Evdeki hesap çarşıya uymadı!
Üç aşağı beş yukarı hesap yapınca sermayedar değilsen ev almak uzak bir hayal. İster asgari ücretli ol, ister memur, ister mühendis…

Matematiğiniz iyi midir? Aslında ben sözelciyim ama matematiğim de fena sayılmaz.

Teknoloji insan hayatını ne kadar kolaylaştırdıysa bir o kadar da zorlaştırdı. Malum son zamanlarda kiminle iki muhabbet etseniz konunun içeriği ile ilgili sosyal medyada önünüze sürekli o konu ile ilgili haberler, reklamlar ve videolar geliyor. Yakın bir arkadaşımla sohbet ederken aramızda ev almak konusu geçti. Tabii memleketin ekonomik durumu da malum, konu fazla uzun sürmeden bitti. Çünkü ev almamız olasılıklar arasında bile yok.

Sohbet bitip akşam eve dönünce bakalım bugün memlekette neler olmuş merakıyla açtım sosyal medya haber kanallarını. Daha ikinci haberi okumadan bir kamu bankasının ev kredisi ile ilgili reklamı karşıma çıktı.

Oturulabilecek evlerin fiyatları 3-4 milyon liradan başlıyor. Beklentilerinizden vazgeçip gecekondu semtlerinde ev bakacak olursanız ve şansınız yaver giderse 2 milyon liraya ev bulabilirsiniz. Ben yine de iyi niyetimi kullanarak 2 milyon liraya istediğiniz gibi bir ev bulduğumuzu varsayıyorum ve bu tabloya göre hesap yapmak istiyorum.

Tabloda gördüğünüz gibi 2 milyon lira kredi çekince 10 yılda toplam 9 milyon 213 bin lira ödeyeceksiniz. Yani aylık ödemeniz “76 bin 683 lira” tabloda rakamlar gayet net yazılmış.

Şimdi biz başka hesap yapalım; ama tüm zamanları durdurarak düşüneceğiz. Diyelim 20 yaşında evlendim, hemen çocuk yaptım. Biliyorsunuz 3 çocuk talebi şimdi 5 oldu. Mecbur 5 çocuk yapacağım! Her yıl bir tane doğursam 5 yıl sonra üretim tamamlanır. İlk çocuk 23, son çocuk 18 yaşına geldiğinde, hepsi okulu bırakıp çalışmaya başladığında eve giren 5 asgari ücret tutarı toplam 85 bin lira yapıyor. Bu demek oluyor ki 2 milyon kredi çekersek aylık taksiti ödeyebiliyoruz. Ama evlendikten 25 yıl sonra ev alabiliyoruz. Çoluk çocuk yemeden, içmeden kredi ödeyecek. Onların hayatı ve geleceği konusunu hiç açmıyorum bile.

Ben 5 çocukla çalışamayacağıma göre evin babası çalışarak aldığı asgari ücret ile hem ev kirası ödeyecek, hem 5 çocuğun boğazını dolduracak, hem de 5 çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak. Yok, bu hesapla ev sahibi olamıyoruz.

HER ŞEY PAHALI, İNSAN EMEĞİ UCUZ

Başka bir yöntem deneyelim. Diyelim ki ben ve eşim memuruz. Toplam maaşımız 80 bin lira. 76 bin lira kredi ödersek kalan 4 bin lira ile geçinebilmek imkansız. Bu kredi tablosu ile yine geçinmemiz ve ev almamız mümkün değil.

Kamuda çalışan mühendis olalım desem (KPSS sınavıydı, mülakattı, atamaydı derken kamu personeli olmak da imkansız hale geldi) yine iki kişinin maaşıyla ev sahibi olabilmek zor. Özel sektörde çalışan mühendislerden örnek vermiyorum, onlar zaten asgari ücretle çalışıyorlar.

Emeği, alın teri ile geçinen insanların ev almaları her gün biraz daha imkansızlaşıyor. Bir gelecek planımız, hayalimiz yok. Yalnızca karın tokluğuna çalışıyoruz. Memlekette her şey pahalı. Sadece insan emeği ucuz. Emeğimizin karşılığında aldığımız ücret insanca yaşamamıza da yetmiyor.

Fotoğraf: Fatma KOÇ

İlgili haberler
İş yok, kredi çektim kiramı ve faturalarımı ödemek...

‘Koronavirüs mü, geçim derdi mi diye sorsalar, tabii ki geçim derdi demek zorundayım. Belki virüs bu...

Herkes borçlu, krediye bağımlı, yarından endişeli

Pandemi sürecindeki ücretsiz izin uygulaması fiili işsiz sayısını da arttırdı. İşsiz nüfusun büyük b...

Barınmanın bedeli bu kadar ağır olmamalı

Belediye işçisi Birgül öykü yazmak istiyor aslında ama hiç zaman bulamıyor ‘İşçi olmanın bir sonu yo...