
Diyanet İşleri Başkanlığının bugün yayınladığı hutbenin başlığı 'aile' olarak seçildi. Bu hafta gündeme gelen Manifest grubuna ilişkin "Çıplaklık, teşhircilik hayatın bir parçasıymış gibi lanse edilmemelidir" denen, eşcinsel evlilikleri "fıtrata aykırı sapkınlık" olarak nitelendiren, ailenin "dış mihrakların" hedefi olduğunu iddia eden hutbede yine toplumun pek çok kesimi hedef alındı.
Yine "güçlü aile" vurgusunun yapıldığı hutbede "Aile, insanlık tarihinin en kadim ve en sağlam kurumudur. İnancın, kimliğin ve kişiliğin şekillendiği, millî ve manevi değerlerin gelecek nesillere aktarıldığı eşsiz bir mekteptir" dendi.
Aileyi hedef alan bazı 'mihraklar' olduğunun iddia edildiği hutbede, "Kadın ve erkeğin aile içindeki rolleri zayıflatılmak istenmektedir. İslam’ın haram kıldığı, fıtrata aykırı sapkınlıklar medeni birliktelik adıyla masum; nikâhsız beraberlikler normal; evlilik ise bir yük ve külfet olarak sunulmaktadır. (...) Neslin ve milletin devamı için zaruridir. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde evliliğe şöyle teşvik etmektedir: “Evlenmek, gözü haramdan çevirmek ve iffeti korumak için en iyi yoldur" ifadeleri kullanıldı.
'Aileyi korumak sorumluluktur'
"Çıplaklık, teşhircilik hayatın bir parçasıymış gibi lanse edilmemelidir" denen hutbede, "Bugün, aile yapısı, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar küresel lobiler, çıkar çevreleri ve emperyalist güçlerin kuşatması altındadır. Bu şer odakları; aile bağlarını zayıflatmayı, nesilleri şahsiyetsiz ve kimliksiz bırakmayı, öz değerlerinden ayırmayı bir hedef haline getirmiştir. Hal böyleyken, aile kurmak, aileyi korumak ve güçlendirmek yalnızca bireysel bir sorumluluk değil, iman, vicdan ve izan sahibi her insanın; dini, ahlaki ve insani sorumluluğudur"
Grev hakkı, medeni haklar, tatil...
Geçtiğimiz günlerde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, hutbelerin "milletin ihtiyacına göre" hazırlandığını iddia etmişti. Son zamanlarda çokça tartışılan hutbeler konusunda Diyanet'in sicili kabarık:
Kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi sırasında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından "iş yavaşlatmanın günah olduğu" iddia edildi. 27 Haziran 2025 tarihli cuma hutbesinde, kamu hakkı konusu işlendi, kamuda çalışan binlerce işçinin insanca yaşama talebi 'kamu malına el uzatmak' olarak yorumlandı, "kamuya ait işleri yavaşlatmanın" günah olduğu iddia edildi.
1 Ağustos 2025 tarihli Cuma hutbesinde ise kıyafet tarzı hedefe kondu. “Günümüzde giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevreleri, ‘özgürlük’ ve ‘çağdaşlık’ adı altında çıplaklığı özendirmekte, örtünmeyi değersizleştirmektedir” ifadeleri yer aldı, estetik operasyonların 'şeytanın oyununa gelmek' olduğu ve dövmenin de haram kabul edildiği kaydedildi.
8 Ağustos'ta verilen hutbede ise yurttaşlara 'otele değil, köyünüze gidin' dendi, “Lüks ve israfın zirve yaptığı, helal ve haram hassasiyetinden uzak, nefsani arzu ve isteklerin sınır tanımadığı bir tatil anlayışının dinimizde yeri yoktur” ifadelerine yer verildi. Hemen ardından ise Erbaş'ın kızı Feyza Erbaş; babasının BMW marka lüks aracının anahtarlığının fotoğrafını paylaştı, üç çocuğunun havaalanında çekilen fotoğrafını paylaşarak çocuklarından birinin 13, diğerinin 2 kez yurtdışına tatile gittiğini söyledi.
15 Ağustos'ta verilen hutbede de kadınların miras hakkı hedefe kondu. Hutbede "Kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır" ifadeleri kullanıldı.
Fotoğraf: Evrensel
İlgili haberler
Diyanet neden kadınların miras hakkına saldırıyor?...
Parçalı görünen bütün taleplerimiz aynı yerde birleşiyor: Kadınların eşit ve özgür bir yaşam mücadel...
Balıkesir Kadın Platformu'ndan Diyanet hakkında su...
Balıkesir Kadın Platformu Diyanet'in camilerde okuttuğu cuma hutbelerine karşı basın açıklaması yapa...
Kadınlar Diyanet hakkında suç duyurusunda bulundu:...
Türkiye'nin dört bir yanında Diyarbakır'dan İstanbul'a; Eskişehir'den Mersin'e kadınlar Diyanet'in k...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.