Hemşireler, 12 Mayıs’ı neden kutlayamıyorlar?
Hemşirelerin Dünya Hemşireler Günü’nün kutlamama nedenlerini, çalışırken neler yaşadıklarını ve gerçekleşmesi hiç de zor olmayan taleplerini SES Ankara Şube Yöneticisi Eylem Kaya Eroğlu yazdı.

Biz, 12 Mayıslarda hemşireler gününü kutlamayı değil, hemşirelerin mutlu olması için gerekli koşulların yaratılması gerektiğini savunan ve bunun için mücadele eden bir örgütün mensupları olarak 12 Mayıs gerçeğini duyurmak istiyoruz. Kutlama yapamıyoruz, çünkü hemşirelerimiz hizmet ürettikleri alanlarda ağır çalışma koşulları, iş yükü, angarya ve mobbinglerle, hastalığın ve sağlığın yükü altında ezilmektedirler.
Sağlık hizmeti üretenler, kendileri sağlıklı olmadan, sağlık hizmetini nitelikli bir şekilde üretemezler. Bizler, artan iş yükümüzle, uzun çalışma sürelerimizle, giderek karmaşıklaşan ve çeşitlenen iş ortamlarımızla, ağır ve tehlikeli bir iş yerinde karşılaşılan her türlü riskle, giderek eriyen ücretlerimizle, zaten uzun zamandır nitelikli sağlık hizmeti üretemediğimizden yakınmaktayız. Biyolojik bir canlının hayatta kalma mücadelesi sırasındaki çırpınışını yaşamaktayız hepimiz, bıçak kemiğe dayandı. Canımız yanıyor, hem kendimiz için hem de halkımız için.

ANGARYALARDAN GERÇEK SORUMLULUKLARIMIZI YAPAMAZ OLDUK
Bizler, yasalarda yer alan her türlü kazanımı kaybettik korktukça, korkutuldukça. Korkumuzla besledik bizi hiçe sayanları, emeğimizi sömürenleri. Korktukça, yasal dayanağı olmayan keyfi kararları da uygulamaya başladık birer birer. Sonra, keyfi kararlar yasa yerine geçer oldu hepimiz için. Angaryalardan, gerçek sorumluluklarımızı yapamaz olduk. Bakım veremez, ama vermiş gibi kayıt tutarak çalışır olduk. Etik değerler, mesleki ilkeler ve kaideler yerine getirilemez oldu. Hak arayamaz olduk. Hakkımızı, hukukumuzu aramak istediğimizde makamlardan kovulduk, mobbinge uğradık, sürüldük o hastane, bu hastane. Sivrildik, anarşist ilan edildik, kara listelere eklendik, ihraç edildik. Kurumlar arası devir konusu edildik; tıpkı bir masa ya da koltuk gibi. Üniformadan ibaret olduk, kimliğimiz yok oldu, kelle hesabına tutulduk nöbet çizelgelerinde. Eğitimimiz, niteliğimiz, mesleki yetkinliğimiz, tecrübemiz, çalışma yılımız, sertifikalarımız ve kişiliğimiz yok sayıldı kariyer ve liyakat basamaklarında. Tek bir kıstas istendi bizden biz de ‘onu’ olmadık ve olmayacağız.
Biz hemşireler biliyoruz ki; bizleri bölüp, parçalayıp, çalışma koşullarımızı ağırlaştırıp, nöbetlerle algılarımızı ve reflekslerimizi uyuşturup, kolumuzu kanadımızı kırıp, ellerimizin birleşmemesi, dillerimizin ortaklaşmaması için yoğun bir çaba harcamaktasınız. Sağlık sisteminin emeği yok sayılan, haftanın 7 günü 24 saati çalıştırılan ama yine de görünmeyen emekçileriyiz biz. Emeğimizin gücünü ve önemini sizin de bildiğinizi biliyoruz. Bizi yok saymanız da bu yüzden değil mi zaten?

SESİMİZ ÇIĞLIĞA DÖNÜŞÜYOR
Sayımız, OECD ve Avrupa Birliği ülkelerine göre oldukça yetersiz olsa da, bizler sağlık sisteminin sayıca en çok olan mesleklerinden biriyiz. Bir meslek icra ediyoruz, hiçbir mesleğin yardımcısı ya da ikamesi olarak değil. Hemşireyiz biz. Sorunlarımız arttıkça sesimiz de artarak çığlığa dönüşüyor. Çığlığımız da örgütlü gücümüzle isyana dönüşecek nihayetinde.
Biz hemşireler diyoruz ki; lütfen hemşireler günümüzü, sorunlarımızı çözmeden kutlamayınız. Beyaz kanatlı melekleriniz, bacılarınız değiliz biz sizin. Sevap kazanmak veya hayır duası almak için de yapmıyoruz bu mesleği. İnsanca ve onurluca bir yaşam için gerekli ücreti kazanmak için yapıyoruz tıpkı diğer meslekleri icra edenler gibi. İllaki kutsal bir meslek olduğunu düşünüyorsanız, kutsallara özgü koşulları yaratınız o zaman. Sorunlarımızı bildiğinizi, ama çözmek için çaba sarf etmediğinizi biliyoruz. Çünkü; kronikleşti sorunlarımız, hastalık oldu neredeyse. Makamları işgal eden bürokratlarımız, meslektaşlarımız, hepinizle aynı koridorlarda kilometrelerce yol kat ettik, geceleri sabah ettik, sabahları gece ettik hasta başlarında, saatlerce hasta ambuladık birlikte; yaşattığımız her hasta ile birlikte yeniden dirildik, kaybettiğimiz her hasta için birlikte ağladık. Yemeğe gidecek, bir bardak çay bile içecek vakit bulamadık, tuvaletimizi tuta tuta koşturmadık mı nöbetlerimizde birlikte? Bizler birlikte büyümedik mi hastanelerde? Unuttunuz mu bu zamanları? Nasıl bu kadar yabancılaştınız sizi siz yapan ailenin üyelerine?
Bizler, bu ülkenin hemşireleri olarak diyoruz ki; “Artık yeter, sesimizi duyun ve ve taleplerimizi yerine getirmek için çaba harcayın. Sorunlarımızı çözün ki gerçek kutlamayı biz hemşireler yapalım, sizleri de kutlamaya davet edelim. Bu taleplerimiz ve önerilerimiz acilen dikkate alınmalıdır. Bizler, hakkın verilmediği ve mücadele edilerek alındığını deneyimlerimiz ile öğrendik. Tekrar ediyoruz; sesimiz çığlığa dönüştü “yeter artık” diyoruz. Yaşasın SESİMİZ, yaşasın grevli, toplu sözleşmeli sendikal mücadelemiz.
HEMŞİRELERİN TALEPLERİ:
· Hemşirelik eğitimi üniversiteye temellendirilerek, meslek tanımının uluslararası standartlara uygunluğu sağlanmalıdır.
· İş güvencemiz,güvenceli istihdam modelleri temelinde sağlanmalı esnek çalışma modelleri uygulanmamalıdır.
· Ağır iş yükü sorununun çözümü için hasta-hemşire oranları yeterli hale getirilmeli; hemşire eksikliği sorunu kısa dönemde gidermeli ve hemşirelere kendi görevleri dışında iş yüklenmemelidir.
· Hemşireler ile ilgili uluslararası yasal düzenlemelerde:haftalık çalışma saatinin 40 saati, günlük çalışma saatininse 8 saati aşmaması gerektiği vurgulanmaktadır. Türkiye’de hemşirelerin çalışma saatleri ile ilgili özel kanun maddeleri yoktur. Konu ile ilgili uluslararası kanunlar her ne olursa olsun kesinlikle haftalık çalışma süresinin 40 saati aşmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Uluslararası sözleşmeler ve yasalardan doğan haklarımız bizlere teslim edilmelidir. Çünkü uzun çalışma süreleri hemşirelerin kendi sağlıklarını ve bağlantılı olarak hasta bakımını da olumsuz olarak etkilemektedir.
· Hemşirelerin çalışma saatlerinin ev ve iş yaşamı arasındaki dengeyi bozmayacak düzeylerde ayarlanması, kadına ve kadının toplumsal rolüne özgü konularda duyarlı davranılması gerekmektedir. Bu nedenle evli ve çocuk sahibi olan hemşirelerin çalışma çizelgeleri daha dikkatli ve uygun şekilde hazırlanmalı, çocuk yardımı ve kuruma ait 7 gün 24 saat açık ve ücretsiz kreş gibiyasal olanakların arttırılması konusunda bir an önce harekete geçilmesi gerekmektedir.
· Hemşirelerin fiziksel ve ruhsal açıdan tam bir iyilik halinin sürdürülmesi için izinleri;(günlük/haftalık/aylık) düzenli bir şekilde verilmelidir. Özellikle vardiyalı çalışma yapan hemşirelerin sosyal yaşamları da göz önünde tutularak yıllık izinleri arttırılmalıdır.
· Çalışma saatleri, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte değerlendirilerek idarecilere, uluslararası yasalardan bile üstün olduğu algılaması yaratan “takdir hakkı ve insiyatif yetkisi veren mevcut yönetmeliklerin lağv edilmesi sağlanmalı, sağlık sektörününün öznel yapısına uygun çalışma saatleri, konunun paydaşları ile çalışan sağlığı, hasta güvenliği temelinde düşünülerek, uluslararası mevzuatlara uygun hale getirilmelidir.
· Çalışırken maruz kaldığımız risklere karşı güvenli çalışma koşulları oluşturulmalı, hemşirelik mesleği ağır ve tehlikeli işler kapsamına alınarak, fiili hizmet süresi zammından tüm hemşireler adil biçimde yararlanmalıdır.
· İşyerlerinde şiddet ve tacize yönelik önleyici uygulamalar yaygınlaştırılmalı, kadro ve unvan durumuna bakılmaksızın tüm çalışanlara hukuki yardım verilmelidir.
· Tüm yöneticiler, liyakata göre ve çalışanlar tarafından seçilmeli, yöneticilik görev süreleri de sınırlandırılmalıdır.
· Doğum izinleri ücretli hale getirilmelidir.
· Haftalık çalışma saati 35 saatle sınırlandırılmalı, gece çalışma meslekte artan yıl oranına göre azaltılmalı ve gece mesai saati 2 ile çarpılmalıdır.
· Performansa göre ücretlendirme değil, çalışırken ve emeklilikte insanca yaşamaya yetecek düzeyde ücret ödenmelidir.


İlgili haberler
GÜNÜN BELLEĞİ: Hemşirelik nasıl doğdu? Nasıl görün...

Uzun yıllar bütün hastanelerde karşımıza “sus” ifadesiyle çıkan bu kepli hemşire resmi o duvarlara a...

Hemşireler Günü’nde hemşireler sokakta

Ülkenin dört bir yanında hemşireler Dünya Hemşireler Günü’nde sokaklara çıktı, taleplerini dile geti...

Hemşirelerin talepleri ve sorunları ne?

SES Ankara Şube Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Eylem Kaya Eroğlu hemşirelerin sorunlarını ve taleple...