MEB’e göre kadının görevi kocaya itaat, erkeğin görevi liderlik
Milli Eğitim Bakanlığının yeni müfredat kapsamında hazırladığı ders kitabının ‘evlilik’ konusunda, ‘kocaya itaat ‘ibadet’ olarak yer aldı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), “Hz. Muhammed’in Hayatı” ders kitabında evliliğe ve ailede kadının rollerine ilişkin skandal önerilere yer verdi. Kadın erkek eşitsizliğini örfi ve dini gören kitapta toplumsal roller dini söylemlerle çocuklara empoze edilmeye çalışılıyor.
Dinin aileyi lidersiz bırakmadığı belirtilen kitapta "Erkekler güç ve kuvvet yönünden daha ileri olduğundan, ailenin sorumluluğu birinci derecede onlara yüklenmiştir” denilerek anne kavramının görevleri kocaya ve aileye itaat olarak şöyle sıralanıyor: “ Annenin kocasına karşı görevlerinde titiz davranması, evine ve çocuklarına sahip çıkması gerekir. Sabırlı ve kanaat ehli olmalı, israftan kaçınmalı.” Ayrıca “İslam, erkeğin üstlendiği mesuliyetlere karşılık kadının da kocasına itaat etmesini istemiş ve bu itaati ibadet saymıştır. Ailede çocukların büyütülüp terbiye edilmesi daha çok anne tarafından yerine getirilir. Ailede erkek vazifesini yapar, ailesine karşı güzel davranır; kadın da ona karşı gereken muhabbet, hürmet ve itaati gösterirse aile içinde düzen ve uyum sağlanmış olur” denildi.

Cumhuriyet gazetesinden Ozan Çepni’nin haberine göre 11. ve 12. sınıflarda çocuklara anlatılmaya hazırlanan dersin diğer konu başlıkları ise şöyle:

*“Hz. Muhammed’in Hayatı” dersinde “Evlilik” ve “Ailede eşlerin görevleri” üniteleri kapsamında Çocuklara “Bekârlık sultanlık değil, henüz karar verilememiş bir sürecin sancılı bekleyişidir. Evlilik, zihni sürekli meşgul eden gönlün sesini dindirmektir” diyen MEB, “İnsan fıtratı gereği karşı cinsiyle birlikte yaşamaya muhtaçtır. Bunun dışındaki bir hayat insana saadet ve huzur vermekten uzaktır” ifadelerini kullandı.

*Yeni kitapta, kadın ve erkeklerin evlenerek ‘iffet’lerini korudukları, bunun “geçici bir heves olmadığı” belirtilirken, “Gözü dışarıda olmayan, huzuru mutluluğu yakalamaya çalışarak evinden razı olan ve razı olunan kimseler olurlar. Nesillerini teminat altına alırlar” tarifi yapılıyor. Çocukların ‘ahirete yatırım’ olduğunu anlatan bakanlık, evliliği “iffetli bir toplum modeli olma yolunda önemli bir adım” olarak anlattı.

*Evlenecek çiftlerin tanışma sürecine de değinen bakanlık “tanışma süreçlerinde dikkatli olmalı, kutsal bir birliktelik olan aile müessesesine zarar vermeyecek yaklaşımlarda bulunmalıdırlar. Çünkü her tanışma evlilikle noktalanmayabilir. Bu bağlamda birbirilerini tanıma ve karar verme süreçlerinde gönül eğlendirmeyin ya da hoşça vakit geçirmeyin” uyarısında bulunarak din dersi adı altında evlenmeyi bir bir tarif etti.

*Kitapta ‘temiz kadın ve erkekler nikahsız birliktelik’ başlığı altında da nikah dışı ilişkilerin din tarafından yasaklandığı ve bu durumun zina olarak nitelendirildiği anlatılıyor. “Unutulmamalıdır ki temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara layıktırlar” ifadelerine yer verildi.

*MEB’in kitabında, “Kabul Edilemez Evlenme Çeşitleri” başlığında da çocuk yaşta evlilik, çok eşlilik evlendirmelere değinilmedi. Çünkü bakanlığa göre kabul edilemez evlilik “ateist, müşrik, mürtedle yapılan evliliklerin” yasak olması olarak sunuluyor. İnsanların eş arama durumundan başlayarak bütün süreçlere yer veren MEB, küçük yaşta evliliği de örf kapsamına aldı. Bakanlık, evliliğin “insanın fıtratında var olan bir güdü” olduğunu belirterek “Ülkemizde örfe dayalı olarak genç yaşlarda evlenildiğini düşünürsek” değerlendirmesi yaptı.

MÜZİK DERSLERİNE DİNİ MÜDAHALE 
Geçtiğimiz günlerde de MEB’in müzik derslerinde uygulanmak üzere hazırladığı değişikliklere Müzik Eğitimcileri Derneği (MÜZED), değişikliklerin “Anayasaya, yasalara, yönetmeliklere, eğitbilim ilkelerine, müzik sanatının ve müzik eğitiminin özelliklerine uygun değildir” şeklinde tanımlayarak tepki göstermişti.
Değişikliğe göre müzik dersleri yerini “Dinî günler” kavramı ve ilkokul birinci sınıftan itibaren “İlâhi” öğretimi, yedinci sınıfta “Tekbir ve Salât-ı Ümmiye” öğretimine bırakarak çalgı çalma eğitimi gibi çocukları sanat alanında geliştirecek çalışmalar programdan kaldırılmıştı.

Yeni müfredatta tepki çeken bir diğer husus ise cihat kavramıydı. Cihat kavramının çocukları nasıl etkileyeceğine dair Eğitim Sen İstanbul 3 No'lu Şube Örgütlenme Sekreteri Meral GÜLŞEN, Ekmek ve Gül’e ‘Gericileşen eğitim, kaybeden gelecek’ başlıklı bir yazı yazmıştı.


İlgili haberler
Bir dönem daha geride kaldı, peki eğitimde durum n...

Karneler alındı, uzun bir tatil bugün başladı. Peki geride bıraktığımız eğitim dönemi nasıl geçti, n...

Eğitim sistemi çocuk istismarını etkiler mi?

Eğitim sisteminin çocuğa yönelik cinsel istismarda payı var mı? Eğitim Sen Kadın Sekreteri Ebru Yiği...

Kadın eğitimciler anlatıyor: Cinsiyetçi ve baskıcı...

Kadın eğitimciler, eğitimin durumunu ve öğrencilere yansımasını değerlendirdi...

Okul öncesi dönemde din eğitimi

Erken yıllarda verilen dini eğitimle birlikte “günah” ve “cezalandırılma” kavramlarının kullanılması...

Gericileşen eğitim, kaybeden ‘gelecek’

Eğitim Sen İstanbul 3 No'lu Şube Örgütlenme Sekreteri Meral Gülşen, tepki gören yeni müfredata ilişk...

GÜNÜN İSYANI: Eğitimi Ensar’a bırakmak da ne demek...

Milli Eğitim Bakanlığının Ensar Vakfı ile imzaladığı 5 yıllık protokol neredeyse eğitim kurumlarının...