Depremin birinci yılında halk sağlığı tehditleri sürüyor
Deprem illerinden Malatya’da halk sağlığına yönelik tehditler sürüyor. Yıkım süreçlerinde asbest gibi zararlı maddelere karşı önlemler alınmıyor, kadın ve üreme sağlığı ikinci plana atılıyor.

Deprem sürecinde en az bahsedilen ancak en çok hasar gören şehirlerden biri olan Malatya’da sağlık emekçisiyim. Ağır hasarlı olan diğer iller gibi Malatya’da da çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Hâlâ yıkımlar sürüyor, barınma sorunu ciddi bir şekilde devam ediyor. Konteyner kentlerde vatandaşlar birçok sorunla karşı karşıya. İfade edilen toplam yıkık, acil yıkılacak ağır hasarlı, orta hasarlı bina sayısı 45 bin 668. Evet TOKİ’ler yapılıyor ancak dış cephe işlemleri tamamlanan ve iç tefrişatlarına başlanan afet konutlarından 5 bininin 2024 yılı ocak ayında depremzedelere teslim edilmesi hedefleniyor. İnsanlar konteynerlerde veya il dışında, yakınlarının yanında yaşıyor. Soğuklar, yağmur, kar derken birçok hastalık kapıda. Keza konteynerlerin fiziki koşulları da kışı geçirmeye ne kadar yeterli, tartışılır.

DEPREM BÖLGESİNDE HAVA KİRLİLİĞİ TEHDİDİ
Türkiye'de, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) standartlarına göre havası temiz kent yok. Havası en kirli beşinci kent ise Malatya. Depremden etkilenen kentlerde hava kirliliği ulusal limitlerin 2 buçuk katına, WHO kılavuz değerlerinin ise 7 buçuk katına çıktı. Bu ne anlama geliyor? Dışarı çıkabilirsiniz ama risk altındasınız. Kronik hastalıkları olanlar daha da risk altında.
ASBESTE KARŞI ÖNLEM ALINMALI

Malatya genelinde yapılmakta olan “yerinde ayrıştırma ile bina yıkımı ve enkaz kaldırılması” faaliyeti, halk sağlığını tehlikeye sokacak şekilde devam ediyor. Bu faaliyet, yayılan toksik (silikon, asbest, küf gibi pek çok hastalandırıcı etkenleri içermesi muhtemel) tozların taşınmasına ve halkın bu tozu solumasına sebep oluyor. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre asbestli binanın önce izole edilmesi ve ona göre sökülmesi gerekiyor. Söküm yapacak ekibin de bu konuda çok deneyimli ve eğitim almış olması gerekiyor. Burada çalışanların hiçbirinde kişisel hiçbir korucuyu ekipman yok. Bu binalarda tek kullanımlık tulumlar giyilmeli. Yıkım yapılacak olan bölgeye, asbestli olduğuna dair uyarı levhası konulmalı. Asbestli binaların durumuna göre çalışanların mesaisini de ayarlamak gerekli. Örneğin yoğunluğa göre yıkımda görev alanların da sağlığını düşünerek mesai 2 saate kadar düşürülmeli. Bu kişilerin 2 yıldan kısa olmak kaydıyla sağlık tetkikleri takip edilmeli.

Yaşadığımız durumun etkileri uzun bir dönem sonra ortaya çıkacak. Örneğin asbestin etkileri 10 ile 50 yıl arası ortaya çıkıyor. Elbette halkın maruz kaldığı sadece asbest değil. Yıkımlarda ortaya çıkan kumda, betonda, her türlü inşaat malzemesinde olabilen çeşitli parçacıklara maruz kalmak, halk sağlığı açısından ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Bu parçacıklarından en sık karşılaşılan silika 10-15 yıl içinde; akciğerlerde sertleşme, nefes darlığı, solunum yetmezliği oluşturabiliyor. Bu durum 20 yaşındaki bir insan için çok endişe verici bir şey.

KADIN SAĞLIĞI ARKA PLANA ATILIYOR

Malatya’da aktif kadın sağlığı birimi bulunmuyor. Toplu kullanılan tuvalet ve banyolar, kadınlar için hijyenik değil. Bu durumda kadınlar sürekli bir enfeksiyonla karşı karşıya kalıyor. Kronik hastalığı olan pek çok kadın ulaşım sorunları ve bakım yükü nedeniyle sağlık taramalarını ve takiplerini ötelemiş durumda. Aile planlaması ile ilgili aile sağlığı merkezlerinde bir çalışma bulunmuyor. Rahim içi araç (RİA) kullanılması gereken muayeneler için kadınlar üniversite hastanesine yönlendiriliyor ve aile sağlığı merkezlerinde doğum kontrol ilaçları bulunmuyor.

Malatya ciddi halk sağlığı sorunlarıyla karşı karşıya. Malatya başta olmak üzere deprem bölgesi, gündemden düştü. Ancak biz en çok hasar gören illerden biriyiz ve sorunlarımız sürekli şekil değiştiriyor. Depremi ve etkilerini tekrardan yüksek sesle gündeme sokmalıyız. Depremi unutmayalım, unutturmayalım.

‘PSİKOLOJİK DESTEK ŞART’
Malatya’da içme suyu, özellikle yıkımların devam ettiği bölgelerde kirleniyor. Çeşmelerden akan suyun topraklı. Bu durumda bir çok enfeksiyonu yanında getiriyor. Bunların yanında şehir içi ulaşım özellikle engelli yurttaşlar açısından çok sıkıntılı. Malatya’nın şehir merkezi başta olmak üzere birçok mahallesi yıkıldı. Deprem ve sonrasındaki koşullar insanları psikolojik olarak çok etkilendi. Vatandaşlar çok ciddi travma yaşadı ve psikolojik destek şart.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Kadınların sorunu çok, soranı yok

‘Kadınlar konteyner kentlerde kurduğu dayanışma ağlarıyla örgütlülüklerini kuruyor, pek çok sorunun...

Depremin birinci yılında konteynerlarda yaşam

Konteyner kentlerde yaşam mücadelesi veren kadınlar ne gibi zorluklarla karşı karşıya kalıyor, gelin...

Deprem ve ranta karşı kentte eşitlik için mücadele...

Yaşanabilir kentler, kentte yaşayanların ihtiyaçlarını temel alan yerel yönetimler ile mümkün olacak...