'Hedefimiz demokratik ve cinsiyetçilikten arındırılmış anayasa'
Filiz Kerestecioğlu, referandum sonuçlarını "Türkiye evet demedi" sözleriyle değerlendirdi: Kerestecioğlu, kadınların seçim dönemi boyunca en güçlü muhalefeti örgütlediğine dikkat çekti.

HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu OHAL ve baskı koşullarında gidilen referandum sonucunda Türkiye’nin tekçi politikalara ‘evet’ demediğini vurguluyor. Kerestecioğlu, anayasa değişikliğinden en çok kadınların etkileneceğini, bu nedenle de kadınların en güçlü muhalefeti yapmaya devam edeceklerini söylüyor. Filiz Kerestecioğlu'nun değerlendirmeleri şöyle:

EN YOĞUN MUHALEFETİ KADINLAR YAPTI
Kadınlar bu anayasa değişikliğine niye karşı çıktıysa aslında yine aynı şekilde karşı çıkmaya devam edecekler. Referandum öncesi en güçlü muhalefeti kadınlar yaptı. Çünkü savaş politikalarından, tekçi yönetimden, ekonomik krizden en fazla etkilenen ve etkilenecek olan kadınlar olduğu için, kendi yaşamlarına, bedenlerine karşı müdahaleyi en fazla kadınlar yaşadığı için bu referanduma da en yoğun muhalefeti kadınlar yaptı, kadın hareketi yaptı. Bundan sonrasında da yapmaya devam edecekler. Çünkü bu sonuçlar kabul edilebilir sonuçlar değil.

13 Nisan'da kadınlar 13 kentte "hayır" sözlerini ortaya koymak için ortak bir eylem yaptı. İstanbul, eylemin en güçlü geçtiği kentlerden biriydi.

MEŞRUİYETİ SORGULANAN BİR SEÇİM OLDU
Aynı zamanda referandum süreci boyunca çok ciddi haksızlıklar yaşandı. 5 bine yakın tutuklu arkadaşımızın olduğu koşullarda biz bu sürece girdik HDP olarak. 13 vekilimiz ve eş başkanlarımız tutuklu. 4 partisi olan bir ülkede bir partinin eş başkanlarının propaganda özgürlüğü olmadan referanduma gidilmesi, zaten onun meşruiyetini tamamen sorgulatan bir durumdur. OHAL koşullarında gidilmesi aynı şekilde bu meşruiyeti sorgulatan bir durumdur. Bu süreçte bütün muhalefete yapılan onca baskı bu meşruiyeti sorgulatan bir durumdur.
En basit örnekle 1-20 Mart tarihleri arasında AKP ve Cumhurbaşkanı 479 saat, 17 kanalda konuşurken HDP’ye 0 saat verilmesi bu meşruiyeti sorgulatan bir durumdur.
Bütün muhalefetin stantlarına saldırı, bayraklarının indirilmesi, seçim kurullarında başkanlıkların, üyeliklerin reddedilmesi gibi çok fazla hukuksuzluk yaşandı ve seçim günü de aynı usulsüzlükler devam etti. Evet oyu kullanıp bunu göstere göstere yaymalar, fazladan oy kullanmalar, mühürsüz oyların topluca getirilip sandıklara atılması, bu şaibenin ortaya çıkması üzerine de YSK’nın seçim sırasında kendi kararını değiştirerek bunu kabul etmesi...
Aynı şekilde sandıklarda yapılan engellemeler, sandıkların yerlerinin değiştirilmesi, uluslararası gözlemcilere çıkarılan zorluklar, gözlemcilerin inceleme yapmalarına izin verilmemesi, İnsan Hakları Derneğine aynı şekilde gözlem yapma izni verilmemesi gibi o gün içerisinde de yaşanan pek çok usulsüzlük oldu.

ANAYASA UZLAŞMA GEREKTİRİR AMA BU UZLAŞMA SAĞLANMADI
Sonuçlara bakıldığında Türkiye aslında 'hayır' dedi. Güzel bir hayır kampanyası yürütüldü. Tüm bu şartlara rağmen bir birliktelik kurdu, dayanışma içerisinde ve bu birliktelik içerisinde kadınların yeri gerçekten çok önemliydi.
Bundan sonrasında da sonuç ne olursa olsun, ister evet densin, ister hayır çıksın bizim önümüze koymamız gereken hedef, demokratik, çoğulcu ve cinsiyetçilikten tamamen arındırılmış bir anayasa olmalıdır. Çünkü seçim sonuçları bunu göstermiştir: Türkiye tekçiliğe evet demedi.
Yüzde 50’nin üzerinde bir noktayla siz bu ülkeyi yönetemezsiniz. Çünkü anayasa toplumsal uzlaşma gerektirir ve toplumsal uzlaşma da yüzde 51’le 52 ile olacak bir şey değildir. En azından toplumunun yüzde 70-80’inin gerçekten genel olarak bunun hakkında fikir sahibi olması, görüşünü söylemesi, açıkça bunun şeffaf olarak tartışılarak anayasa yapılması gerekir. Bu zaten bir anayasa teklifi de değildi. Bu bize dayatılan, önümüze atılan bir ucube paketti, sadece tekçiliği ele alan bir paketti. 

İlgili haberler
Yan yana yürüyerek iyi bir mücadele verdik

TKDF Başkanı Canan Güllü: "Sorunları tartışabildiğimiz ama aynı zamanda tek payda altında buluşarak...

Önümüzde 2 acil sonuç var

Avukat Hülya Gülbahar referandum sonuçlarını kadınlar açısından değerlendirdi: Nafakadan soyadı hakk...

Bize 'özgürlük' vaad edenlere soruyorum. Bu mudur...

"Referandum boyunca bize özgürlük vaat edenler acaba nasıl bir özgürlüğü kast ediyor? Size kendi iş...