Filiz Yıldırım saatlerce şiddete maruz kaldığı olayda sanık olarak yargılanıyor
Filiz Yıldırım'ı saatlerce darbeden İ.K. iki buçuk yıldır yargı eliyle yargıdan kaçırılıyor; Ankara Tabip Odası Kadın Komisyonu 'Meslektaşımızın yanındayız' diyerek tüm kadınları dayanışmaya çağırıyor

Dr. Filiz Yıldırım eşi İ.K. tarafından gördüğü uzun psikolojik baskıların ardından fiziksel şiddete de uğrayarak çocuklarının yanında saatlerde darbedildi. Süreci yargıya taşıyan, boşanma ve ceza davası açan Yıldırım’ın, uzun süren yargılamaların sonuçlanmamasıyla mağduriyeti giderek artıyor. 3 yıldır verdiği hukuk mücadelesinin yanında ailesiyle birlikte tehdit ve hakaretlere de uğrayan Yıldırım, bir yandan da darbedildiği sırada kendini savunmaya çalıştığı için sanık olarak yargılanıyor.

Filiz Yıldırım ile görüştüğümüzde ve haber yapamaya karar verdiğimizde bu zamana kadar ailesini ve çocuklarını öncelediğini ifade ederek sessiz kaldığını söyledi. Ancak yaşadığı onca travmatik olayların ardından kendisi güçlenerek çıksa da başka kadınların yaşamasını istemediğini ifade etti ve kadınların ayakta kalabilmeleri için iş, meslek ya da eğitim fark etmeksizin dayanışmanın önemine dikkat çekti.


SAATLER SÜREN SİSTEMATİK ŞİDDET VE TEHDİT

Filiz Yıldırım yargı sürecini ve boşanma kararını saatlerce karşı karşıya kaldığı şiddetin ardından aldığını ifade ederek yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “28 Nisan 2018 tarihinde eşim ve iki çocuğumuz ile birlikte annesine kahvaltıya gittik. Çocuklarım 4 buçuk ve 2 yaşındaydı. Annesine gelen ve apartman görevlisi olan kadınla uzun süre muhabbet etmem bahanesiyle eşim beni tehdit etti. Kadın evden ayrıldığı sırada bana bağırmaya başladı. Şiddetli bağırması üzerine evden çıkmak istedim ve öfkesi yatışsın diye çocukları tiyatro etkinliğine götürmeye ikna ettim. O öfkeli hali ile eve gitmek istemedim çünkü bana bir şey yapacağından korktum. Eve gittiğimiz zaman da yemeği hazırladım, kızımı uyuttum ve oğlumla oynadım. O sırada eşim uyudu. Sonra oğlum oynarken babasını da oyuna dahil etmek istedi ve seslendi. Çocuk seslenince iterek düşürdü. Ben de, ‘Bir cumartesi pazarımız var bunu bize zehir etmeye hakkın yok’ dedim ve ardından beni darbetmeye başladı. Gürültüye kızım uyandı, yanına koşarak kucağıma alıp camı açtım ve ‘imdat’ diye bağırdım. ‘Camı kapatmazsan seni de çocukları da atarım’ dedi ve ben camı kapattım. Beni darbetmeye devam etti, ne kadar süre geçti hatırlamıyorum. Beni öldüreceğini söyleyerek hakaret ve küfürler etti. O sırada yardım istedim ama kimse duymadı. Eşim bıçak getirerek yattığım yere, parkeye sapladı. Ardından beni boğmaya başladı o sırada kolunu ısırmaya çalıştım, kolunun fotoğrafını çekerek ‘Bunlar mahkemede delil olacak’ dedi. Sonra telefonumdan ailemi aramış ‘Boşanıyoruz, gelin’ diye. Ben kendime geldiğimde ilk çocuklarımın nasıl olduğunu kontrol ettim. Sonra yine bana şiddet uygulamaya başladı, ‘Sen yaşıyor musun hala’ diyerek. Ailem geldiğinde çok bitkindim İ.K. da hekim olduğu için yardım etmesini istediler, ‘İnanmayın numara yapıyor birazdan kalkar’ diye cevap verdi.”

‘UYANIP KENDİME GELDİĞİMDE HER ŞEY BİTECEKMİŞ GİBİ GELDİ’

Küçük çocuklarıyla birlikte saatlerce yaşadığı şiddetin ardından ailesinin geldiğini, kendisini hastaneye götürdüklerini ve toparlanma sürecini anlatan Yıldırım, “İ.K. evden giderken çocuğun okul parasını, benim telefonumu, kendi telefonunu, yüklüce parayı alıp arabayla çıkmış. Ambulansta gözümü açtığımda çok korkuyordum ‘Beni bırakmayın’ dediğimi hatırlıyorum. Belimde kırık oluşmuş, karaciğer enzimlerim darba bağlı yükselmiş, vücudum mor, kulak zarı kanamam varmış. Uyanıp kendime geldiğimde ‘Hadi doktor hanım kalk tiyatro bitti’ diyeceklermiş gibi geldi. Sonra polise gittik ifademi verdim ve eve gittik. Günlerce yattım ve o süreçten sonra boşanma ve ceza davası açıldı” diye konuştu.  

UZAKLAŞTIRMA KARARINA RAĞMEN ÇOCUKLARI BABALARINA TESLİM ETMESİ GEREKTİ

İlk üç ay boyunca hem çocukları hem de kendi için İ.K.’ye uzaklaştırma kararı verildiğini ifade eden Yıldırım, “Bundan sonraki süreçte de eşim sıkıntı yaşatmaya devam etti. Uzaklaştırma kararına ve defalarca dilekçe yazmama rağmen ilk duruşmada çocuklarımı babalarına teslim etmem gerektiğini öğrendim. Oturduğum sitenin kapısından çocukları alıyordu, ben de yanımda bir arkadaşımla çocukları veriyordum. İlk seferinde avukatlarıyla geldi, çocuklar gitmek istemedi ağladı, bir şekilde ikna ettim ve gönderdim. İkinci almaya geldiğinde ise tanımadığımız insanlarla geldi ve ellerinde kameralar vardı. O sırada oğlum gitmek istemedi ve kaçtı. Onlardan kamerayı indirmeleri için rica ettim. Dinlemediler, kamera çekimlerini yapıp çocukları da almadan gittiler. O gün nöbetçi savcıya beni şikayet etmişler. ‘Çocukları vermedi’ diye suç duyurusunda bulundular. Sitenin güvenlik kameralarından, benden kaynaklı değil çocukların kaçtığı anlaşıldı. O davadan kurtuldum ancak kameralar olmasaydı ne yapardım bilmiyorum.

İ.K.’NIN AVUKATI ÇOCUKLARI ÇOCUK ESİRGEME KURUMUNA VERMEKLE TEHDİT ETTİ

Bütün bu durumlar ben ayağa kalkmaya çalıştıkça beni dibe çekti, travmalarım yenileniyordu. Bir diğerinde ise çocukları alamaya geldiklerinde benim elimde de kamera vardı. Yalnız gelmesi ve çocukları oyun alanında teslim etmem konusunda ikna etmeye çalıştım. Çocukların korktuğunu söyledim. İ.K.’nin avukatı ‘Bu çocukları iki yıl görme, bu aile sana, gel çocuklara bak, diye yalvaracaklar. Sen çocuklarını göstermek istemiyorsun, çocuklarını alıp çocuk esirgeme kurumuna veririm, sen de göremezsin’ dedi bana ve çocukları almadan geri gittiler. Bunu mahkeme de dile getirdim, orada da beni tehdit ettiler. Sonraki çocuk vermelerine ben gitmedim. İlerleyen zamanlarda çocukları alırken aileme de hakaret ve tehdit etmeye başladılar” diye anlattı.

‘BENİ DARBETTİKTEN 4 SAAT SONRA KENDİNE DARP RAPORU ALMIŞ’

Mahkeme sürecinde de aldığı darp raporlarının, şiddete uğradığı fotoğrafların İ.K. tarafından sahte olduğunun ileri sürülmesi ise bilindik savunmaların yapıldığını söyleyen Yıldırım, “Belgeleri asılları ile tekrar tekrar sundum mahkemeye. Bu arada eşim beni darbettikten yaklaşık 4 saat sonra kendine darp raporu almış” dedi.

‘17 YAŞIMDA KENDİ AYAKLARIM ÜZERİNDE DURURKEN BU EVLİLİKTE YALNIZLAŞTIM’

17 yaşında okul hayatı ile birlikte ailesinin yanından ayrıldığını ve kendi ayakları üzerinde durduğunu ifade eden Yıldırım, “Ama bu evlikte ben yalnızlaştım. Arkadaşlarımla arama hep mesafe koydu. Tanımadığı arkadaşlarımla telefonda bile konuşamıyordum. Sosyal çevremden hiç kimse kalmadı. Kendimi o kadar yalnız ve çaresiz hissetmiştim ki. Bu evliliği sonlandırırsam çocuklarıma bakamayacağımı, doktorluk bile yapamayacağımı düşünüyordum. 20 yıllık uzmanım. Ona bağımlı hale gelmiştim. Ve ‘Sana tapan bir kocan var sen kıymet bilmiyorsun’ fikrini bana empoze etmişti. Etrafa çok iyi baba ve eş rolü yaparken benim bütün hayatımı kısıtladı. Çocuklar bile onunla asla parkta yalnız durmazlardı. İşten 10 dakika gecikeyim telefonda bağırırdı ve çocuklarla ilgilenmezdi” diye konuştu.

SANIK KOLTUĞUNA DARBEDEN ERKEK 2, DARBEDİLEN KADIN 7 KEZ OTURDU

Yargılama aşamasında ise açılan iki davaya da aynı hakimin atandığını, darbedildiği olayda kendisinin de sanık sandalyesine oturduğunu vurgulayan Yıldırım, “İ.K. sanık koltuğuna 2 defa çıktı, ben 7 kez. Dosya Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşındı. Orada da çelişkili ifadeler verdi. Hatta İ.K ‘Dövdüm ama çok vurmadım, şişkoydu diyet yapıyordu. Kendine koca bulmak için yemek yemezdi, midesi bulanırdı ve ondan kusuyordu, o gün de öyle kustu’ dedi. Sonra aile birliğini korumak bahanesiyle bunları daha önceden polise söylemediğini belirtti” diyerek davanın 2018 yılından beri uzatıldığına dikkat çekti.

DARBEDİLEN ÇOCUKLAR AYLARDIR PEDAGOG EŞLİĞİNDE DİNLENMEYİ BEKLİYOR
Temmuz ayında ise İ.K.’nin çocukları aldıktan bir saat sonra geri getirdiğini, kızının omzunda kızarıklık olduğunu ve çocuklarını “Siz büyümüşsünüz ama aklınız büyümemiş bir daha da sizi görmem” diyerek darbettiğini ifade eden Yıldırım, “Bu olayın ardından da hemen polise gittim. Şikayet ettim. Çocukların da ifadelerinin alınmasını istedim. ‘Pedagog yok, biz alamayız’ dediler. Ve hala çocukların ifadeleri alınmadı. 19 Ekim’de de ceza davası var” diye ekledi.

Avukat Vural Ergün

‘HAKİM DAVAYI 2 YIL 6 AY İŞLEME KOYMADAN BEKLETTİ’

Filiz Yıldırım’ın avukatı Vural Ergün yaşanan hukuki süreci şöyle anlattı: “Hakim, İ.K. hakkında kasten yaralama suçundan açılan davayı iki buçuk yıl mahkeme esasına kaydetmeden, hiçbir işlem yapmadan boşanma davası sonuna kadar bekletti. 2018 yılında gerçekleşen kadına karşı şiddet olayında İ. K. eşi Filiz Yıldırım’ı üç saat süre ile darp etmiş, bel kemiğinin kırılmasına sebebiyet vermiş ve İ.K. hakkında kamu davası açılmıştı.”

KADININ KENDİNİ KURTARMAYA ÇALIŞMASI HAKSIZ TAHRİK SAYILDI

“Ankara Batı 7. Asliye Ceza hakimi tarafından silahlı tehdit ve hakaret suçundan beraat, kasten yaralama suçundan mahkumiyet cezası verilmiş cezadan maruz kaldığı şiddet sırasında kocasının kolunu ısırması eylemi haksız tahrik saydı, İ.K. hakkında iyi hal indirimi uygulandı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.”

SANIK İKİ BUÇUK YIL YARGI ELİYLE YARGI ÖNÜNDEN KAÇIRILDI

Karara itiraz ettiklerini belirten Ergün, “Hükmün açıklanmasın geri bırakılması kararı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaldırıldı ve dosya Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesine 20.02.2019 tarihinde geri iade edildiği halde dosya hiçbir işlem yapılmadan iki buçuk yıl bekletildi. Boşanma kararı gerekçesi UYAP kaydında yayınlanır yayınlanmaz yeni esas verilip başka bir dava ile birleştirildi böylece sanık İ.K. iki buçuk yıl yargı önünden kaçırılmış oldu” dedi.

Dosyanın esasa kaydedilip davanın görülmesine dair dilekçe verdiklerini ancak hakimin dikkate almadığına dikkat çeken Ergün, “Hakim hakkında Hakimler Savcılar Yüksek Kuruluna şikayette bulunduk ve reddi hakim talep ettik. Hakim hakkında soruşturma ise devam ediyor ve reddi hakim talebine karşı çıkan hakim sonunda ret sebeplerini haklı kılacak görüş bildirmek zorunda kaldı. Reddi hakim kararını inceleyen Ağır Ceza Mahkemesinin ret sebeplerini haklı görerek hakime dosyadan el çektirildi. Şu an başka bir hakim tarafından davaya bakılıyor ancak biz bir önceki hakimin hakkındaki şikayetlerle birlikte cezalandırılmasını bekliyoruz” diye konuştu.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET SUÇLARINDA ‘İYİ HAL’ İNDİRİMİ TANINMAMASI GEREKİR

Ergün şu değerlendirmelerde de bulundu: “Kadına karşı şiddet suçlarının Türk Ceza Kanunu’nda ayrı bir bölüm altında yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Kadına karşı şiddet ile normal şiddet suçlarının birbirinden ayrılarak daha ağır cezaların getirilmesini düzenleyen hükümler kabul edilmeli. Kadına karşı şiddet suçlarında tüm şiddet suçlarının Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görülmesi gerekir. Kadına karşı şiddet suçlarında haksız tahrik ölçütleri değiştirilerek cezanın üst sınırının esas alınması, alt sınır ya da üst sınırın altından ceza verilecekse de bunun gerekçeli kararda sebep ve gerekçelerinin açıklanması zorunlu hale getirilmeli. Kadına karşı şiddet suçlarında hakime ‘iyi hal’ indirim hakkı tanınmamasını gerektiren yasal değişikliklerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu yasal ve köklü değişiklikler yapılmadan kadına yönelik şiddet suçlarının önlenmesinin mümkün olmayacak.”


‘MESLEKTAŞIMIZIN YANINDAYIZ’
Ankara Tabip Odası (ATO) Kadın Sağlığı ve Kadın Hekimlik Komisyonu Üyesi Ayşe Uğurlu da Türkiye’de yaşanan kadına yönelik şiddet vakalarının aslında bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek “Biz Ankara Tabip Odası Kadın Sağlığı ve Kadın Hekimlik Komisyonu olarak toplumsal cinsiyet eşitsizliği, cezasızlık, ceza yasalarında kadınlara özel hükümlerin olmaması, yoksulluk, şiddeti körükleyen kültürel normlar ve güvencesiz bırakma gibi tüm nedenlerle, şiddetin politik olduğunu düşünüyoruz. Meslektaşımız Dr. Filiz Yıldırım’ın yanındayız. Tüm kadınları bizlerle dayanışmaya çağırıyoruz. 19 Ekim Salı günü saat 09.00’da Sincan Batı Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeyiz. Kadınlar birlikte güçlü, biz kadınlar erkek egemen tüm politikalara ‘dur’ diyeceğiz. Yaşasın kadın dayanışması” diye konuştu.

Ankara Tabip Odası (ATO) Kadın Sağlığı ve Kadın Hekimlik Komisyonu Üyesi Ayşe Uğurlu | Fotoğraf: ATO


Fotoğraflar: Burcu Yıldırım/Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Üç çocuğuyla beraber yıllarca şiddet gören Sevgi:...

Güvenlik nedeniyle ismini Sevgi olarak verdiğmiz ve yabancı uyruklu olan bu güçlü kadın, üç çocuğuyl...

Bir topal yargı eleştirisi: Kırık Testi

Adaleti kurtarıcı olarak gelen bir müfettişten beklemek yerine yanı başımızdaki Eve'leri güçlendirer...

Kadına şiddet vahşete dönüştü sorumlular korunuyor...

Kadına şiddet haberlerine her gün yenisi ekleniyor ve gittikçe vahşileşen yöntemler görüyoruz. Peki...