Ekmek ve Gül Eylül 2019

İmamoğlu’nun artık vaatlerini yerine getirmesini bekliyoruz

Binbir tartışmayla tamamlanan İstanbul yerel seçiminin ardından kadınlar taleplerinin karşılanması için ısrarcı. Kadınlar, kreş, şiddetle mücadele ve kendilerine daha çok bütçe ayrılmasını istiyorlar.

Kadınların ortak isyanı: Geçinemiyoruz!

Market, pazar uçmuş gidiyor. Elektriğe, suya zam. Doğalgaza ağustosun başında yetmedi, bir de sonunda zam. Zam üstüne zam... Kredi kartına dayandık bakalım, o da nereye kadar?

Mülteci kadınlar: Barış istiyoruz, başka bir şey değil...

İkitelli’de ikamet eden Suriyeli göçmen kadınlara barışı ve savaşı konuştuk. Aslında biz barışı sorduk ama onların aklına gelen ilk şey savaştı. Çünkü savaş barıştan daha çok hayatlarına girmişti...

İnanalım içimizdeki çocuklara...

Evet o derin değersizlik ve çaresizlik duygusu ağır bir yok olma isteği getiriyor. Ama o küçük çocuklar aynı zamanda çok güçlü, bunu kendimden benzeri hikayeleri olan kız kardeşlerimden biliyorum.

YÜZLEŞME: Sessizliği boz!

Yüzleşme, sessizlik perdesiyle örtülen bir yaraya dokunanları anlatıyor. Gerçek bir hikayeden yola çıkan film, bir papazın istismar ettiği çocukların, yıllar sonra adalet arayışını konu ediniyor.

Abisini iş cinayetinde kaybeden Melek: ‘Bu ülkede adalet olmadığını anladım’

‘İnsan başına gelince daha iyi anlıyormuş, yargının ne kadar kötü olduğunu. Petkim koca bir firma olabilir, elleri her yere uzanıyor olabilir ama pes etmeyeceğim. Biz sustukça onlar güçleniyor.’

Yokluğu bin dert D vitamini

Kemik ağrılarından kalp damar hastalıklarına, depresyondan saç dökülmesine pek çok hastalığın D vitamini eksikliğinden kaynaklandığını söylesek? Ve sadece güneşlenerek eksikliği tamamlayamayacağınızı…

‘Dar zamanlar’da modernleşme; Ölmeye Yatmak

A.Ağaoğlu’nun Ölmeye Yatmak kitabındaki genç Cumhuriyetin modern kadını: ‘İffetli olmak’ sınırına mahkum edilen kadın için modernleşme, feodal ataerkiden Batılı ataerkiye geçişten başka bir şey değil.

Onlara düşmanlık mı, onlarla mücadeleyi yükseltmek mi?

Suriyeli mülteciler bizim sınıf kardeşlerimizdir. Onları hor görmek, aşağılamak, onlarla ayrışmak yerine dil, din, ırk gözetmeksizin tüm kardeşlerimizle mücadeleyi yükseltmemiz gerekmektedir.

İşçilerin işçi yazarı: Lisel Bruggmann

1927’de Sovyetler Birliğine giden ilk İsviçre işçileri delegasyonu üyesi oldu. Bugünkü İsviçre emeklilik sisteminin (AHV/AVS) kurulması için mücadele etti.