Patron bana ‘özgüvenim gelişsin’ diye kitap verdi, ben ona gerçekleri anlatacağım!
Ford Otosan fabrikasında kadınlara “özgüvenlerini geliştirmek” ve “liderlik vasfı kazandırmak” için yapılan eğitimleri ve dağıtılan kitabı, Ford işçisi bir kadın anlatıyor.

Ford Otosan fabrikası kadın çalışan sayısının artmasını, kadın çalışanların grup liderliği vs. gibi daha çok sorumluluk alacakları yerlerde görev almasını isteyen bir yönetim anlayışına sahip olduğunu söylüyor. Geçtiğimiz 8 Mart’ta kadın çalışanlarına Kıvılcımlar adlı bir kitap verdiler ve öncesinde kadın çalışanları ile bir buçuk saatlik grup eğitimleri yaptılar.

Korona sebebi ile fabrika duruşa geçince kitabı okumaya fırsat buldum. Kitap, bir söyleşi kitabı. Sema Başol-Aslı Çakır beraber hazırlamışlar. Kitabın kapağında Kıvılcımlar- Daha İyi Bir Dünya Hayal Eden Genç Kadınların Değişim Öyküleri yazıyor. Değişim Liderleri Derneğinin (DLD) faaliyetlerini ve bu derneğe gelen kişilerin değişimlerini anlatmışlar. İçeriğine baktığımızda Türkiye’de ve dünyada kadınların durumundan başlanıyor, DLD’nin ne yaptığı anlatılıyor, sonrasında 100 sayfada derneğe gelen 7 genç kadının değişimi, öğrendikleri, az buçuk da hayatları anlatılıyor. Sonrasında 38 sayfa boyunca uzun yıllar Koç Holding’de ve başka pek çok büyük şirkette yöneticilik yapmış olan, aynı zamanda derneğin de kurucusu Sema Başol’un hayatı, çalışmaları, derneği neden kurduğu vs anlatılmış.

‘HAYAL EDERSEN… YAPABİLİRSİN’
Girişte “Hayal edebilirsen… yapabilirsin” denmiş. Bu cümleyi bir kenara not edelim. Türkiye’de kadınların ev kadını olarak görüldüğünü, kadınların kocalarından fazla para kazanmasının sorun yarattığını, erkeklerin siyasette, iş hayatında vs. kadınlardan daha başarılı bulunduğunu anlatıp, bunlarla ilgili yapılan araştırma ve anketlerin verilerini ortaya koymuş. Sonrasında “Kadınların lider olmasının önünde önyargılar, inanç kalkanları var” diye bir saptama yapılmış. Üniversite mezunu çalışan kadın sayısının azlığı vurgulanmış. Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliği sıralamasında geride olduğu ortaya konmuş.

Sonrasında da ülkemizde pek çok kadının kendine güven sorunu olduğu, kendine sürekli “Ben yapamam” dediği gibi birtakım değerlendirmelerde bulunmuşlar. “Kadınlar hayatın her alanında daha aktif olmalı, böylece dünya yaşanılabilir olur” saptamasıyla “Genç kadınlar ‘Yapabilirim’i öğrensin” diyerek Değişim Liderleri Derneğini kurmuşlar. Kıvılcımlar programı ile de bu dernekte üniversiteli genç kadınlara liderlik becerileri kazandırma, kendilerince iş hayatına hazırlama vs. gibi bir eğitim programı hazırlanmış. Bu program çerçevesinde çeşitli sosyal sorumluluk projeleri yapıyorlar vs. Diğer programlardan farklı olarak sekizer aydan iki dönem, toplam 16 ay süren bir eğitim süreci… Mülakatla seçtikleri öğrencileri genelde az gelirli ailelerin kız çocuklarından seçtiklerinden bahsetmişler.

Kızların hikayeleri anlatılmış. Kimi otobüse binmeyi bile bilmediğini, üniversiteye gidince öğrendiğini söylemiş, kimi yazları gidip köyünde çobanlık yapmaya devam ettiğini anlatmış, e-posta hesabı açmayı öğrenmiş, kimi sonradan türbanını çıkarmış, telefonla su bile isteyemeyen kızlar sahnede konuşma yapmaya başlamış, bayan yerine neden kadını kullanmak gerektiğini öğrendiğini anlatmış biri, kimi köyden ilk çıkan olmuş, kimi yurt dışında yüksek lisans yapıyor.
Derneğin yaptığı diğer etkinlikler arasında şiddete karşı farkındalık paneli, şeker hastaları için uygun yemek yiyebilecekleri yerlerin listesini hazırlamak, görme engelliler için projeler de var.


PEKİ YA FORD OTOSAN İŞÇİSİ KADINLARIN GERÇEĞİ?
Kitabı okurken kadınlara “özgüven” kazandırmak, yaşamlarının değişmesi için olanak sunmak olarak anlatılan ve önerilen şeylerle Ford Otosan’da çalışan kadınlara reva görülen koşullar arasında kıyas yaparken buluyorum kendimi sürekli. Sorularım var.

Ford Otosan Fabrikası kadınları bu kadar önemsiyorsa neden kadın çalışanlarına 8 Mart’ta ücretli izin vermiyor?

Fabrikada kadın-erkek çalışan eşitliğini sağlamak istediğini söylüyor, neden bu kadar büyük bir işletmede 7/24 açık kreş yok ?

Fabrika kadınlarla yaptığı toplantılarında “Revirdeki psikolog, diyetisyen vs gibi hizmetleri daha sık kullanın, vakfı daha sık ziyaret edin” diyor. Peki ayda iki kere revire gitsek ustanın, postabaşının, grup liderinin mobbingine maruz kaldığımız bilinmiyor mu? “Kadın çalışanlar tacize uğrarsa kesin bize gelsinler” diyorlar. Nasıl gelsinler, “Ekmeğimden olur muyum?” diye, “Damgalanırım” diye korkarken bunun nasıl mümkün olduğunu da söylesinler bari bize…

Ford işçisi bir kadının evde kız çocuğu varsa, anneleri işteyken evin yükü o çocukların omzunda. “Kadınlar hayatın her alanında daha aktif olmalı, böylece dünya yaşanılabilir olur” diyenler çalışma koşulları giderek ağırlaşırken nasıl bir “aktiflik” bekliyor acaba?

Ford Otosan sözde kadın dostu, uygulamada kadınların cehennemi.

Çalışma koşulları zor, yasal olarak vermeleri gereken kreş-çocuk parasını lütufmuş gibi sunuyorlar, kadın-erkek işçiler birbirine düşmanlaştırılıyor, ayrımcılık yaratılıyor, bu da erkek işçilerin içine düştükleri her zorlu durumun sebebini kadın işçilermiş gibi değerlendirmesine yol açıyor. Bir de şiddet, çocuk işçilik, kadın sorunu, geri kalmışlık vs. Hepsi bu dünya düzeni ile ilgili. Kadınlar lider olsunlar tabii. Ama inanın bir otomobil fabrikasında 8 saat çalışıp evde çocuk bakmak, yemek yapmak, evin tüm yükünü yüklenmek, üç kuruş parayla ev ekonomisini döndürmeye çalışmak hiç kolay değil. Fabrika yönetimi genç kadınlar için bu kadar tedirginse, kendi bünyesinde çalışan genç kadınların durumuna bir baksın.

Hayal edersen değil, mücadele edersen geçelim kendimizi dünyayı bile değiştirebiliriz.

Şu korona günlerinde kadın işçilere bir kitap önereceksek Bir Kadın İşçinin Gençliği’ni öneriyorum ben. Çünkü bizim patronların bize lider olmayı öğretmesine değil, kendi sorunlarımız ve taleplerimiz etrafında bir araya gelmeye ihtiyacımız var.

Bir de bonus film önerisi yapayım, Ekmek ve Güller’i izleyin arkadaşlarım... Dayanışmayla kalın.

İlgili haberler
GÜNÜN KİTABI: Bir kadın işçinin gençliği

Kendisi değiştikçe, çevresindekileri de değiştirebileceğine güvenen bir militanın yapabileceklerinin...

Kameralar işçi kadınlara döndüğünde...

Sadece zorlukları ve kölelik koşullarında çalışmanın ezilmişliğini değil, mücadeleyle değiştirebilme...

METAL İŞÇİSİ KADININ GÜNDEMİ: 8 saat çalışma, var...

Ağır iş koşulları ve sürekli değiştirilen vardiyalardan dertli olan, işçi sağlığı açısından ciddi so...