Kapıları açacak anahtarlar elimizde…
‘Mayıs sayımızla kilitli kapıları bir bir açıyoruz kapanmamak üzere. Soruları birlikte sorup, yanıtları birlikte arıyoruz o kapıların ardında...’

Üzerimize kilitli kapılar var, elimizde o kapıları açacak büyük anahtarlar… Anahtar deliğinden bakarsınız, kapının ardında bahar, bayram… Elinde o kapıyı açacak olan anahtar. Önemli olan o anahtarı çevirme cesaretinde. Belki bir yüzleşme, belki kendini güvende hissettiğin bir yere ulaşma, belki özgürleşme… Açılan her kapı biraz merak biraz endişe ama en çok da cevap bize.

Bugünler üzerimize kapanan kapıları yeniden açma günleri. Üzerimize kilitlenen evlerin, kör karanlık odaların, yılsak da hiç durmadan çalıştığımız alanların kapılarını bir bir açıp sorularımıza yanıt alma zamanları. “Tekinsiz” denen dışarıya cesaretle adım atma, içeriden gördüğüne dışarıdan bakma zamanı.

Bize ferahlık getirecek anahtarlarımız var bizim. Yaşamak istediğimiz hayata, birbirimize ulaşmanın yollarını aradığımız anahtarlar. “Vardım, buradayım, hep burada olacağım” demeyi kolaylaştıran, bizi birleştiren anahtarlar…

Uzunca bir kapanma sürecinden sonra en ufak bir aralıkta kendimizi dışarı atmanın, sokakta olmanın yollarını zorlamadık mı? Bir nefeslik buluşmalarla, çay molalarıyla, kahve aralarıyla, iki kişi de olsak bir araya gelmenin ısrarıyla o üzerimize defalarca kilitlenmiş kapıları açmadık mı? Anahtar deliğine değil, gözümüzün alabildiğine gördüğüne bakmanın, sokağa çıkmanın mümkün olacağını gösterdik, anlattık, dinledik, sıkı sıkı tutunduk birbirimize.

25 Kasım’dan 8 Mart’a, 8 Mart’tan 1 Mayıs’a yaptık bunu. Her yazımızda her mektubumuzda yol gösterici olsun diye deneyimlerimizi taşıdık sesimizin en ulaşabildiği yere. Şimdi önümüzde bahardan yaza uzanan koca bir zaman var. Biriktirdiklerimizi tartışmanın, içerinin bizi yutan sıradanlığından kurtulmanın zamanıdır artık.

Hayatlarımızı istila eden şiddete, sömürüye, eşitsizliğe karşı “yerli-mülteci” demeden sözümüzü ortaklaştırmaya, insanca koşullarda çalışmak ve insanca yaşamak için sırtımızı birbirimize yaslamaya ihtiyacımız var.

***

Ekmek ve Gül’ün Mayıs 2022 sayısı kadınların ortaklaşan dertleri karşısında daha güçlü daha örgütlü bir mücadelenin mümkünü için sorularla başlıyor işte.

Mektuplarıyla, 1 Mayıs’a ilk defa katılan sağlık emekçisi, işçi, öğrenci genç kadınlar bu ilk deneyimin yarattığı heyecanı, hissettirdiklerini, gözlediklerini Ekmek ve Gül okurlarıyla paylaşıyor.

Ev ararken türlü baskılara, dayatmalara maruz kalan, okurken geçinemediği için çalışmak zorunda kalan bu zorunluluk nedeniyle okulundan uzak kalan, emek sömürüsü yaşayan ve tacizlere katlanan genç kadınlarla, iş arayan ama bulamayan, cinsiyeti nedeniyle yaptığı işte ayrımcılığa uğrayan kadınlar içini döküyor sayfalarımızda.

5 Mayıs Dünya Ebeler Günü ve 12 Mayıs Hemşireler Günü vesilesiyle ebeler ve hemşirelerin çalışma koşullarını anlatırken, sağlık emekçisi kadınların sorunlarından bihaber sendikal anlayışa eleştirisini sunuyor İzmir’den SES İşyeri Temsilcisi Edge Gürkan. Dünyanın ilk modern sivil hemşire okulunu açıp, hemşirelik mesleğinin temellerini atan Florence Nightingale’i anmadan geçmiyor Filiz Gür de.

Orta sayfamızda Selma Gürkan 68 ve 78 Hareketinde görünmez kılınan kadınların varlığını vurguluyor “68’den günümüze mücadelenin öznesi olan kadınlar” yazısıyla ve 6 Mayıs’ın 50. yılında tarihe mücadeleci kadınlardan bir not düşüyor.

Almanya’da faşizmin yenilgisinin 77. yılında faşizme karşı mücadeleleriyle karanlığın ortasında ışık kıvılcımları yaratan kadınları hatırlatıyor Semra Çelik de.

Şiddet dolu yaşamlarından sıyrılmaya çalışan kadınlar birbirinde yanıt arıyor, birbirine çözüm sunuyor mektuplarıyla dergi sayfalarımızda.

Kültür sanat bölümümüzde ise Latife Kartal izleyicinin zihninde sonsuz bir gelgit yaratan, izleyiciyi hem yargıç hem kadın hem de bir erkek yerine koyan “İnsani Şeyler” filmini yorumlarken, Sevil Aracı kadınların kurduğu ütopik bir ülkeyi anlatan “Kadınlar Ülkesi” kitabını tanıtıyor Ekmek ve Gül okurlarına.

Ve mayıs sayımızla o kilitli kapıları bir bir açıyoruz kapanmamak üzere, iyi bir gelecek için, emeğimizin karşılığını almak, özgür olmak, yarına güven duyabilmek için… Soruları birlikte sorup, yanıtları birlikte arıyoruz o kapıların ardında.

Görsel: Canva

İlgili haberler
Daha güçlü, daha örgütlü bir mücadele için soru an...

İşçi sınıfının ihtiyacı politika, kadın işçilerin ihtiyacı daha çok politika. Soru anahtarı az çok o...

68’den günümüze mücadelenin öznesi kadınlar

68’de de 78’de de kadınlar mücadelenin ayrılmaz bir parçasıydı, inanmışlıklarıyla, değiştirici gücün...

Karanlığın ortasında ışık kıvılcımları: Faşizmle m...

Resmi tarihte unutulsalar, unutturulsalar da faşizme karşı mücadelede kadınlar tüm yok saymalara kar...