Adana’da ‘Kadınlar için Adalet’ paneli: Davalarda sıkı takip sonuç getiriyor
Adana Barosu tarafından düzenlenen “Kadınlar için Adalet” başlıklı panelde kadına şiddet ve karşısında verilen mücadelenin adaleti sağlamadaki önemine dikkat çekildi.

Adana Barosu “Kadınlar için Adalet” başlıklı panel düzenledi. Panele Adana Kadın Platformu adına Avukat Sevil Aracı, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Kurucusu Avukat Canan Arın, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İstanbul Temsilcisi Fidan Ataselim ve TCK 103 Kadın Platformundan Avukat Selin Nakıpoğlu konuşmacı olarak katıldı.

‘KADINLAR KAMUSAL ALANDAN ÇEKİLMEK İSTENİYOR, ÇARE DİRENMEK’
Canan Arın, kadın cinayetlerinin politik olduğuna dikkat çekerek kadınların haklarına yönelik saldırıları anlattı. Hükümetin yaklaşımıyla kadınlara adil davranılmasının mümkün olmadığını ifade eden Arın, hükümetin uyguladığı politikalarla kadınları ev işleri, hasta bakımı gibi işler için evde tutmak amacıyla kadının birey olarak kamusal yaşamdan çekilmesini sağlamak istediğini belirterek “Amaçları haklarımızı ellerimizden almak. Çare direnmeye devam etmektir” dedi.

Çocuk istismarına af öngörenlerin uluslararası toplantılarda “Biz çocuk evliliğine karşıyız” dediklerini ifade eden Arın, erken yaşta evlilikte ısrarın kadınların itaat etmelerini kolaylaştırmak olarak değerlendirdi.

‘KADINLAR HAYATLARINA DAİR KARARLAR VERMEYE BAŞLADI’
Fidan Ataselim, kadın cinayetlerindeki ortak yönlerden birinin öldürülen kadınların kendi hayatlarına dair verdikleri kararlar olduğunu ifade etti. Kadınların ayrılmak istediği için, kendisine biçilen rolleri kabul etmek istemedikleri için öldürüldüğünü dile getiren Ataselim, “Umut vadeden yönü kadınlar toplumsal cinsiyet rollerini yıkmaya çalışıyor” dedi.

‘KADIN CİNAYETLERİNDE SIKI TAKİP SONUÇ GETİRİYOR’
Sevil Aracı da iktidar politikalarının kadına dönük şiddeti arttırıcı etkisine dikkat çekerek kadın dayanışması ve kadınları takibi ile katillerin ceza aldığını örneklerle anlattı.

Şule Çet dosyasının intihar olarak kayıtlara geçirilmek istenirken Çet’in arkadaşlarının çabasının kadın dayanışması ile büyümesi ile sanıkların ceza aldığını ifade eden Aracı, Şule Çet’in ölümünün ‘Plazaya iki erkekle girdi’ diye duyulduğunu hatırlattı. Aracı, “Çet’in arkadaşları ODTÜ’de kadın çalışmaları topluluğuna ulaştılar. Bir mektup yazdılar. Bu mektup Ekmek ve Gül’de yayınlandı. Sonra kadın mücadelesi ağı örüldü. Bu sıkı takip sonucunda müebbet hapis kararları olduğunu gördük. Ulaşılmadığı için istatistiklere intihar diye geçen buna benzer çok sayıda dosya var” dedi.

‘SIĞINMA EVİ ZORUNLU TUTULAMAZ’
“Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un Uygulanması Genelgesi”nden bahseden Aracı, kadın cinayetlerinin basına yansımasının önüne geçilmeye çalışıldığını ve kadın istemese de sığınma evine gitme zorunluluğu bulunduğuna dikkat çekti. Kadınların basında seslerini çıkarmasından rahatsız olunduğunu ifade eden Aracı, kadınların çoğunun çocukları yanında olmayacağı için sığınma evine gitmediğini belirterek “Yine kadını baskılayan bir yasa. İstanbul Sözleşmesine aykırı. Şiddete sebep olan kişinin uzaklaştırılması, hapsedilmesi gerekir” dedi.

‘16 BARO ÇOCUK EVLİLİKLERİNE TAMAM MI DİYOR?’
Selin Nakıpoğlu, erken evliliklerle ilgili “Bizim kültürümüzde var” dendiğini belirterek bu konuda 63 Baronun açıklama yaptığını belirterek “Neden 16 baro yapmadı? Siz çocukların zorla ve erken evlendirilmesine ve evlendirilince cezasızlık getirilmesine tamam mı diyorsunuz? Siz de mi kültürümüzde var diyorsunuz?” diye tepki gösterdi.

İlgili haberler
Bakanlığın kadına şiddete çözümü yok, basın yasağı...

Adalet Bakanlığı kadına şiddet davaları ve koruma kanununun uygulanmasına ilişkin eksiklikler üzerin...

7 yıldır uygulanmayan karar Emniyet’in aklına yeni...

Kadına şiddetteki artış ve uygulanmayan yasalara gelen tepkiler üzerine bir açıklama da Emniyet’ten...

AKP’nin ‘Benden umudu kesmeyin’ genelgesi

Genelgeyle ilgili tartışılması gereken iki ana eksen var; birincisi içeriği, diğeri ise nasıl bir ar...