‘Şiddete uğramıyorsak alttan aldığımız için’
Ayla engelli çocuğu olan, yaşam koşullarının yükünü daha da arttırdığı bir kadın. Ekonomik sıkıntıların da evdeki kavganın da şiddet olduğunun farkında. Buna karşı ise ‘Birlik olmamız lazım’ diyor.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü’ne yaklaşırken kadınlarla bir araya geldiğimizde konuştuğumuz en temel gündemlerden biri tabii ki şiddet. 13 yaşında tekstile başlayan, 18 yaşına kadar sigortasız çalışan Ayla, “Denetim memurları gelince biz depoda saklanıyorduk. Bu da bir şiddet. Çocuksun işte. Çocuğa şiddet değil mi bu?” diye soruyor haklı olarak.  

 ‘DEVLET KADINLARI KORUMUYOR’

Kadına yönelik şiddetin nedenlerini de sorgulayan Ayla, devletin kadınları korumadığını söylüyor. Ayla, “Kadın karakola şikayet ediyor, neden polis gidip o adamı yakalamıyor? Kadını çocuğu öldürüyor, kadın öldükten sonra, ‘Cezaevine yolladık’ diyor. Üç, dört sene yatacak geri çıkacak. Kadın, çocuk geri gelmez” diye tepki gösteriyor. Yetkililerin her ağzını açtığında “Kadına şiddete karşıyız” dediklerine dikkat çeken Ayla, “Yalan. Önlem alınmıyor, erkekler de şiddet uygulamaya devam ediyor. Devlet kadını korumuyor. Kadından ayrılıyor adam, kadına nafaka vermemek için çalışmıyor ya da sigorta girişi yaptırmıyor. Bu da bir şiddet” diyor.

‘GİDECEK YERİM OLSA EŞİME DERS VERMEZ MİYİM!’

“Şiddet bir ömür boyu çekilir mi?” diye soran Ayla, yanıtını da kendi veriyor: “Ama gidecek yeri, işi olmayan ne yapsın. Parasızlıktan katlanıyor kadın. Şiddete uğramıyorsak hep alttan aldığımız için, huzurumuz kaçmasın diye. Eşim bana şiddet uygulamıyor ama engelli çocuğum var, ona her sabah bağırıyor. Gidecek yerim olsa ben ona bir ders vermez miyim? Akşam işten gelince televizyon, telefon keyfine bakıyor. Çocuğa bağırıp çağıran adam, alttan almasam bana ne yapmaz?” Aslında olması gerekenin alttan almak olmadığını, birlik olmak olduğunu söylüyor sonra. Birlik olmak, kadınlarla, altta kalan hep biz olmayalım diye…

‘BİZ NİYE DENİZ KENARINDA TATİL YAPAMIYORUZ?’
Ayla üst üste gelen zamlardan da şikayetçi. Eskiye göre çok daha zor geçindiklerinden şikayetleniyor: “Yılbaşı geliyor. Dört ekmeği beş liraya alıyorduk. Şimdi üç ekmek alabiliyoruz. Geçimsizlik yüzünden karı koca kavgası oluyor, şiddet oluyor. Belediyenin ekmeğini alıyorduk, o da pahalandı. Asgari ücreti artırmasınlar, zam yapılmasın daha iyi. 700 lira zam verseler, onu bile vermezler. Eskiden yılbaşından yılbaşına her şeye zam gelirdi şimdi haftada bir zam yapılıyor.” Ayla pandeminin yoksulluğunu daha da artırdığını söyleyerek, “Pandemi diyorlar sürekli zam yapıyorlar. Asgari ücretle çalışanın ne bir ikramiyesi var, ne çocuk yardımı var. Çalışma Bakanı altı ayda bir çıkıp, ‘Emeklilere şu kadar memura bu kadar zam’ diyor. Asgari ücret alanları da düşünün. Vicdanınız yok mu sizin? Biz niye deniz kenarında bir tatil yapamıyoruz?” diye soruyor.


İlgili haberler
Kötü çalışma koşullarına da şiddete de boyun eğmey...

Kötü çalışma koşulları altında tekstil işçiliği yapan Deniz, bu koşullara boyun eğmeme mücadelesi ve...

Emeklilik kalbimizde bir yaradır!

Ankara’dan Filiz ve Serpil, Adana’dan Şenay, Aydan ve Ayşe’nin anlattıkları, kadınlar için emeklilik...

Ekmeğin zor girdiği evden devlet sabun parası isti...

İşsizlik, çocuk bakımı, yoksulluk içinde eğitimden yararlanma çabası… Adana’da Fatma ve Esra’nın yaş...