Afgan bir aile: ‘Devletler her yerde zenginleri düşünüyor’
26 yıllık bir göç hikayesi Afganistanlı Rahele’nin hikayesi. Bu hikayede deneyimlerinden çıkardığı sonuç ise şu: ‘Devletlerin politikaları ve yasaları hep zenginler için.’

Türkiye’de çalışan bir kuaför Afganistanlı Rahele. Can güvenliği olmadığı için önce İran’a göçmüşler. Çeyrek asır yaşadıktan sonra Türkiye’ye gelmişler. Tam 26 yıllık göçmen hayatından elde ettikleri deneyim ise şu: Devletler hep zenginler için varlar.

Rahele ile evinde buluşuyoruz. Göçle özdeşleşmiş hikayesini dinliyoruz: “İran’da bir mağazada çalışıyordum. Eşimde işçiydi. Ekonomik şartlar gitgide kötüleşiyordu. Çocuklar olduktan sonra, onlara iyi bir gelecek istedim. İran’ın ekonomik durumu bunu veremezdi. Çocuklarımı pasaportları olmadığı için kaçak yollarla gönderdik. Biz de legal yoldan sınırdan geçtik. Çok zor günler geçirdik. Buradan Avrupa’ya gitmeyi planladık. Bodrum tarafında birileriyle anlaştık. Tüm paramızı aldılar ve umutsuzluğun dibini gördük!”

PANDEMİDE İLKİN GÖÇMENLERİ ÇIKARDILAR
Sözü Rahele’nin eşi alıyor: “Ben 45 yaşımdayım. Sağlığım yerinde ama iş bulamıyordum. Yaşımdan dolayı iş vermiyorlardı. Elde avuçta para yok, çok az maaşla iki oğlum çalışıyordu. Pandemiden önce şampuan yapan bir fabrikada işe başladım. Asgari ücretten azdı ama iyi geliyordu. Pandemi başlar başlamaz ilk göçmenleri çıkardılar. Yine başa döndük yani.”

Rahele’nin küçük oğluna sözü veriyoruz: “Ben 16 yaşımdayım. Okula gitmiyorum çünkü çalışmak zorundayım. Farklı tekstil atölyelerinde çalıştım, günde 11 saat merdiven altında. Hep asgari ücretten çok aza ücret aldım. Bu işi hiç sevmiyorum ama yapmak zorundayım. Ağabeyim 23 yaşında, onunla aynı yerlerde çalışıyoruz. Paramızı vermedikleri çok oldu ama nereye gidip söyleyeceğiz? Emeğinin çalınması çok ağır geliyor insana. Pandemi sürecinde yaşımdan dolayı ilk beni çıkardılar. Sonrada ağabeyimi. Şimdi yeni bir yere girdik. Yine tekstil ama asgari ücret vereceklermiş…”

Sözü yeniden Rahele alıyor: “Kuaförüm, burada ilk geldiğimde bir iş buldum: Sabah 8 akşam 9! Sadece 1200 lira alıyordum. Artık dayanamadım ve çıktım. Çalışmak istiyorum ama iş koşulları çok ağır. Pandemi süreci çok ağır geçti. Çok az biriktirmiştik, onu harcadık. İki aydır kira,fatura ödeyemiyoruz. Belediyeden bir koli yardım aldık, yine o iyi geldi.

UMUTLAR ATIK ÇOCUKLAR İÇİN
Rahale’ye Dünya Mülteciler gününü soruyorum. Umudu ve geleceği şu sözlerle dile getiriyor: “Ben 26 senedir göçmenim. Afganistan’a dönemeyiz. Kim istemez ki kendi ülkesinde rahat yaşamak? Burada komşular selamımı almıyor. Onlara ‘Size ne yaptık’ diye sormak geliyor içimden. Çocuklarım için geldim ama burada da çocukların geleceği yok. Onları kurtarmak istiyorum. Okusunlar, yüzleri gülsün, rahatça yaşasınlar istiyorum. Yeni yasaya göre bir seneden fazla kirada kalana oturma izni verilmiyor. Ev almak durumundayız. Nasıl alalım! Devletlerin politikaları ve yasaları zaten hep zenginler için. Ben umutlarımı kendim için tüketim, çocuklarım için elimden gelen her şeyi yapacağım.”

İlgili haberler
4 ülkede mültecilik: Kendimi hiçbir yere ait hisse...

Mahnaz İranlı bir Kürt. 5 yaşında ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Irak, Türkiye, Danimarka, İngil...

Göçmen kadın emekçilerin değişmeyeni: İstismar, şi...

‘İnsanların insanca çalışması bir lüks değil, insan olmanın getirdiği bir zorunluluktur’ diye her ye...

Şiddete karşı yaşama sarılan göçmen bir kadın: GÜL

Evlilik nedeniyle gittiği İngiltere’de göçmen olmanın yanında şiddeti yaşamış bir kadın Gül. Şiddet...