Orta Vadeli Program: güvencesizlik, yoksulluk, eşitsizlik
Yerel seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan bu programın aynen devam edeceğini ilan etmişti. Peki bu program kadınlar için ne ifade ediyor?

6 Eylül’de iktidar, 2024-2026 dönemine ilişkin enflasyon, istihdam, büyüme gibi ekonomik hedeflerini içeren Orta Vadeli Program’ı (OVP) duyurdu. Yerel seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan bu programın aynen devam edeceğini ilan etmişti. Peki bu program kadınlar için ne ifade ediyor?

Ne diyordu Orta Vadeli Program hemen hızlıca bakalım: Programın temel hedefi para politikasında sıkılaştırma, maliye politikasında tasarruf, yapısal reformlar yani iş piyasasında esneklikle ekonomik büyüme sağlamak! Yabancı sermayeyi ülkeye çekmek, vergi yükünü tüm emekçilerin sırtına yıkarak arttırmak, yeni özelleştirmeler olarak özetleyeceğimiz program emekçiler için bir saldırı programı özetle.

ESNEK ÇALIŞMA GÜVENCESİZLİĞİ

Bu programın en temel yönlerinden biri de esnek çalışma. OVP’de “güvenceli esnek çalışma” adı altında “kadınlar, gençler, engelliler başta olmak üzere çalışma hayatına kalıcı katılımı sağlamayı teminen esnek çalışma biçimlerini yaygınlaştırma” hedefleniyor.

Orta Vadeli Programla kadınları üç kuruşa çalıştırma hayali şu an çalışan çalışmayan tüm kadınların sorunu. Bu, kadınların asla emekli olamayacakları, kendi başlarına bir hayat sürdüremeyecekleri bir çalışma yaşamının yaratılması anlamına geliyor. Halihazırda emekçilerin kıdem tazminatı alabilmelerinin önünde engeller varken esnek çalışma uygulaması bunu daha da zorlaştıracak. Aynı zamanda kadınların gelirinin eve ek gelir haline getirilmesi, kadın-erkek eşitsizliğini derinleştirmek anlamına geliyor.

EMEKLİ OLMAK MI OLAMAMAK MI?

Plana göre sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı, patronların talebine ve başta kısmi süreli çalışma olmak üzere esnek çalışma modellerine uyumlu hale getirilecek. İşçilerin ücretlerinden kesilen sigorta primleri artırılacak. Emeklilerin maaşı, çalışmadan yaşayabilmelerinin mümkün olmadığı sınırda tutulacak. Maaşları düşürülen ancak çalışamayacak durumda olan emekliler için ise “bakım sigortası” kurulacak. Tamamlayıcı sağlık sigortasının da teşvik edilmesi ile emekliler özel sağlık ve sigorta şirketlerinin kucağına itilecek.

ÖNÜM ARKAM ÖZELLEŞTİRME

Kamu özel iş birliği (KÖİ) kapsamında yer alan projelerin, belediyeleri de kapsayacak şekilde tüm kurumlarda genişletilmesi de programda yer alıyor. Bu da özelleştirmelerin hız kesmeden devam edeceği anlamına geliyor.

Daha önce özelleştirileceği belli olan kurumların yanı sıra, özelleştirme potansiyeli olan yeni kurumlar da bu portföye dahil edilecek. Kamu harcamalarının kısıtlanması kararı ile de düşünüldüğünde kamunun vermesi gereken bakım, eğitim, sağlık gibi hizmetlerin daha da özelleşecek ve daha erişilmez hale gelecek.

KAMU HARCAMALARINA KISIT

“Kamu hizmetleri, bütçe imkânları içinde kalınarak azami tasarruf anlayışı içinde yerine getirilecektir” ifadelerine yer verilen programla eğitim, sağlık, bakım hizmeti, ulaşım gibi temel ihtiyaçları kısılacak, ekonomik yükü halkın sırtına yıkılacak. Bu da kadınlar için sağlık hizmetine erişememek, çocuğun bakımı için kreşe, şiddete uğradığında sığınmaevine, yaşlılığında yaşlı bakım merkezi ya da evde bakım hizmetine erişememek demek. Kız çocukları için eğitim masrafı ailelere yıkıldığından eğitimden uzaklaşma riski demek.

GERÇEK ADINI SEN Mİ SÖYLERSİN “SAVUNMA” BEN Mİ SÖYLEYEYİM “SAVAŞ SANAYİ”?

“Savunma sanayii, yapay zekâ, siber güvenlik, temiz ve sürdürülebilir enerji ile uzay teknolojileri gibi stratejik alanlarda nitelikli işgücü yetiştirmeye yönelik kamu-üniversite-özel sektör işbirliği programları uygulamaya konulacaktır” denen programla savaş sanayi harcamaları artırılacak, üniversite öğrencileri doğrudan bu sanayiye yönlendirilecek. Yneiden paylaşım kavgalarının verildiği, ortadoğunun savaş coğrafyası haline getirildiği bugün savaş sanayiye ayrılan bütçe demek dünyada savaş kışkırtıcılığına ayrılan bütçe anlamına geliyor. Savaş ise en çok kadınları ve çocukların yaşamlarını etkiliyor. Bugün İsrail ile ticareti kesmesi gereken iktidar, “kısıtlama” getirdiğini söyleyerek ticaretini itiraf ediyor; bir yandan da halkın ihtiyacı olan kamuya ayrılacak bütçeye tasarruf tedbiri getirip savaş sanayiye devasa bütçe ayırıyor.

GİRİŞİMCİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK İLE GİZLİ İŞSİZLİK

Kadınların istihdama katılımı ise esnek çalışmanın yanında “girişimcilik, finansal okuryazarlık, kooperatifçilik” olarak geçiyor. Yani girişimcilik adı altında mikrokrediler ile kadınları yeniden borçlandırarak istihdamda göstermenin yaygınlaştırılacağı ortaya konuyor.

GÖÇMEN EMEĞİ

“Yurtiçinden temininde zorluk yaşanan hallerde işgücü piyasasının farklı vasıflarda ihtiyaçlarını karşılamak üzere göç ve istihdam politikalarının dengeli bir şekilde uyumlaştırılması sağlanacaktır” ifadelerinde ise zaten esnek çalışma ile ucuzlaştırılmak ve güvencesizleştirilmek istenen emeğin daha da ucuzlaştırılmasının formülünü yarattıklarını görüyoruz. Bu programa göre yasal olarak patronlara düşük ücretlerle mülteci işçi çalıştırma hakkı tanınacak. Mülteci kadınlar için daha çok yoksulluk anlamına gelen bu politika, aynı zamanda mülteci kadınları şiddete daha açık hale getirecek.

AİLE VE GENÇLİK BANKASI

“Aile” vurgusunun ayriyeten yapıldığı OVP’de, “Aile müessesesinin korunması, güçlendirilmesi, evlenecek gençlerin desteklenmesi, gençlerin gelişimine ve girişimlerine katkı sağlanması, eğitim ve istihdam olanaklarının geliştirilmesini desteklemek üzere Aile ve Gençlik Bankası kurulacaktır” ifadeleri yer alıyor. Bu banka kuruldu hatta genç evlenecek çiftlere ilk kredisinin pilot uygulamasına başladı. Ancak bu banka Aile ve Gençlik fonu adı altında yerel kaynakların denetlenmeden Cumhurbaşkanlığınca istedikleri biçimde kullanılabilmesi anlamına geliyor. Hatta gençlerin bu krediyi alabilmesi için “evlilik eğitimi” alması gerekiyor. Bu eğitim ise kadınların kürtaj hakkının görmezden gelindiği bölümler içeriyor.

Fotoğraf: Canva Pro Kolaj