‘O kadar emek verdik Ak Parti’ye, karşılığı bu mu?’
Elmas Çetintaş’ın, Pendik’te kızı ve oğluyla birlikte yaşadığı evi, adeta başına yıkıldı. Boşandığı kişinin isteğiyle, yasal hakları hiçe sayılarak evi yıkılan Çetintaş hiç kimseye sesini duyuramamış.

Pendik Esenyalı Mahallesi’nde yaşayan Elmas Çetintaş, boşandığı eşi, oturdukları gecekondu evi kendisinden habersiz müteahhide verdi. Eve ipotek koydurup eski eşine de tebligat çekmesine rağmen, müteahhit belediyeye başvurarak evi kentsel dönüşüme soktu. Nisan ayında eve gelen belediye ekipleri evin yıkılacağını söyleyerek bir hafta içinde evi boşaltmalarını istedi. Evin kentsel dönüşüme girdiğini belediye ekipleri gelince öğrendiğini ve apar topar taşınmak zorunda kaldığını söyleyen Elmas Çetintaş, şimdi kızı ve oğlu ile birlikte ‘adalet’ arıyor.

2017 yılında eşi evi müteahhide verince yıkıma engel olmak için ipotek koydurup eşine tebligat gönderdiğini söyleyen Çetintaş, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Nisanın 10’undan sonra zabıtalar gelip ‘Evden çık, evi yıkacağız’ dedi. Ben şoke oldum. Bir haftada nereye boşaltayım, iki oda dolusu eşyam var. Eşyaları boşaltamadım. Kaymakama, belediyeye gittim; ‘Evimi hemen boşaltamam, biraz süre verin” dedim. Pazartesi boşaltacaklardı, çarşamba boşalttılar evi. Kaymakama gittim yardım istemek için, geldiğimde yıkmışlardı. Çekyatlar, buzdolabı, çamaşır makinesi, yeni aldığımız kombi, hepsini araca yükleyip götürmüşler. Arka odalarda kıyafetlerim vardı onları çıkarabildim sadece. Ben eşyalarımı almaya çalışıyorum, zabıtalar beni izliyor. Kıştan yeni çıkmışız, hiçbir hazırlığımız yok. Hepsini çöp olarak saydılar, sadece televizyon ve sobayı çöp olarak saymamışlar. Hiçbir şey yok, sokakta kaldık. Yatağımız bile yoktu. 10 gün boyunca oğlumla birlikte dükkanda bir kilimde gocukla yattık. Kimse kapımızı açmadı. Bir sandığımız vardı, içinde biriktirdiğimiz para; ziynet eşyaları vardı. Sandık da yok ortada, sır oldu resmen.”

‘3 GÜNDE EV TUTMAMIZI BEKLEDİLER’
Hiç kimsenin kendilerine yardımcı olmadığını, AKP’de çalıştığını ama onların da hiçbir yardımda bulunmadıklarını söyleyerek tepki gösteriyor. “Yalnız, bir başıma görünce beni böyle üzerimize geldiler. Evden taşınmayı zaten düşünüyorduk ancak ekonomik yoksunluktan ötürü biraz daha beklemek durumunda kaldık. Üç günde ev tutmamızı beklediler. Kiralar çok yüksek. Şimdi oturduğumuz derme çatma evin kirası bile 700 lira. Üstelik 100 lira daha zam yapılacak” diyor.


YILLARCA AK PARTİ’YE EMEK VERDİK, KARŞILIĞI BU MU?
Elmas Çetintaş’ın çağrı merkezinde çalışan 22 yaşındaki kızı Gizem Yazıcı, AKP Pendik Gençlik ve Kadın Kollarında çalışma yürütmüş. “Ülkemiz daha iyi bir yer olsun diye çalışmalara katıldım” diyen Yazıcı, genç yaşta aldığı sorumlukların ağır geldiğini söylüyor ve devam ediyor: “Asgari ücretle yaşamak mümkün değil. Para az ama harcamalar çok. Gelir ile giderin arasında korkunç bir fark var. İŞKUR’a başvurdum geçici olarak Turkcell’e gönderdi. 90 günlük sigortamı yatırmadılar. Belediyeye başvurdum yine hiçbir iş vermediler. Ben kimseden sadaka beklemiyorum, sadece iş istiyorum. O kadar emek verdik Ak Parti’ye karşılığı bu. En sonunda da evimizi başımıza yıktılar. Annem her yere başvurdu, ama hiç sonuç alamadı. Hakkımı helal etmiyorum. Gençlik kollarında çalışan arkadaşlarım da bırakacaklarını söylüyor, çünkü onlar da bu adaletsizlikten bıktı.”
Yaşadıklarına isyan eden Yazıcı, “Tek dertleri koltuk ve para, bir sürü gencin hayalleriyle oynadılar. Adalet sadece, AKP’nin adında var, kendisinde yok. Adalet olsaydı biz böyle perişan olmazdık. Bir fabrikada çalışan işçi asgari ücretle çalışıyor ve kiracı. Biz bu kötü eve 700 TL kira veriyoruz. Ben aylardır kendim için tek bir şey alabilmiş değilim. Eve yardım ediyorum, işyerim eve uzak, servis yok. Bu nedenle teyzemde kalıyorum. Ona da bir miktar destek oluyorum ve benim elimde hiç bir şey kalmıyor” diyerek, bundan sonra AKP’ye oy vermeyeceğini söylüyor.

İlgili haberler
Pazardaki kadınlar dertli: Onlar et yesin biz ot

Ekonomik gidişatı anlamak için Ankara’da pazarın yolunu tuttuk. Kadınlara ‘Ekonomi büyüyor, diyorlar...

Çağlayan atölyelerinde büyüyen işçiler: Geleceğe d...

Çocuk, genç, yaşlı, göçmen, mülteci... Sömürünün alabildiğine yoğunlaştığı Çağlayan’daki atölyelerde...

‘Gündelik’ değil ‘ömürlük’, ev kadını değil işçi

Eve bir nebze katkı olsun diye çalışan kadınların günlük dediği işler aslında ömürlük. Bir de çocuk...