İstanbul Sözleşmesi nasıl yaşatır?
‘Aileyi yıkıyor, şiddeti artırıyor, eş cinselliği özendiriyor’ denilerek tartışma konusu haline getirilen İstanbul Sözleşmesi ne diyor, Türkiye'de uygulamada neler oluyor? Gelin madde madde bakalım...
ŞİDDETLE MÜCADELEYE BÜTÇE AYRILMALI
İstanbul Sözleşmesi diyor ki: “Devlet, her türlü şiddet eylemini önlemeye ve bunlarla mücadeleye yönelik bütüncül politikaların, tedbirlerin ve programların yeterli bir biçimde uygulanması için uygun finansal kaynakları ve insan kaynaklarını tahsis edecektir.” (8. madde)
PEKİ OLAN NE?
Türkiye’de, Aile Bakanlığı kendi bütçesinden Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin bağlı olduğu Kadının Statüsü Genel Müdürlüğüne yalnızca yüzde 1 pay ayırıyor. Yani şiddete uğrayan kadın başına 3 TL.
Sözleşme uygulansın, kadınların korunması için bütçe ayrılsın, kadınlar yaşasın!

KADIN KURUMLARIYLA İŞ BİRLİĞİ YAPILMALI
İstanbul Sözleşmesi diyor ki: “Devlet, kadınlara karşı şiddet uygulanmasıyla mücadelede aktif bir rol oynayan sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını her düzeyde takdir ve teşvik edecek ve destekleyecek ve bu kuruluşlarla etkili bir işbirliği gerçekleştirecektir.” (9. madde)
PEKİ OLAN NE?
Türkiye’de kadın hakları mücadelesi veren dernekler kapatılıyor, kadın aktivistler hakkında davalar açılıyor, şiddete karşı sokağa çıkan kadınlar şiddet görüp gözaltına alınıyor, yargılanıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadelede rol oynayan kadın kurumları durmaksızın hedef gösteriliyor.
Sözleşme uygulansın, kadın kurumlarıyla iş birliği halinde çalışılsın, kadınlar yaşasın!

ŞİDDETİN KAYNAĞI ARAŞTIRILMALI, VERİ TOPLANMALI
İstanbul Sözleşmesi diyor ki: “Devlet, her türlü şiddet olayıyla ilgili istatistiksel verileri düzenli aralıklarla toplayacak, şiddet olayının kökünde yatan nedenler ve bunların etkilerini, yaygınlığını, ceza oranlarını ve alınan tedbirlerin etkililiğini incelemek üzere araştırmaları destekleyeceklerdir. Toplanan bilgilerin kamuoyunun erişimine açık olmasını sağlayacaklardır.” (11. madde)
PEKİ OLAN NE?
Türkiye’de devlet organları kadın cinayetlerinin dahi verilerini toplayan bir mekanizmaya sahip değil. Kadın cinayetleri verileri, şiddete karşı mücadele veren kadın kurumlarının basın taramasıyla elde ettiği bilgilerle sınırlı. Devlet, Türkiye’deki kadına yönelik şiddet verilerine sahip değil!
Sözleşme uygulansın, kadına yönelik şiddet verileri toplansın, kadınlar yaşasın!



HER KADEMEDE CİNSİYET EŞİTLİĞİ EĞİTİMİ VERİLMELİ
İstanbul Sözleşmesi diyor ki: “Devlet, tüm eğitim seviyelerinde resmi müfredata, kadın erkek eşitliği, toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri, kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişilik bütünlüğüne saygı gibi konuların, öğrencilerin zaman içinde değişen öğrenme kapasitelerine uyarlanmış bir biçimde dahil edilmesi için gerekli tedbirleri alacaklardır.” (14. madde)
PEKİ OLAN NE?
Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliğinde yer alan “Toplumsal cinsiyet eşitliği” ibaresini 2019’da yürürlükten kaldırdı. YÖK de “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi”ni kaldırdığını açıkladı. Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Rehberlik Programında yer alan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” hedefini ise Akit ve Yeni Şafak’ın hedef göstermesiyle kaldırdı. Hukuk fakültelerinde dahi kadın hakları derslerde yer almıyor!
Sözleşme uygulansın, her kademede cinsiyet eşitliği eğitimi verilsin, kadınlar yaşasın!

MEDYA, ŞİDDETE KARŞI POLİTİKA UYGULAMALI
İstanbul Sözleşmesi diyor ki: “Devlet; özel sektörü, bilgi ve iletişim teknolojisi sektörünü ve medyayı, bu sektörlerin ifade özgürlüğüne ve bağımsızlığına gerekli saygıyı göstererek, kadına yönelik şiddeti önlemeye ve kadın onuruna saygıyı artırmaya yönelik politikaların oluşturulmasına ve uygulanmasına ve bu konularda kılavuzların oluşturulmasına ve kendi kendini düzenleyici standartların belirlenmesine katılmaya teşvik edecektir.” (17. madde)
PEKİ OLAN NE?
Diziler üzerinde yapılan bir araştırmada, popüler dizilerin 8 bölümü incelendi ve 14 sahnede kadına yönelik zor ve şiddet kullanıldığı, 67 sahnede kadınların ağladığı ve yalvardığı, birçok bölümde ise kadınların kaçırıldığı ve tecavüze uğradığı tespit edildi. Benzer bir araştırmada ‘Sen Anlat Karadeniz’ adlı dizinin bir tek bölümünde, 20 dakika fiziksel şiddet, 41 dakika psikolojik şiddet uygulandığı ortaya kondu. Türkiye’de televizyon dizilerinin önemli bir kısmında kadınlar, erkeklere muhtaç ve güçsüz karakterler olarak gösteriliyor ve kadına yönelik şiddet meşru gösteriliyor. Reklamların da aşağı kalır yanı yok!
Sözleşme uygulansın, medyada eşitlik sağlansın, kadınlar yaşasın!

POLİTİKACILAR EŞİTSİZLİK YARATAN DİLİ TERK ETMELİ
İstanbul Sözleşmesi diyor ki: “Devlet, kadınların daha aşağı düzeyde olduğu düşüncesine veya kadınların ve erkeklerin toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı ön yargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların kökünün kazınması amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesine yardımcı olacak tedbirleri alacaklardır.” (12. madde)
PEKİ OLAN NE?
Türkiye’de iktidar temsilcileri kadınları aşağı ve eksik gören sözlerini ara vermeden sürdürüyor: “Kadın mıdır, kız mıdır?”, “Anne olmayan kadın yarımdır”,” Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek”, “Kadın iffetli olacak, herkesin içinde kahkaha atmayacak”, “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, şiddet abartılıyor.”
Sözleşme uygulansın, devlet eşitliği sağlasın, kadınlar yaşasın!



YETERLİ SAYIDA VE KOLAY ERİŞİLEBİLİR SIĞINAK AÇILMALI
İstanbul Sözleşmesi diyor ki: “Devlet, mağdurlara ve özellikle kadın ve çocuklara, kalacak güvenli yer sağlamak üzere uygun, yeterli sayıda kolayca erişilebilir barınaklar oluşturmak ve mağdurların yardımına proaktif bir biçimde koşmak üzere gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.” (23. Madde)
PEKİ OLAN NE?
Aile Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’ne bağlı 110, belediyelere bağlı 33, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne bağlı 1 ve Mor Çatı Sivil Toplum Kuruluşu’na bağlı 1 tane olmak üzere toplam 3 bin 454 kapasiteli 145 kadın sığınağı bulunuyor. Kadın kurumlarının çalışmalarına göre olması gereken sığınak sayısı 8000!
Sözleşme uygulansın, devlet şiddete uğrayan kadınları korusun, kadınlar yaşasın!

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE ÖZGÜ VE AKTİF TELEFON HATTI AÇILMALI
İstanbul Sözleşmesi diyor ki: “Devlet, bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet olayıyla ilgili olarak telefonla arayanlar için, gizliliğe bağlı kalarak veya arayanların kimliklerinin açıklanmamasına gereken dikkati göstererek, ülke çapında 7 gün 24 saat esasına göre faaliyet gösteren ücretsiz telefon hatlarının oluşturulması için gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.”(24. madde)
PEKİ OLAN NE?
Türkiye’de Aile Bakanlığı bünyesinde şiddet hattı olarak alo 183 açıldı ancak bu hat, sözleşmede düzenlendiği gibi yalnızca kadınların acil durumlarına hizmet vermiyor. Başvurularda şiddet gören kadınların yalnızca 6’da birini oluşturduğu bu telefon hattı, aile, kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakınları ve gazilere yönelik hizmetleri içeriyor. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konularına özgülenmiş, 7/24 esasına göre çalışan İstanbul Sözleşmesi’ne uygun ayrı bir hat yok!
Sözleşme uygulansın, kadınların yardıma erişimi kolaylaşsın, kadınlar yaşasın!

AYRIMCILIĞIN YAŞANMADIĞI, HERKESİN EŞİT KORUNDUĞU BİR SİSTEM OLMALI
İstanbul Sözleşmesi diyor ki: “Devlet, bu Sözleşme hükümlerinin, özellikle de mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin edeceklerdir.” (3. madde)
PEKİ OLAN NE?
Kürt illerinde kolluk görevlileri tarafından işlenen tecavüz ve istismar suçları cezasız kalıyor! LGBTİ+ bireylere karşı ise iktidardan yana sistematik nefret söylemleri bitmek bilmiyor, Onur Yürüyüşleri yasaklanıyor. LGBTİ+ bireylere yönelik suçlar hem artıyor hem de cezasızlıkla sonuçlanıyor.
Sözleşme uygulansın, ayrımcılık ortadan kalksın!

İlgili haberler
‘Yüz yüze de olsa uzaktan da olsa eğitim sorunları...

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yüz yüze eğitimin gerçekleşebilmesi için gerekli hazırlıkların ya...

Cesaret ve kadın dayanışmasıyla hayatımı yeniden k...

‘Yıllarca şiddet görmüş bir kadın olarak tüm kadınlara sesleniyorum; kadınları koruyan İstanbul Sözl...

Ev işçisi: ‘Toplu taşıma kullanmamı istenmiyor ama...

Çoğunluğu tatile gidip gelen ev sahipleri bana hastalık taşıdığım kesinmiş gibi yaklaşıyor. Geçinmek...