Birlik olduk, kız kardeşlik bağımızın köprüsünü kurduk
‘Oyunlarda sesimizi birbirimize duyurduk. Vazgeçmeden birlikte yürüyeceğimize söz verdik. Çocuklarımız için omuz omuza mücadeleye devam dedik.’

Drama eğitmenleri olarak bir gülüş başlangıcı oyunlarını öğretmek için, bir seher vakti yola koyulduk. Yol boyunca yasımızın, kederimizin içinde heyecan tohumları filizlendi. Çünkü bizi bekleyen çocuklar ve kadınlar vardı. Gözlerdeki hüznü, yüreklerdeki acıyı zerre de olsa paylaşabilmekti derdimiz. El ele verip omuz omuza dayanışmaktı gayemiz.

Çamurlu yollardan nasibini almış çocuklar, ışıldayan bakışlarıyla etrafımızı sardı. Ve kadınlar kendi imkanlarıyla hiçbir yardım eli dokunmadan, bulup buluşturup kurdukları çadır bile denmeyecek barınaklardan çıkıp yanımıza yaklaştılar. Gördüklerimiz karşısında konuşmaya mecalimiz yoktu. Söylenecek teselli sözleri, utanıp saklandı yüreğimizde. Boş bir alana geçtik. Çadırlardan uzağa. Dokunsak dağılacaktı yerleri. Malum ya derme çatma. Umut dolu, heyecan dolu, merak dolu çocuklar. Öğretmene, kaleme, deftere, oyunlara hasret kalmıştı. El ele verip drama çemberinde buluştuk. Yüzlerceydik. Birlikte ne de güzeldik. Çocuklarla oyunlar oynayıp hem eğlendik hem öğrendik. Gülüşlerimizle yeri göğü inlettik. Kadınlarla hem eğlendik hem ağladık.

ÇOCUKLAR UMUDU RESMETTİ

Gaziantep Akdere’deydik. Biz annelerin çocuklarına su bulamadığı bir yerdeydik. Biz, bir boya kalemini üç parçaya bölüp enkazın altından zorla çıkartılan kilimlerin üzerinde resim yapma sevinciyle dolup taşan çocuklarla, kadınlarla birlikteydik. Bir an düşündüm sahi ne istemişti ki bu çocuklar? Güvenli bir evden, yemekten, koştukları okuldan, sağlıklı olmaktan, oyunlardan, ağaçlardan, çiçeklerden, kelebeklerden başka… Sahi devlet neredeydi? Bir çadırın bile çok görüldüğü hiçbir yaşam hakkına kavuşamayan bu insanların hakları neredeydi? Ne ara yitirilmişti insana olan saygı?

Kadınların derdi çocuklarını doyurmaktı. Bir anne çocuklarını doyuramıyor, ısıtıp barındıramıyor, saçlarını yıkayıp tarayamıyor, okula gönderemiyordu. Felaketin üzerinden ay geçmişti. Sahipsizlik, çaresizlik, enkaz bulutlarının tozu derme çatma çadırlara sinmişti.

Drama çemberi kurduk. El ele birlik olduk. Kız kardeşlik bağımızın köprüsünü kurduk. Oyunlarda sesimizi birbirimize duyurduk. Vazgeçmeden birlikte yürüyeceğimize söz verdik. Çocuklarımız için omuz omuza mücadeleye devam dedik. Biz yola çıktık. Sesimizi, gülüşlerimizi, gözyaşlarımızı, dayanışmamızı yanlarında bıraktık. Giderken gökyüzünden Gaziantep’e baktım. Akdere neredeydi? Ah canım çocukların yıldızları kıskandıran bakışları karanlığı aydınlattı. Rehberim oldular. Ruhumu yüreğimi sarmaladılar. Güle güle öğretmenim diye el salladılar. Ertesi güne fırtına uyarısı yapılmış. Hadi çocuklar, hadi kadınlar hep birlikte tutacağız o derme çatma çadırları. Öyle bir tutunacağız ki bizi gören fırtına yönünü değiştirecek.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Drama etkinliğimiz kadınların ve çocukların sesine...

Kız kardeşlik köprüsü çağrımıza karşılık veren Ankara’dan bir drama eğitmeni Antep’te bir araya geld...

Balıkesirli kadınlar El Emeği Pazarında el emeği ü...

Balıkesir Kadın Platformu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında kadın emekçileri...

Malatya’da Kadın Dayanışma Merkezi açıldı: ‘Çok fa...

Ekmek ve Gül’ün çağrısıyla Malatya'da Kadın Dayanışma Merkezi kuruldu. Dersim Yenigün Kadın Dayanışm...