Yaşamlarımız farklı olabilir ama bizi birleştiren şeyler aynı!
Bornova Kadın Dayanışma Derneği ücretsiz kreş kampanyası başlattı. Kampanya yalnızca çocuk bakım yükünü değil, şiddeti de odağına alıyor.

Hepinizle, hepimizle ne kadar gurur duysak az. Ekmek ve Gül nasıl ki Türkiye’nin dört bir yanındaki kadınları buluşturuyor, bizi de Bornova’da bir araya getirdi. Bir araya gelişlerimizle biriktirdiklerimizse bir yıl önce Bornova Kadın Dayanışma Derneğinin kuruluşunun temeli oldu. Bir yıllık döneme baktığımızda, kadınların şiddete karşı savunmasız kalmasında ekonomik, sosyal ve toplumsal eşitsizliklerin belirleyici olduğu gerçeğini gördük bir kez daha. Şiddete ya da tacize boyun eğmemenin kadının güçlendirilmesinden geçtiğini gördük. Sadece ceza artırımı, koruma tedbirlerinin uygulanması değil, kadının kendi ayakları üzerinde durabilmesinin koşullarının yaratılmasıyla da şiddetle mücadelenin mümkün olabileceğini söyledik.
Yaptığımız çalışmalarda ya da bir araya gelişlerimizde gördük ki kadınların en önemli sorunlarının başında ekonomik kriz yüzünden yaşadıkları yoksulluk ve yoksunluk geliyor. Çalışmak istediklerini, asgari ücretli iş dahi bulamadıklarını, buldukları düşük ücretli işlere ise bakım sorunu nedeniyle gidemediklerini ifade ediyorlar. “Ne iş olursa yaparım, yeter ki çocuğun okul saatlerine uysun” diyenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak kadar. Çalışan kadınlar ise maaşlarının neredeyse tamamını kreş veya etüt merkezlerine verdikleri için elde avuçta bir şey kalmamasından şikâyetçi, bir de uzun çalışma saatlerinden.

Biz de Bornova Kadın Dayanışma Derneği olarak ücretsiz kamu kreşleri, çocuk oyun evleri, etüt merkezi taleplerinin öneminden yola çıkarak kolları sıvadık ve ilk olarak kreş talebiyle bir imza kampanyası başlattık. Bu talep çocuklarının bakım yükü yüzünden şiddetle yaşamak zorunda kalan kadınların, karşı koyma gücünü kendinde bulabilmesi için de en önemli talepti.

MESELE SADECE YOKSULLUK DEĞİL, CAN DERDİ DE!

Her iki mahallede başlattığımız imza kampanyası çalışmaları sırasında kadınların talebinin sadece kreş olmadığını gördük, hükümet ve belediyelerden meslek edindirme kursları, spor salonları gibi birçok talepleri vardı. Özellikle yaşlı bakım evlerinin öncelikli sorun olduğunu anlatan kadınlar, eve bağımlılıktan kurtulmak, çalışma yaşamına katılmak için bakım evlerinin açılmasının içinde bulundukları ekonomik zorluklar nedeniyle zorunluluğuna dikkat çekti. Bu talep de yaşama isteğiyle ilgiliydi. Çünkü kadınların büyük çoğunluğu yaşlı bakımı yüzünden ömrünün belki de çeyreğini aile büyüklerine bakım için evde kapalı geçiriyordu. Kimisi için bu psikolojik şiddete de dönüşmüştü.


BİZ BİZE BENZİYORUZ…

Tüm bunları niye anlatıyoruz? Farklı ihtiyaçlardan doğsa da aynı talepte buluşuyoruz birçoğumuz. Eşitsizliği yaratan, bizi ev içine hapseden ya da şiddete mahkûm eden bu sömürü düzeni sorunlarımızı da ortaklaştırıyor. Bu nedenle bugün için ücretsiz kreş talebi küçük çocuğu olsun olmasın, çalışsın çalışmasın tüm kadınların talebi olduğunda ancak gerçek anlamıyla çözüme kavuşabilir. Bir kadın katledildiğinde ya da şiddete uğradığında gösterdiğimiz tepki ve dayanışma kadar güçlü olmak zorunda mücadelemiz de. Üstelik bugün dünden daha güçlüyüz, çünkü bizi bir araya getiren, bütün bunları daha iyi görmemizi sağlayan bir dergimiz bir de derneğimiz var. Ücretsiz kamusal kreşlerin işsizlikle, yoksullukla, şiddetle, sömürüyle, eşitlikle doğrudan bağı olduğunu kurduğumuz birlik sayesinde anlıyoruz, bu bir Çocuk istismarına af tasarısına karşı imza kampanyası başlatan Emek Partisi Ankara İl Örgütü, af diyenlere sesleniyor: ‘Çocuklarımızı değil, bu yasa tasarısını toprağa gömün.’

ÖNÜMÜZÜ AYDINLATAN TARİH
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü yaklaşıyor. Şiddetin bunca can aldığı ve çözümün göstermelik genelgelerle yine aileye ve Diyanet İşlerine bağlandığı, haklarımıza göz dikildiği, çalışma koşullarının katlanılamayacak seviyelere geldiği, işsizlik ve açlıkla sınandığımız bir zaman diliminde mücadele, dün olduğundan daha elzem ve önemli. 8 Martlar da öyle... Çünkü kadınların daha iyi çalışma koşulları ve iyi bir yaşam için “Ekmek de istiyoruz gül de” diyerek sürdürdükleri o tarihsel deneyim önümüzü belki de hiç olmadığı kadar aydınlatıyor.
İlgili haberler
TÜRKİYE’DE KREŞLER VE ANAOKULLARI-1: Çocukların ba...

Kreş bir haktır, devlet açmalı ve yine devlet denetlemelidir. Ancak Türkiye’de kreşin karşılığı çalı...

TÜRKİYE’DE KREŞLER VE ANAOKULLARI-2: ‘Çocuğunuzu k...

Çocukların 3 yaşından önce kreşe gönderilmemesi, ev içinde belli bir psikolojik ve fiziksel olgunluğ...

TÜRKİYE’DE KREŞLER VE ANAOKULLARI-3: Kreş çocuklar...

Çocukların iyi olma haline dair tüm göstergelerin hanenin gelir seviyesiyle doğrudan ilişkili olduğu...

Sağlık Bakanlığı, kurumlara ‘Personelin için kreş...

Sağlık Bakanlığı, sağlık kuruluşlarında kreş açılması ile ilgili İl Sağlık Müdürlüklerine bir yazı g...

Genelge yeterli değil; sağlıkçılar 7/24 açık, ücre...

Sağlık Bakanlığı tüm sağlık kuruluşlarına “kreş açılsın” dedi ama görülüyor ki genelge yayımlamak ye...

BORKAD üyesi kadınlar mahallelerinde kreş için imz...

Bornova Kadın Dayanışma Derneği, iki mahallede kreş açılması için imza kampanyası başlattı. Kapı kap...