Tazminatsız feshi kabul dilekçeleri hükümsüzdür!
Arşiv araştırması henüz bitmeyen işçilere imzalatılan ‘tazminatsız işten çıkarılmayı kabul ediyorum’ dilekçeleri hukuka, Anayasa’ya ve yasalara aykırıdır. Hükümsüzdür, geçersizdir!

Okurumuzun sorusu:
“İyi günler. Taşeronda kadro ile ilgili “güvenlik soruşturması değil arşiv araştırması” ile ilgili yazınızı okudum. Bizim kadroya geçişimiz yapıldı ama 150 kişiye “1 Nisan’da güvenlik soruşturmanız yetişmedi” denilerek “atamadan sonra güvenlik soruşturmasında bir bulguya rastlanırsa iş akdimin tazminatsız olarak feshedileceğini kabul ediyorum” şeklinde bir dilekçe imzalatıldı. Konu ile ilgili bizleri aydınlatır mısınız?”
Deveye sormuşlar “neden boynun eğri” diye, deve cevap vermiş: “Nerem doğru ki?”
Hukuksuzluklar öyle üst üste ki, neresinden tutsak elimizde kalıyor… Yine de adım adım gitmeye çalışalım.

ARŞİV ARAŞTIRMASI VE GÜVENLİK SORUŞTURMASI
Okurumuzun da hatırlattığı üzere taşeron işçiler için güvenlik soruşturması yapılamaz, sadece arşiv araştırması yapılabilir. Detaylar bu yanıtımızda: KADROYA GEÇİŞTE GÜVENLİK SORUŞTURMASI YOK, ARŞİV ARAŞTIRMASI VAR
Arşiv araştırmasının çoktan yapılmış olması ve arşiv araştırması sonuçlarının tespit komisyonlarınca değerlendirilmiş olması gerekiyordu. Detaylar bu yanıtımızda: ARŞİV ARAŞTIRMASINA TAKILAN İŞÇİLERİN YAPABİLECEKLERİ VAR! 

İŞÇİLERE İMZALATILAN DİLEKÇELER
Arşiv araştırması ve/veya güvenlik soruşturmaları yetişmediği için Türkiye’nin dört bir yanında hem merkezi hem yerel kuruluşlar işçilere benzer tebligatlar yapıyor, benzer dilekçeler imzalatıyor.
Arşiv araştırmalarının zamanında yapılmış olmamasının faturasını işçiye kesmek istiyorlar.
İşçiden hem kadrosu, hem işi hem de tazminatından vazgeçtiğini kabul etmesini istiyorlar.
Neymiş efendim? Eğer arşiv araştırması (ya da güvenlik soruşturması) olumsuz gelirse işçi kıdem tazminatı da ödenmeden işten çıkarılmayı kabul ediyormuş…
Ne yazık ki işçilerin büyük çoğunluğu, işten çıkarılma ve kadrosunu kaybetme endişesiyle bu dilekçeleri imzalıyor. İşçilere baskı ve tehditle bu tebligatlar yapılıyor, bu dilekçeler imzalatılıyor.

DİLEKÇELERİN HUKUKA AYKIRILIĞI
Lafı hiç dolandırmadan söyleyeceğim!
Eğer Türkiye Cumhuriyeti bir muz cumhuriyeti değilse bu dilekçeler hükümsüzdür.
Eğer Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan “hukuk devleti ilkesi” eğer hala yürürlükteyse (ki hukuken yürürlükte) bu dilekçeler hükümsüzdür.
Eğer İş Yasası hala yürürlükteyse, eğer iş akdinin feshi ve kıdem tazminatı ile ilgili kanun maddeleri hala yürürlükteyse (ki hukuken yürürlükte) bu dilekçeler hükümsüzdür.
Çünkü her şeyden önce, henüz doğmamış bir haktan feragat edilemez. Kıdem tazminatı iş sözleşmesinin sona ermesi ile doğar. Dolayısıyla işçi istese bile işten çıkarılma tarihinden önce henüz doğmamış bir hakkından feragat edemez. İşçi bu yönde bir beyanda bulunsa, dilekçe imzalasa bile bunlar geçersizdir, hükümsüzdür.
Ayrıca işçilere bu dilekçeyi imzalatan kurumların dayandıkları 696 sayılı Kanunun 127. maddesindeki ilgili hükmü şu şekildedir:
“Şartları taşımadığı halde bu madde hükümlerinden yararlandırıldıkları tespit edilenlerin herhangi bir tazminat ödenmeksizin istihdamına son verilir. Yanıltıcı bilgi ve belge sunmak suretiyle bu madde hükümlerinden yararlandığı tespit edilenlere istihdam süresince yapılan ödemeler genel hükümlere göre tahsil edilir. Şartları taşımayanları, bu madde hükümlerinden yararlandıranların sorumlulukları saklıdır”.
Kamu kurumları bu paragrafın ilk cümlesini cımbızla çekip, bu cümleye dayanarak işçilere dilekçe imzalatmaktadır. Oysa bu paragrafın hemen ikinci cümlesinde “yanıltıcı bilgi ve belge sunmak suretiyle” denilmektedir. Yani tazminatsız fesih, işçinin yanıltıcı bilgi ve belge sunması halinde söz konusu olabilecektir.
İşçi yanıltıcı bilgi ve belge sunmadığı halde; işçinin hiçbir hatası, suçu, günahı olmadığı halde; sırf Valilikler ve Emniyet görevini zamanında yapmadığı, arşiv araştırmasını zamanında bitirmediği için işçilerin tazminatsız işten çıkarılması; akla, mantığa, hukuka ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırıdır.

SONUÇ OLARAK:
1) İşçilere “tazminatsız işten çıkarılmayı” kabul ettiklerine dair belge veya dilekçe imzalatılması, bu yönde tebliğler yapılması hukuka ve mevzuata aykırıdır. İşçilerin bu dilekçeleri imzalama zorunluluğu yoktur.
2) Söz konusu belge ve dilekçeler hukuka, Anayasaya, 696 sayılı KHK’ya ve İş Yasası’na aykırıdır. Bu nedenle, geçersiz ve hükümsüzdür.
3) Doğmamış bir haktan feragat edilmesi hukuken mümkün olmadığı için; işçi bu belgeyi/dilekçeyi imzalamış olsa bile kıdem tazminatı hakkından feragat etmiş sayılamaz.
4) Eğer bu belge ve dilekçelere dayanarak, arşiv araştırması (veya güvenlik soruşturması) olumsuz gelen işçiler tazminatsız işten çıkarılırsa bu İş Yasası’na aykırı olacaktır. İşçilerin önce arabulucuya giderek, dava yoluyla tüm haklarını talep etmesi olanaklıdır.
5) Eğer Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletiyse, bu davaları görecek olan mahkemeler işçilere imzalatılan bu dilekçe ve belgelerin hükümsüz ve geçersiz olduğunu tespit ederek, işçilere haklarını teslim edecektir.

Not ve Teşekkür: Bugün “İşçi Kadınlar Soruyor, Ekmek ve Gül Yanıtlıyor” köşemizde 50. sorumuzu yanıtladık. Yarım dalya dediğimiz bugünde, hem bu köşeyi açan hem de hazırlanması ve yayınlanmasını sağlayan Ekmek ve Gül ekibine; hem de soruları ve paylaşımları ile bu köşede kadın işçilerin sorularını yanıtlamamızı ve yanıtlarımızı yaygınlaştırmamızı mümkün kılan Ekmek ve Gül okurlarına canı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. Sorunlarımızı birlikte konuşmaya, sorularımıza birlikte yanıt aramaya devam etmek dileğiyle…

İlgili haberler
Kadroya geçişte güvenlik soruşturması yok, arşiv a...

Yasal kural çok açık. Taşeron işçiler için güvenlik soruşturması yok, arşiv araştırması var. Arşiv a...

Taşeron sulh sözleşmesi anayasaya aykırıdır!

Taşeron işçilere imzalatılan sulh sözleşmesi, ödenmeyen ücretler için dava açılamayacağını söylüyor....

Arşiv araştırmasına takılan işçilerin yapabilecekl...

Arşiv araştırması ya da güvenlik soruşturması nedeniyle kadroya geçirilmeyen taşeron işçiler itiraz...