşyalarını almak için geri geldiğinde ailemden ve benden özür dilerse affedeceğimi söyledim ama, gitti.

İzmir’de ailemle kaldım, aylarca bekledim; ayrılmak istemediğim için, belki gebelik hormonlarındandır. Gelmedi. Doğumda yanımda ailem ve değer verdiğim arkadaşlarım vardı. Ertesi günü elleri kolları bomboş geldi ailesiyle, sanki “Ona sormadan nasıl yaparmışım” diye hesap sormaya gelmişlerdi! Bir de olay çıkardılar. Benim üzüntümden sütüm kesildi, hemşirelerin ve ailemin yardımıyla toparladım, bebeğimi emzirebildim.

Taburcu olduğumda yine gelmedi, 2-3 hafta sonra bebeği görmek istediğini söylediğinde gösterdim; ama ne bir bez ne de süt yine hiçbir şey yoktu. 2-3 haftada bir göstermeye devam ettim, 30 Haziran gününe kadar. O gün yine görüşecektik, saatlerce bekledim ve gelmedi arayıp haber bile vermedi. Kaza geçirdim diye yalan söyleyip, kan revan içinde fotoğraf gönderdi. Meğer önceki gece arkadaşları ile içip kavga etmişler. O gün karar verdim boşanmaya. Sancılı bir süreçti; 2 yıl boyunca mahkemeye gittim geldim; mahkeme süresinde çocuğunu görme hakkı verildi ama pedagog eşliğinde olması gerektiğinden parasına kıyıp da çocuğunu görmedi. Nafakayı da ödemedi. Aylarca aileme bağlı yaşadım, psikolojim iyi değildi, çalışamadım. 19 ay sonra mahkeme boşanmamıza karar verdi, ama bizim çilemiz bitmedi. İstinafa taşıdı mahkeme kararını, nafakaya (1050 lira) itiraz etti vs…

İstinafta hâlâ, boşanamadık. Hâlâ onun soyadını taşıyorum. Hâlâ işe bir girip, bir çıktığı için sağlık sigortasında sıkıntı yaşıyorum. Hâlâ psikolojik destek alıyorum, antidepresan kullanıyorum. Ve hâlâ toparlamaya çalışıyorum.

Ekonomik, duygusal, fiziksel, sosyal her türlü şiddet oldu bu süreçte. Ben de bir gün televizyonda gördüğümüz kadın cinayetlerinden biri olmak istemiyorum. Hiçbir kadının sonu, bir zamanlar sevdiği adamdan olmamalı. Hiçbir kadın birini sevdiği, ona güvendiği için cezalandırılmamalı. Hiçbir kadın umutlarından, hayallerinden olmamalı.

Ben birçok hayalimi çöpe attım. Devletin verdiği bir güvence olmayınca “ya koca ya aile” seçeneklerim oldu sadece.

Dilerim ki kadınlar ölmesin, dilerim ki kimsenin canı yanmasın.

İlgili haberler
Kayısı işçisi kadınlar anlatıyor: Yokluk, sömürü,...

Malatya’da kayısı işçiliğinde çalışan mevsimlik tarım işçisi kadınlar: ‘Batıda çalıştığımızda Kürt o...

Ayşe niye tezgahını pazarın girişine açıyor?

Iğdır’dan Ankara’ya büyük umutlarla gelen Ayşe, umduğunu bulamamış. Yaşamla baş etmek için pazarda e...

Akar tekstil işçisi kadınlar: Tatilimiz borçla, gö...

İzmir’de kurulu Akar Tekstil fabrikası örgütlü bir iş yeri. Akar Tekstil işçisi kadınlarla pandemide...