Yüz yüze eğitim için okullar açılsın, okulların açık kalması için gerekli önlemler bir an önce alınsın!
Eğitimin çocukların ihtiyaçları ve güvenlikleri gözetilerek yüz yüze sürdürülmesi, okulların açık kalmasının sağlanması için hep birlikte sözümüzü, taleplerimizi, eylemlerimizi görünür kılalım!

Pandemi sürecinde hükümet verdiği kararlarla hayatlarımızı gözden çıkardığını her seferinde gösterdi. Her bakımdan zarar gördük. Özellikle çocukları olan yoksul emekçi kadınların hayatı her bakımdan zorlaştı. Türlü yokluklar içinde ve bin bir dertle baş etmeye çalışarak çocuklara devletin sağlamadığı eğitimin de yükünü sırtlandık. Bu yüzden işinden olan, işe devam etmek durumundaysa aklı evde kalan yüzbinlerce kadın oldu. Çocukların bedensel, sosyal, ruhsal, zihinsel gelişimleri olumsuz etkilendi, çocukların güvenliği ve korunmasını azaldı, çocuklar riske açık hale geldi.

Türkiye, dünyada okulların en uzun süre kapalı tutulduğu ülkelerden biri.  Düğünlere, kongrelere, toplu açılışlara devam ederken, AVM’ler, restoranlar, fabrikalar ve işyerlerini açık tutarken okulları kapatarak pandemi yönetmeye çalışan başka bir ülke yok dünyada.

Okulun sadece eğitim olmadığı, özellikle yoksul ailelerin çocukları için okulun aynı zamanda koruma altında olma, yetişkin gözetiminde olma, sosyal ilişki edinme, çocuk izlem ve koruma sistemine erişmek için en kritik kurum olma özellikleri nedeniyle “hayati” bir önemi olduğu bilinen bir gerçek. Pandemi süresince milyonlarca çocuk okulun takibinden, okuldan alacakları sosyal destekten mahrum kaldı. Araştırmalar evde kapalı kalmanın, yüz yüze eğitimden uzaklaşmanın çocukların yaşadığı şiddeti ve istismarı artırdığını, tespitin zorlaştığını ve istismarın sürdüğünü açıkça ortaya seriyor. Çocukların okulla bağı zayıfladıkça, çocukları istismardan koruma olanakları da azalıyor.

MEB’in farklı verilerine göre 2 ila 6 milyon arasında çocuk maddi ve teknik olanaksızlar nedeniyle uzaktan eğitime devam edemedi. Çok sayıda çocuk ise kalıcı olarak eğitim sisteminin dışında kaldı. Eğitime erişimde eşitsizlikler keskinleşti, derinleşti. Bu koşullarda girilen lise geciş ve üniversite sınavları eşitsizliklerin sonuçlarını taşıdı. Çalışmak zorunda kalmak, çalışma hayatında şiddet ve sömürüye uğramak, kız çocukları için erken yaşta zorla evlendirilerek eğitimden kopmak salgında arttı.

En çok da yoksullukla boğuşan, ağır yaşam koşullarına mahkum edilen emekçiler, işçiler, işsizler, güvencesiz ve düşük ücretlerle çalışanlar, salgında ücretsiz izne gönderilenler, sonrasında işinden olanlar, korunmasız kalan göçmenler, desteksiz kalan şiddetle kuşatılan kadınların çocukları için bu fatura çok çok ağır!

Hatırlatalım, Ekmek ve Gül olarak 8 Mart’a giderken 22 ilden 23 işkolundan 680 kadınla yaptığımız araştırmaya katılan ve çocuğu olan kadınların üçte biri, okulların kapalı olduğu sürede çocukları tek başına evde bıraktıklarını söylemişti. Kaygıları derin, korkuları büyüktü. Çocuklar güya salgın tedbiri olarak evde iken hiçbir önlem olmadan salgın boyunca saatlerce çalıştırılan, virüse son derece açık olan ve nihayetinde yaygın şekilde hastalanan işçilerin çocukları kendilerini büyütmek zorunda kaldı.

Ekmek ve Gül olarak pandemi boyunca uzaktan eğitimin sorunlarını, kadınlar üzerinde arttırdığı yükleri, evde tek başına kalmak zorunda kalan çocukların yaşadıklarını, ödenemeyen elektrik, internet faturalarının öfkesini, kız çocuklarının derslere girmek yerine evdeki kardeş bakımını üstlenmek zorunda kaldığı örnekleri ve daha nicesini yaşayanların kaleminden, cümlelerinden yansıttık. Uzmanların uyarılarına, ortaya çıkan eşitsiz tablonun orta ve uzun vadede yaratacağı sorunlara, bunların işçi sınıfına, işçi kadınlara ve kadınların geleceğine olan etkilerine yer verdik.

Bugün, okulların açılmasına günler kala, bu sorunları yeniden gündem ederek bir kere daha hepimizin meselesi haline getirme zamanı. Okulların açılması, okulların açık kalması için somut, hızla yerine getirilmesi gereken taleplerimizi her yerde; mahallelerde, işyerlerinde, okul önlerinde, sınıflarda bir araya gelerek yüksek sesle dile getirme zamanı. Çünkü kaybedecek zamanımız yok! Çünkü kadınların daha fazla tahammülü yok! Çünkü yoksul çocukların hayatlarının daha fazla çalınmasına, bugünlerinin ve yarınlarının ipotek altına alınmasına iznimiz yok!

Gelin; okulların açılacağı duyurularının göz boyama olarak kalmaması, eğitimin çocukların ihtiyaçları, sağlıkları ve güvenlikleri de gözetilerek yüz yüze sürdürülmesi, okulların açık kalmasının sağlanması için hep birlikte sözümüzü, taleplerimizi, eylemlerimizi, birlikteliklerimizi görünür kılalım...

Eylül ayı gelmeden ve devamında hızla gerekli tüm önlemlerin alınması, okulların açık kalmasının sağlanması, yoksul çocukların pandemi döneminde yaşadıklarının görünür kılınması ve bu zararların telafisinin sağlanması için yan yana gelelim.

TALEPLERİMİZ
•    Hiçbir bahane, gerekçe ortaya konmadan devlet okulları açmalı, okulların açık kalması için gerekli tüm önlemleri acilen almalı. Yeterli bilgilendirme olmaması ve salgının yanlış algılarla yönetilmesi gibi nedenlerle okulların açık kalması konusunda halkın taşıdığı endişelerin giderilmesi için bilimsel veriler ışığında geniş bir biçimde, tüm olanaklar kullanılarak bilgilendirilme çalışmaları yapılmalı.
•    Salgında yeni varyantlar göz önüne alınarak acilen bir eğitim eylem planı oluşturulmalı.
•    Sınıf mevcutları düşürülmeli. Okulların, dersliklerin fiziksel koşulları iyileştirilmeli, ek sınıflar açılmalı, yeni öğretmen atamaları yapılmalı.
•    Pandemi döneminde çocuklara yaşatılan bilişsel, fiziksel ve duygusal kayıpların telafisi için bütçe ayrılsın, müfredat oluşturulsun, eğitim planlaması yapılmalı.
•    Okulların hijyen ihtiyaçları, temizlik için istihdam edilen görevlilerin ücretleri ve sosyal güvenlikleri devlet tarafından karşılanmalı, bu temel ihtiyaçların mali yüklerinin velilerin sırtına bindirilmemesi için bütçe ayrılmalı.
•    Okullarda derslik, öğretmen odaları ve toplu olunan diğer ortamlardaki havalandırma sistemleri kontrol edilmeli. Sınıfların pencerelerinin muhakkak açılır ve havalandırmaya müsait olduğu garanti altına alınmalı.
•    Çocukların pandemi sürecinde kaybettiklerinin telafi edilmesi için belediyeler, sosyal hizmet kurumları da çeşitli kurs, atölye ve etkinliklerle çocukların eğitim sürecine destek olmalı, çocukların bilişsel ve fiziksel ihtiyaçlarının giderilmesi için spor tesislerinden ücretsiz yararlanma olanakları artırılmalı.
•    Kanser tedavisi alan ya da yakın zamanda tedavisini tamamlamış ve henüz toparlanamamış çocuklar, doğuştan gelen veya sonradan kazanılmış ciddi bağışıklık yetmezliği olanlar ve bağışıklığı ciddi derecede düşüren ilaç kullananlar gibi Kovid-19 enfeksiyonunun olumsuz etkileri açısından risk grubunda olan ve bu nedenle salgın döneminde korunması gereken çocukların hem fiziksel, psikolojik ve sosyal sağlıklarını korumak hem de eğitimlerinden geri kalmalarını önlemek için özel yöntemler geliştirilmeli.

Kolaj: Ekmek ve Gül (Fotoğraflar: Unsplash, PngFind)

DUVARLAR TALEPLERİMİZLE DOLSUN

Okulların açılması ve açık kalmasının sağlanması için gerekenlere dair taleplerimizi, uzaktan eğitimin kadın ve çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini mahallelerde, sokakalarda görünür kılmak için Ekmek ve Gül olarak seri afişler hazırladık. Mahallende, sokağında kullanmak istersen BURADAN indirebilirsin.

Pandemi boyunca Ekmek ve Gül olarak eğitime erişemeyen öğrencilerin, çocuğunu evde bırakıp işe binbir endişeyle gitmek zorunda kalan kadınların, yoğun iş yükü altında ezilen eğitim emekçilerinin sesini duyurduk. Uzaktan eğitimin sonuçlarına ve yüz yüze eğitimin gerekliliğine dair uzman röportajlarını, çeşitli verilerle sonuçları ortaya koyan raporları ve kadınların gözünden pandemide eğitimin nasıl geçtiğine ve taleplerine dair yazıları aşağıda bulabilirsiniz.

•    Hep birlikte soralım Milli Eğitimin bütçesi nerelere harcandı! Neredeyse 2 yıl boyunca ne yaptı Milli Eğitim Bakanlığı ve neden yapmadı?


•    Eğitime erişim, kreş ve bakım hizmetleri, koruma ve izleme sistemi yok! Bu yokluk en çok yoksullukla boğuşan; ağır yaşam koşullarına mahkum emekçilerin çocuklarını istismara açık hale getiriliyor.  Koruma sisteminin tüm ayaklarıyla işlemesi neden işçi ve emekçilerin sorunu? Sendikalar ne yapmalı? Somut taleplerimiz ne olmalı? Yanıtlayalım. Okullar açılsın, koruma sistemi kurulsun, sendikalar göreve!

İllüstrasyon: stories/Freepik

•    Eğitimin bir dönem daha online sürdürülmesinin sonuçlarını ve online eğitimin kız çocukları açısından yarattığı riskleri Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul anlayıor. ‘Uzaktan eğitimin sürmesi kız çocuklarının eğitimden kopuşunu hızlandırır’


•    Pandemi sürecinde otizmli çocukların ve ailelerinin yaşadığı sorunlara mercek tutuyoruz. İstanbul Otizm Gönüllüleri Derneği Genel Sekreteri Sarah Başar, pandemide otizmli çocukların eğitimlerinin akıbetine dikkat çekiyor. Otizmli çocukları olan anneler pandemide çaresiz bırakıldı

•    Uzmanlar 4. dalga karşısında uyarıyor: ‘Türkiye, dünyada en uzun süre eğitime ara veren ülkelerden biri oldu. Eğitime 1 yıl daha ara verilirse bir nesli kaybedeceğiz’ IPA: Çocuklarınızın eğitimi için aşılanın

•  Okullar nasıl koşullarda açılıyor? Çocuklar bir buçuk yıl sonra eğitime nasıl dönecekler? Hazırlıklar ne durumda? Tüm bu soruların yanıtlarını İstanbul Eğitim Sen 3 nolu Şube Sekreteri Meral Gülşen anlatıyor. Okullar açılıyor: Hazırlık yok belirsizlikler çok

•  İstanbul’dan bir öğretmen mülteci çocuklara eğitim vermek için özel bir eğitim almadıklarını ve çocukların eğitiminin öğretmenlerin bireysel inisiyatifine bırakılmasının sorunlarından bahsediyor. Mülteci çocukların eğitimi için ne yapılmalı? Mülteci çocukların eğitimi: Öğretmenler kendi haline bırakılıyor

•    Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneğinden Selda Arslan, eğitim öğretim yılına girerken velilerin, öğrencilerin, eğitim emekçilerinin hangi talepler ve sorularla yan yana gelebileceğini yazdı. Niyet etmekle okullar açılmıyor

Fotoğraf: Ekmek ve Gül


•    İktidarın politikaları eğitimdeki fırsat eşitsizliğini derinleştirdi. 6 milyon öğrenci internet erişimi ya da cihazları olmadığı için EBA sistemine hiç erişemedi. 6 milyon EBA’ya erişemedi, üç gençten birinin bilgisayarı yok

•    MEB verilerine göre Türkiye genelinde öğrencilerin yüzde 15’i uzaktan eğitime erişemedi. Urfa’da yüzde 55, Ağrı’da yüzde 47, Van’da ise öğrencilerin yüzde 39’u eğitime uzaktan baktı. Türkiye genelinde 2.4 milyon öğrenci eğitime erişemedi

•    Eğitim Sen’e göre öğrencilerin sadece yüzde 15’i uzaktan eğitime katılabildi. OECD’ göre ise öğrencilerin yüzde 44’ünün bilgisayarı yok. 1,5 milyon öğrenci ise internet erişiminden mahrum. Uzaktan eğitimin bilançosu: Milyonlarca öğrenci eğitimden mahrum kaldı!

•    Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre sadece 1 yılda açılan özel okul sayısı bin 115. Ülkede günde ortalama 3 adet özel okul açılıyor. Yani 1 yılda bin 115 özel okul açılırken, aynı dönemde açılan devlet okulu sayısı 166. 2002’de eğitime ayrılan 17.18’lik bütçe payı 2020’de 4.65’e düştü


•    SGDD Göç Akademisinin araştırması, pandemi döneminde geçici ya da uluslararası koruma altındaki çocukların eğitim ya da sağlık hakkından mahrum kaldığını gösteriyor.  Sığınmacı çocuklar için pandeminin bir yılı: Sağlığa ve eğitime erişemiyorlar

Fotoğraf: Unsplash


İllustrasyon: Ivan Haidutski/Icons8

GELECEK DÖNEM İÇİN BELİRSİZLİKLER KORKUTUYOR, TALEPLER NET
•    Pandemi nedeniyle okulların açılmama ihtimali çocuğu olan kadınları endişelendiriyor.Ankara ve Kocaeli'den kadınlara mikrofon uzattık.
Ankara:  Okullar mutlaka açılmalı
Kocaeli: ‘Okullar açılmazsa çocuklar kayıp üstüne kayıp yaşayacaklar’
•   Geçmişte de okulların tüm ihtiyaçlarının yükü velilere yıkılıyordu ancak pandemi sürecinde devlet bunu da fırsata çevirmek için çeşitli hamleler yaptı. Okulların açılmasına sayılı günler kalmışken ve önlemlere dair yetkili kurumlardan bir ses seda yokken okulların tüm ihtiyacı da yine velilerin cebinden mi karşılanacak?
YOKSULLUK, GEÇİM SIKINTISI EĞİTİME ERİŞİMİN ÖNÜNE GEÇİYOR

Türkiye'nin dört bir yerinden kadınlar pandemi boyunca çocuklarının uzaktan eğitime erişebilmesi için verdikleri mücadeleyi anlattı. Pandemi aynı zamanda ekonomik yükün, geçim sıkıntısının, işsizliğin kat be kat arttığı bir süreç olarak geçti. İşten atma yasakları gelse bile yerine ücretsiz izinler, Kod 29'lar geldi. Sofrayı doldurmakta zorlanırken ekstra gelen internet, elektrik faturalarına yetişemeyenlerin, tablet, telefon edinemeyenlerin çocukları ise bir buçuk yıldır eğitimden yoksun. Milli Eğitim Bakanlarının dillerinden düşürmediği "fırsat eşitliği sağlandığı" yalanı da pandeminin gerçekliğiyle çöp kutusunu boyladı. Yoksulluğun, geçim sıkıntısının çocukların eğitime ulaşmalarının önünde ne kadar büyük bir engel olduğunu Türkiye'nin dört bir yanından kadınların kalemlerinden okuyalım...

•    Dudullu OSB’de bulunan fabrikalardan işçi kadınlar ‘ücretsiz’ eğitim için istenen kayıt paralarını ve çocuklarının bakımdan ve eğitimden nasıl uzaklaştığını anlatıyor. İşçi çocuklarına eğitim çok mu?

•    Adana'dan tarım işçisi bir ailenin yaşadıklarına bakalım. Pandemide aylarca işsiz kalan baba telefonunu satmak zorunda kaldı. İnternet, tablet, telefon olmayınca çocukların derslere giremedi, tarım işçisi olarak çalışmaya başladılar.  Çocuk tarım işçisi: ‘Babam telefonunu sattı, canlı derse giremiyorum’

•    Kocaeli'de evinde internet, telefon olmayan kadınlar çocuklarının bir kere bile  online derse giremediğini söylüyorlar. Çocuğum bir kere bile uzaktan derse giremedi’

•    Pandemi süresince eğitimin tüm yükü ailelere yüklendi; ekonomik yükü de çocukların bakım yükü de çocukların eğitimi de... Bu yükün altında çocukların da velilerin de nasıl ezildiğini Antalya'dan Gül anlatıyor. Eğitimin yükü bizim omuzlarımızda!

•   Yoksul mahallelerde okulla hayata tutulan, koruma sisteminde takip edilebilen çocuklar pandemide güvencesizliğe, geleceksizliğe, eğitimden kesin kopuşa, istismara, şiddete, uyuşturucu kullanımına mahkum edildi. Antep'te Hürriyet Mahallesi'de bunun bir örneği. Hürriyet Mahallesi'nde pandemiyle değişen yaşamlara ve mahalledeki kadınların çocukları için verdiği mücadeleye bir göz atalım. Eğitim istediler Kur'an kursu önerildi

•   Üniversitelerin de uzaktan eğitime geçişiyle yurtlar kapandı, yurtta kalan üniversite öğrencilere aile evine mecburi dönüşler yaptı. Aile evine dönmeyenler için ise kirasını ödeyebilmek, karnını doyurabilmek için çalışmak bir zorunluluk oldu. YTÜ'den Destina da yatılı dadılık yaparak boş zamanlarında derslerine yetişmeye çalışıyor. Yaşadıklarını Destina anlatıyor... Üniversitelinin ‘uzaktan eğitim’i: Yatılı dadılığa mecburiyet

ÖĞRETMENLER DERSE GİREMEYEN ÖĞRENCİLERİNİ ANLATIYOR...

Eğitim emekçileri, öğrencilerinin ve ailelerinin pandemi boyunca yaşadıkları sıkıntıların, öğrencilerin eğitime tutunma ısrarının doğrudan tanıkları oldular. Bu tanıklıkları Ekmek ve Gül'e yazan eğitim emekçilerinin kalemlerinden okuyacağız.

•   Malatya'dan bir öğretmen eğitim için gerekli masrafları karşılayamayan velilerin çocuklarının derslere giremediğini anlatıyor ve soruyor: ‘Velimin, ailesinin barınma ihtiyacını karşılayamazken çocuklarının eğitimi için gerekli olan parayı karşılayabilmesi mümkün mü?’ Eğitimde fırsat eşitliği mi dediniz!

•   Pandemi, özellikle sınava hazırlanan öğrenciler açısından eşitsizliklerin daha da belirginleştiği bir dönemdi. Okullar kapalıyken üniversite sınavına giren öğrencilerin çoğu daha ümitsiz, daha gergin, daha öfkeli... Ankara'dan kız meslek lisesi öğretmeni Songül, öğrencilerinin tüm zorluklara rağmen eğitim almak için gösterdikleri ısrarı anlatıyor. Kız meslek lisesinden izlenimlerle gençlerin umudu, bizlerin görevi

•   Özel kurslarda çalışan bir öğretmen öğrencilerine ve velilerine dair gözlemlerini anlatıyor: Kaygı büyük. Özel eğitim kurumunun koridorlarında dertli çocuklar


•   Pandemi döneminde kız çocukları ev işlerine itildi, evlendirildi... Pandemide kız çocukları eğitimden uzaklaştı. Kız çocuklarının pandemisi: Erken evlendirilme, yatılı kuran kursları, ev işleri

Fotoğraf: MA

Fotoğraf: Pixabay

BU ÇOCUKLARA KİM BAKACAK?

Kreşler, bakım evleri, anaokulları da eğitimin online olmasıyla birlikte kapatıldı. Ancak işyerleri çalışmaya, işçiler işe gitmeye devam etti. Peki ebevynler işteyken bakım evlerinde, kreşlerde, okullarda olan bu çocuklara ne oldu? Bakıcı tutmak çok masraflı olduğu için bazı kadınlar içleri yana yana kapıyı çekip çocuğu yalnız bırakmak zorunda kaldılar, bazıları işi bıraktı, bazıları Kovid riski yüksek yaşlı akrabalara bıraktılar çocukları, bazıları işe yanında götürdü, bazıları ise dönüşümlü bir şekilde komşularıyla çocuklarına baktılar. Eğitim gibi çocuk bakımını da devlet üstlenmedi ve kadınların sırtına yükledi. Pandemi boyunca "bu çocuklara ne olduğunu" kadınlar anlattı, tepki gösterdi, kreş talep etti... Kaıdnların Ekmek ve Gül'e yazdığı mektupların, kadınlarla yaptığımız sohbetlerin bir kısmını buradan paylaşıyoruz.

•   İŞKUR'da çalışan ve çocuklarını bırakacak bir yeri olmayan kadınlar dönüşümlü çalıştıkları için çocuklarına da kendi aralarında dönüşümlü baktıklarını anlatıyorlar. Dönüşümlü çocuk bakımı!

•   Bakım ve eğitim veren okulların, bakım merkezlerinin kapanmasıyla kadınların evdeki sorumlulukları da arttı. İşyerinde tükenene kadar çalışan ve Kovid riskiyle her gün her an yüz yüze olan sağlık işçisi kadınlar çocuklarını evde bırakıp gün boyunca endişe içinde çalıştıklarını anlatıyorlar. Sağlık işçisi kadınlar: ‘İş yerinde daha fazla denetim evde daha fazla iş yükü’

•   Çok uzun zamandır kadınların gündeminde olan kreş talebi pandemide daha da alevlendi. Kreşler kapandı, ebeveynler çalışıyor. İzmir'den bir hemşire Sağlık Bakanına soruyor: "Sayın Sağlık Bakanı, sağlık müdürleri siz mi bakacaksınız çocuklarımıza?" Sağlık bakanı ve müdürleri mi bakacak çocuklarımıza?

•   Çocuğunu peşine takıp işe giden kadınlardan biri de Ayşe. Ayşe pazarda tezgah açmaya çocuklarıyla gidiyor. Ancak Ayşe'nin tezgahını pazarın girişine ısrarla kurmasının bir sebebi var. Ayşe niye tezgahını pazarın girişine açıyor?

•   Özel sektörde çalışan ve çocuğuna bakacak kimseyi bulamayan pek çok kadın işten ayrılmaya mecbur bırakılıyor. Çayan da bu kadınlardan biri. Talebi ise açık: Ücretsiz, nitelikli kreşler. ‘Çalışan bir anne olarak ücretsiz, nitelikli kreşler istiyorum’

•   Pandemi boyunca kadın öğretmenler ders-çocuk bakımı- ev işleri üçgenine sıkıştılar.

Fotoğraf: DHA

İlgili haberler
Okullar açılsın, koruma sistemi kurulsun, sendikal...

Eğitime erişim, kreş ve bakım hizmetleri, koruma ve izleme sistemi yok! Bu yokluk en çok yoksullukla...

‘Okullar açılmazsa çocuklar kayıp üstüne kayıp yaş...

Belirsizlikler yüzünden Eylül’de de okulların yüz yüze açılmaması kaygısını taşıyan kadınlar anlatıy...

‘Devlet okullarının her ihtiyacı velilerin omzunda...

Geçmişte de okulların tüm ihtiyaçlarının yükü velilere yıkılıyordu ancak pandemi sürecinde devlet bu...