KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy: Esnek çalışmanın kalıcılaştırılmasını kabul etmiyoruz
KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy 1 Mayıs’a giderken, esnek çalışmadan en çok etkilenenlerin kadınlar olduğunu söyleyerek bunu kabul etmeyeceklerini dile getirdi.

1 Mayıs’a günler kala kamu emekçilerinin öncelikli talebinin 1 Mayıs yasaklarının kaldırılması olduğunu belirten KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, pandemiyi fırsata çeviren hükümetin kamuda esnek çalışmayı kalıcılaştırma hazırlığı içinde olduğunu ifade etti.

Kamuda esnek çalışma koşullarından en çok kadınların olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Atasoy, kamu emekçisi kadınların esnek çalışma biçimlerinin kalıcı hale getirilmesinin engellenmesi, güvenceli ve insanca yaşanacak koşulların oluştuğu çalışma yaşamı ve eşit işe eşit ücret talepleriyle 1 Mayıs’a gideceklerini söyledi.

ESNEK ÇALIŞMA ÖRGÜTLENMEYİ ZAYIFLATIR

KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, esnek çalışmanın kalıcılaştırılmasının birinci nedeninin emekçilerin kamudaki maliyetini düşürmek olduğunu ifade etti. “Esnek çalışma güvencesiz çalışmanın temellerini oluşturuyor. Kadınların daha düşük ücretle çalışarak evde kalmasını sağlayacak bir sonuç doğuruyor” ifadelerini kullanan Atasoy, esnek çalışmanın sendikal örgütlenmenin koşullarını zayıflatan ve hatta ortadan kaldıran sonuçlar yaratacağını belirtti.

Atasoy, “Şu anda sadece beyaz yakalıları ilgilendiriyor gibi görünse de pek çok büyük sermaye grubu bundan sonrası için kendi iş yerlerinde bunun kalıcı hale getirileceğini ilan etti. Bunun sonrasının çok daha büyük bir emekçi kitlesini etkileyeceği ortada. Özellikle kadınlar açısından ev içerisindeki bakım yükünü artıran bir durum var. Çünkü kadınlar hem çocuğa bakmak hem ev işlerini yapmak, yaşlı engelli bakımı gerekiyorsa ev içinde onları yürütmek, aynı zamanda da çalıştıkları ücretli işin gereğini yapmak zorunda kalıyorlar” dedi. Kadınlar açısından esnek çalışmanın; sosyal yaşamı ortadan kaldıran, ev içerisindeki erkek şiddetini artıran, pek çok yaşamsal soruna sebep olduğunu kaydeden Atasoy, “Bu süre içerisinde esnek çalışma deneyimi özellikle eğitim ve büro iş kollarında yaygınlaştı. Bunu deneyimleyerek gören pek çok kamu emekçisi de özellikle kadınlar açısından bakıldığında memnun olmadıklarını, bahsettiğimiz sorunları yaşadıklarını, bitmeyen bir mesai ile birlikte pek çok sorunu içinde barındırdığını ifade ediyor” şeklinde konuştu. Atasoy, sendika olarak kamuda esnek çalışmanın etkilerinin daha iyi anlaşılmasına yönelik anket çalışması yaptıklarını ve anket sonuçlarını bir hafta içerisinde açıklayacaklarını ifade etti. 

Fotoğraf: Pixabay

GÜVENCELİ VE İNSANCA YAŞAYACAK KOŞULLAR, EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET…
Kamu emekçisi kadınların 1 Mayıs taleplerini sıralayan KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, “Öncelikle 1 Mayıs yasaklarının geri çekilmesini istiyoruz. Sokaklarda, alanlarda fiziksel mesafeye uyularak planlanan eylem ve etkinliklerimiz pandemi gerekçesi ile engellendi. Aslında iktidarın bu dönem içerisinde emekçilere dönük pek çok sömürü biçimlerinin sokağa yansımasını engellemek için bu fırsatı kullandığını biliyoruz. Bütün bu yasakların gerekçesinin temel unsuru budur. Üretimin durmadan devam ettiği, iş yerlerine gidişin hiçbir şekilde engellenmediği, sosyal yaşamın hafta içi arttığı bir süreçte 1 Mayıs’ın engellenmesi bunun başlıca göstergesi” dedi. Kamu emekçisi kadınların taleplerini sıralayan Atasoy, “Kadınlar için güvenceli ve insanca yaşayacak koşullarının oluştuğu çalışma yaşamı talebimiz var. Eşit işe eşit ücret ve pandemide gördüğümüz esnek çalışma biçimlerinin kalıcı hale getirilmesinin engellenmesi talebimiz var” dedi. Kadınların, güvencesizlik ve yoksullukla mücadele ederken bir yandan da artan şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması başta olmak üzere kadın kazanımlarına dönük saldırılara maruz kaldığını ifade eden Atasoy, “Ev içerisindeki şiddetin artışı aynı zamanda işyerlerine ve çalışma hayatına yansıyor” ifadelerine yer verdi. Kamu emekçisi kadınların, kadın kazanımlarına dönük saldırılara son verilmesi, kadınların şiddetten arınmış yaşam koşullarının sağlanması talepleri olduğunu kaydeden Atasoy, Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin imzalanması ve uygulanmasını istediklerini belirtti. Atasoy, “Son dönemde sağlık iş kolu başta olmak üzere kamuda artan bir mobbing, soruşturma ve cezalar ile karşı karşıya kalıyoruz. Özelikle KESK üyesi kamu emekçisi kadınlar olarak. işyerlerinde sendikal çalışmanın engellenmesine dönük faaliyetlerin son bulmasını istiyoruz” dedi.

Manşet fotoğrafı: Mezopotamya Ajansı

İlgili haberler
İstanbul Sözleşmesi, haklarımız ve taleplerimiz iç...

Pandeminin çalışma ve yaşam koşullarını derinden etkilediği koşullarda 1 Mayıs’ı kutlayacak sendikal...

Tek adamın kararı, kadınların hayatı, hepimizin 1...

Kadınların kazanımlarını açık hedef haline getiren, hükümetin önüne gericilik programlarını koyan çe...

8 Mart’ta yaptığımızı 1 Mayıs’ta da yapalım!

Samatya Ekmek ve Gül Grubundan sağlık emekçisi kadınlar 8 Mart’ta gerçekleştirdikleri birliği 1 Mayı...