Meğer bizim aidatlar sendika yöneticilerinin yüksek maaşlarına, akrabalarına gidiyormuş
Daha önce yolsuzluk, sendikacıların lüks yaşamları ve akraba kayırmacılığıyla gündem olan Hak-İş üyesi bir belediye işçisi kadın, işçilerin aidatlarıyla sefa süren sendika bürokratlarına dair yazdı.

2010 yılından beri belediyede çalışıyorum. Belediye şirketi işçisiyim. İşçilere kadro verildi dedikleri de şu belediye şirketine geçirildik, banka promosyonu anlaşmasından üç yılda bir pay almaya başladık, yılda iki kez de altı ayda bir altı yevmiye tutarında devlet ikramiyesine hak kazandık. Kadrolu işçiler devlet ikramiyesini bin 500 lira alırken biz şirket işçileri 500 lira alıyoruz. Maaş bordrolarımızı görmediğimiz için bu kadar kesinti neden oluyor bilenimiz yok, asgari ücretle çalışıyorum.

Dün dinlenme molasında bir mesai arkadaşımız yanımıza gelerek sendikamızla ilgili sorular sordu. Sonra cebinden bir gazete çıkardı, göstererek anlatmaya başladı. Gazetenin adını ilk duydum, Evrensel. Orada bizim de üye olduğumuz sendikada yöneticilerin kızı, damadı, eşi, çocuğu, eniştesi hepsi işe konulmuş. Bizim verdiğimiz aidatlar onların yüksek maaşlarına gidiyormuş, üstelik daha önce de çok pahalı arabalar, kendilerine maaşlar ve yolsuzlukları da haber olmuş. Ben hepsini yeni duydum. Akşama kadar işyerinde o kadar çok yoruluyorum ki akşam evde yemeği yer yemez düşüyorum. televizyon izleyecek zaman kalmıyor. Onlar da haber oldu mu ondan bilmiyorum.

EVRENSEL GAZETESİ HABERİ: Daha önce yolsuzluk ve sendikacıların lüks yaşamlarıyla gündeme gelen Hak-İş’e bağlı sendikalar bu kez de sendika yöneticilerinin akrabalarının işe yerleştirilmesiyle gündemde.

Gazete kupüründen sonra bir şema çıkardı arkadaş, ona baktık. O kadar çok akrabalarını işe koymuşlar ki bir de yalanlamamışlar bile. Ne utanmaları var ne korkuları. En başta bizden hiç çekinmiyorlar bunu anladım.

Molada 9-10 arkadaştık. Konuşmaya başladık, haklarımızı konuştukça mola uzadı, müdür bağırana kadar konuştuk.

İşe girdiğimden beri hiç sendikacı görmedim. Bize internet üstünden herkes zorunlu üye olacak, yoksa iş akdiniz fesih olur dediler internetten üye olduk. Bir gün bir arkadaşımız temsilci ile tartışmış. “Benim aidatımı keserken bana mı danıştınız” demiş. “Beğenmiyorsan iş akdini fesih ettirelim” cevabını almış.

SENDİKAYA ÜYE OLDUĞUNU BİLE BİLMEYEN ARKADAŞLARIM VAR

Ben hiç seçim de görmedim, yıllardır kimseyi seçmedim. Bir yevmiye aidat veriyorum nereye harcanıyor bilmiyorum. Aynı sendikaya üye olmadan önceki gibiyim aslında. Aynı sorunlar, aynı yalnızlık. Çoğu arkadaşım bir sendikaya üye olduğunu bile bilmiyor. “İşe girerken doldurduk ya bizden aidat kesiliyor” deyince “Ha ben onu unutmuşum hiçbir şey görmüyoruz ya” cevabını veriyorlar. Dün yaptığımız sohbette de anlaşıldı ki ödediği aidatın kaç lira olduğunu bilmeyen de çok. Ben biliyorum, burada binlerce şirket işçisi var. Biz bir yevmiye 168 lira, az sayıda kalan kadrolu işçi 299 lira aidat ödüyor. Çalışıyorum ama her ay bu parayı kendim için ayıramıyorum, çocuğuma bir kerede veremiyorum.

Şimdi haziran ayında toplu sözleşme süreci var. Mayısta oturacaklar ne gelen var ne giden. Evrensel gazetesinde çıkan haberi konuşurken kendimizi de konuştuk. Eşimiz, çocuğumuz 20 lira istese “Ne yapacaksın” diye soruyoruz. Ama burada hiç ses etmiyoruz, neden diye konuştuk. Büyük bir çoğunluk, iş akdim feshedilir, diye korkuyor. Bir kısım arkadaşlarımız da “Ben yalnız kalırım, bölücü ilan edilirim, hedef olurum” diye korkuyor. Kimse kendini sendikalı hissetmiyor ama haklarımız söz konusu, arayalım deyince hem sendikadan hem işverenden korkuyor.

Dedim ya molayı uzatıp çok şey konuştuk. Sade sendikayı değil, kendimizi de masaya yatırdık. Anladık ki birliğimiz olmazsa daha çok sıkıntı yaşayacağız.


İlgili haberler
İşverenle ahbap çavuş olan sendika ne işimize yara...

Seyhan Belediyesinde Genel-İş’te örgütlü bir kadın işçi, sendika ve belediye yönetiminin işçinin har...

Şeffaf, demokratik, mücadeleci sendikaları biz yar...

Yılgınlığa düşmüş arkadaşlarıma seslenmek istiyorum; yeter ki biz birbirimize ve taleplerimize sahip...

Sendikal bürokrasinin duvarları kadınları sendikan...

Ankara’da belediyelerde farklı sendikalarda örgütlü kadın işçilerin anlattıkları sendikalarda kadın...

Sendikaları erkek egemen anlayışa bırakamayız

800 kadını bir yerde toplamak gibi bir gücümüz var ama bir araya geldiğimizde kadın mücadelesinden b...

8 Mart’tan 1 Mayıs’a Mücadelemizde Bahar Temizliği

Mücadele sadece patronlara karşı değil, kapitalist sınıfın bir uzantısı haline gelen sendikal bürokr...