Avukat Aycan İrmez: Kadın cinayetleri etkin soruşturulmuyor
Şırnak Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Aycan İrmez’le 25 Kasım’a giderken kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetleri konuştuk.

Şırnak Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Aycan İrmez, Şırnak’ta artan kadın cinayetlerini işaret ederek, yasaların uygulanmaması ve iktidarın söylemleri nedeniyle kadın cinayetlerinin arttığına vurgu yaptı.

Avukat Aycan İrmez, son dönemde kadın cinayetlerinin artmasının ana nedeninin ataerkil düzen ve siyasi söylemler olduğunu ifade etti. İrmez, “Ne yazık ki halihazırda hükümet özellikle kadın ve çocuklara yönelik çok da iyi şeyler yapmadı. Kadın ve çocukları bir özne olarak değil de birer nesne olarak gördükleri bir dönemdeyiz. En basit örneği İstanbul Sözleşmesi’ni iptal ettiler. İstanbul Sözleşmesi kadınlar için büyük bir kazanımdır. Maalesef iptal edilmesiyle beraber şiddet artarak devam etti” dedi. Şiddetin artmasında birçok durumun etkili olduğunu söyleyen İrmez, cezasızlığın, erkek egemenliğinin, ekonomik krizin şiddeti artıran etkenler olduğuna dikkat çekti. Kadına yönelik şiddeti bir insan hakları ihlali olarak gördüklerini belirten İrmez, “Ne yazık ki kadın cinayetlerinin şu anki iktidar için çok da önemli yok” diye konuştu.

‘SON İKİ YILDA 16 KADIN EN YAKINLARI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ’

Şırnak’ta son iki yılda 16 kadının öldürüldüğünü ve bunlardan sadece dördünün failinin yargılandığını belirten İrmez etkin bir soruşturma yapılmadan dosyaların kapatıldığını ifade etti. İrmez, “Hukuk kurallarıyla yürümeyen bir düzen var ve bu sistem tarafından dayatılıyor. En basit örneği bu 16 kadını öldürenin faili belli. Onları öldürenler en yakınları. Ama ne yazık ki Şırnak’ta çok da etkili bir adlı soruşturma yürütülmüyor. Firdevs Babat dosyası bir örnek. Bu dosyada fail iktidara yakın bir aileye mensup ve eğer sosyal medya tepkileri olmasaydı dosya kapatılacaktı. Tamamen sosyal medyanın baskısıyla birçok dosya kapanmıyor. Sosyal medya olmasaydı birçok kadının faili elini kolunu sallayarak dışarıda gezmeye devam edecekti” dedi.

‘KADIN SADECE AİLE İÇİNDE VAR’

Söz konusu kadın cinayetleri olduğunda yasaların etkin olarak devreye girmediğini belirten İrmez şöyle devam etti: “Yasalarda kadın adı yok. Ne yazık ki mahkemelerde de bunu görüyoruz, kadınların yaşamı sorgulanıyor. Failin neden kadını öldürdüğü sorgulanmıyor, ancak kadının yaşamı kadının giyim tarzı sorgulanıyor ve ne yazık bu bizzat iktidar ağzı ile yapılıyor.” Kadının sadece aile içinde çocuk doğurmakla yükümlü bir figür olarak görüldüğünü ifade eden İrmez, kadın cinayetlerinin ve şiddetinin önlemesi için ilk önce yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini vurguladı. İrmez, “İstanbul Sözleşmesi kadınlar için büyük bir kazanımdı. Kadının korunması için önemliydi ve devletin sorumluluklar yüklüyordu. 6284 Sayılı Yasa da tam anlamıyla uygulanmıyor. Cinayetlerin önlenebilmesi için haksız tahrik, pişmanlık gibi söylemlerle yasa maddelerini kadın cinayetlerine uygulamayabilir. Şiddet faili bir kadını öldürdüğünde ‘iki yıl yatar çıkarım’ diyor, biliyor ki haksız tahrik, pişmanlık maddeleriyle mahkemede ceza almayacağını. Takdiri yetki sınırlandırılması gerekiyor yasada, çerçeve net olarak çizilmeli ve İstanbul Sözleşmesi geri getirilmelidir” diye konuştu.

‘SIĞINMAEVLERİNDE GÜVENLİK ZAFİYETİ VAR’

Birçok kadının koruma ve uzaklaştırma kararı altında öldürüldüğünü hatırlatan İrmez, bu koruma yükümlülüklerinin tam olarak uygulanmadığını ve denetim mekanizmasının artırılması gerektiğini ifade etti. Şırnak’ta sığınmaevlerinin de yeterli olmadığını belirten İrmez “Burada sığınmaevlerinde güvenlik zafiyeti söz konusu. Şırnak’ta sığınmaevine giden bir kadın bu şehirde kalmamalı başka yere sevk edilmelidir. Herkes birbirini tanıyor, bir aracı bulup kadına ulaşabilir eve dönmesi için ikna edip tekrardan şiddete uğraması olasılığı yüksek” şeklinde konuştu.

‘GÜVENLİK BİR ZIRH OLARAK KULLANILIYOR’

Bölge illerinde güvenlik görevlilerin kadınlara uyguladığı şiddet ve istismarın da arttığını belirten İrmez bunun güvenlik politikalarının sonucu olduğunu ifade etti. İrmez “Batıda ve doğuda yasaların ayrı uygulandığı gördük. Kürt sorunu çözülmedikçe güvenlik politikaları da artacak, bu toplumun tüm kesimini etkileyecek. Gelen kolluk güçleri güvenlik adı altında ceza almayacağını biliyor. Bu politika bir zırh olarak görünüyor” dedi.

‘BAŞÖRTÜSÜ İLE KADINLAR YİNE AİLE İÇİNE SIKIŞTIRILIYOR’

Başörtüsü için anayasa değişiklik tartışmasına ilişkin İrmez, “Anayasa’da kadının giyimini düzenleyen kısıtlayan herhangi bir madde yok. Bunu yasalarla bir çerçeve içerisine sıkıştırmak bir hak ihlalidir. Yapılan tartışmalara bakınca bunun kadını yine aile kavramı içine sıkıştırmaya çalışılıyor” dedi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Elazığ ve Şırnak’ta üst üste kadın cinayeti: Adale...

HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir ve Yenigün Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Avukat Çağla Yolaşan’l...

Şırnak Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi Kurul...

Şırnak Barosu, Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi Kurulu’nu kurdu. Avukat Esra Ayhan, hiçbir kadın ve ço...

Şırnak'ta 13 yaşındaki çocuğu istismara maruz bıra...

Şırnak'ta 13 yaşındaki bir kız çocuğunu istismara maruz bırakan ve çevredekilerin tepkisi üzerine gö...